Galatasaray ve Fenerbahçe yüz yılı aşan tarihlerinde birçok defa olduğu gibi bir kez daha karşı karşıya geldiler. Lige fırtına gibi giren ve ardı ardına aldığı galibiyetlerle zirveye yerleşen Galatasaray, bu sezon ilk kez bir dev maça çıktı. Fenerbahçe ise, Trabzonspor ve Beşiktaş’tan sonra Galatasaray maçını da geride bıraktı.

Galatasaray Fenerbahçe derbisine kadar, Antalyaspor maçı haricinde tüm maçlarda, rakiplerinden daha fazla topa sahip oldu ve hepsinden galip ayrılmayı başardı. Antalyaspor maçında rakibinden daha az topa sahip olan Sarı Kırmızılı takım, o maçtan da beraberlikle ayrıldı. Fenerbahçe karşısında da, topa daha az sahip olan Galatasaray bu maçta da beraberlikle yetinmek durumunda kaldı. Buradan şu sonuca ulaşmak mümkün; Demek ki Aslan topu rakibine kaptırdığında kazanmakta zorlanıyor.

Fenerbahçe için ise şunu söylemek mümkün. Sarı Lacivertli takım, böylesine maçlarda daha bir motive çıkıyor maça ve öyle ya da böyle başarılı oluyor. Buradan. Fenerbahçe’nin Galatasaray’dan aldığı beraberliğin başarı olduğunu söylediğim çıkarılmamalı. Söylemek istediğim şu; Sezona beklenenin çok uzağında bir performansla başlayan ve zirvenin biraz uzağına düşen Fenerbahçe, böylesine büyük ve önemli maçlara daha farklı bir havada çıkıyor.

Aslında bu derbiyle ve hakem Cüneyt Çakır’la ilgili söylenecek, yazılacak ve çizilecek o kadar çok şey var ki aslında, lakin bunu maçın hemen sonrasında herkes yazıp çizdi. Bu nedenle Cüneyt hocanın çaldığı ve çalmadığı düdükleri, verdiği vermediği kartları bir kez daha kurcalamak istemiyorum.

Bu maçın bana göre en çok akıllarda kalan detayı, Fenerbahçe taraftarının, kendilerine ayrılan tribünde, UltrAslan’ın kurucusu, benim de çok sevdiğim ve aklıma her geldiğinde dualarımı gönderdiğim, Alpaslan Dikmen için, “Kalbimizdesin Alpaslan Dikmen” pankartıydı. Bu jest önceki Galatasaray Fenerbahçe maçlarında yaşanan gerilimlerin aksine, neredeyse hiçbir olayın yaşanmadığı dev mücadelenin tartışmasız en çarpıcı olayı olarak kalplerimize yazıldı. Fenerbahçe tribün gruplarından ‘Genç Fenerbahçeliler’ bu güzel davranışla, ‘Ezeli rakip, ebedi dost’ tanımlamasının da ne kadar doğru olduğunu tescil etti. Bu vesileyle, tıpkı Alpaslan Dikmen kardeşim gibi, yakından tanıyıp sevdiğim, genç yaşta hayata gözlerini yuman, Genç Fenerbahçeliler taraftar grubunun kurucusu Sefa Kalya’ya da (Sefa Reis) Allah’tan rahmet diliyorum. Derbinin sonunda, skor tabelasındaki 0-0 beraberlik, Galatasaray’la Fenerbahçe arasındaki sekiz puanlık farkın korunması anlamına geliyor. Bu sonuç ayrıca, zirve takibindeki diğer takımlar için de heyecan ve gerilimin daha da artması demek.

Bu skor, ilk yarının tam ortasında karşı karşıya gelen iki takımın da, bir anlamda ürkerek çıktığı bu maçtan hasar almadan ayrılmasını sağladı. Sonuç itibarıyla iki takım skor anlamında değil ancak, ezeli rekabet ve ebedi dostluk anlamında kazanmayı başardı.

Hoşçakalın…

Erden AKTOĞU

[email protected]