Hoş Geldiniz Kader Hanım, Nasılsınız? Öncelikle Sizi Tanıyabilir miyiz ?

Hoşbuldum.Teşekkür ederim.İyiyim.Ben 2 haziran 1970 Adana doğumluyum.Dört kız kardeşin en küçüğüyüm.Çukurova’nın sıcak insanlarından biri ve sevgi dolu bir ailenin üyesiyim.İlk, orta, lise ve üniversite öğrenimimi  Adana’da tamamladım.Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi mezunuyum.Ziraat mühendisiyim ama mesleğimi hiç yapmadım.Çünkü hayalim hep edebiyat okumak ve Edebiyat Profesörü olmaktı ama maalesef bazı sebeplerden dolayı olmadı.Mezun olduktan sonra on yıl bir ilaç firmasında Gaziantep ve Kahramanmaraş bölgesinde represant olarak çalıştım.Daha sonra evlendim ve İzmir’e yerleştim.Yaklaşık beş yıl evinin kadını derler ya öyleydim  ama dünya güzeli bir kızım oldu.Çalışmaya alışan biri için çalışmamak  bir kaos gibiydi.Sonra eşimle kendi işimizi kurduk ve on yılda eşimle kurduğumuz işimizi devam ettirdik.Maalesef 2018  yılında eşim pankreas kanserine yakalandı ve çok büyük mücadelelerimize rağmen eşimi  2019 yılında kaybettim .Eşimin vefatından sonra iş yerimi kapatmak zorunda kaldım ve emekli oldum.Şimdi kızımla İzmir’de yaşamaya devam ediyorum.Sanırım benim iş hayatımda on yılın bir anlamı var gibi geliyor.

Yazmaya nasıl başladınız? Sizi teşvik eden biri ya da bir olay olmuş muydu?

Evet kesinikle teşvik eden birileri oldu.Lise 2. Sınıftaydım.Edebiyat öğretmenimiz  ismini hiç unutmam. Ahmet Tufan Beyefendiydi.Herkesin bir tane şiir yazmasını ödev olarak vermişti.O ana kadar hiç şiir yazmamıştım.Çok kitap okuyan biriydim.Lise yıllarına gelinceye kadar bütün klasikleri bitirmiştim.Ablalarımda öyleydi.En büyük ablamın kitaplarla dolu bir kitaplığı vardı ve bende onlarla büyümüştüm.Eski ebeveynleri bilirsiniz.Babam pek sıcak bakmazdı  bu kitap okumamız konusuna. Çok iyi anımsıyorum.Babam gece gelir ,ışığımızı kapatırdı.Ben onun uyumasını bekleyip tekrar yakardım ve kitabımı okumaya devam ederdim.Öğretmenimizin isteği üzerine bende bir şiir yazdım.İsmnii ise şu an gibi anımsıyorum. “İsterdim” şiirim.Bu şiir çok beğenildi ve ben  böylece yazmaya başladım.Adana’da “Ekin Dostları” adında bir dergi vardı.Bu dergi bir şiir yarışması düzenlemişti.Ben oraya beş tane şiirimle katıldım.Beş şiirimde ödül aldı ve ben böylece yazmaya devam ettim. Hatta o şiirlerimden “Umudun Çiçeği” şiirime kitabımda en son sayfada yer verdim.Şiir yazmaya üniversite yıllarımda ve çalışmaya hayatımda devam ettim.Evlendikten sonra çok uzun yıllar hayatın getirdiği  daha büyük sorumluluklar nedeniyle yirmi yıl kadar bir süre ara vermek zorun da kaldım ama kitap okumayı hiç bırakmadım.

Yirmi yıl kadar yazmaya ara verdim dediniz.Tekrar yazmaya sizi iten neydi?

Evet yirmi yıl kadar yazamadım.Hayat öyle apansız gelir ki Yudum hanım istediğiniz hiçbir şeyi yapamadığınızı yıllar sonra fark edersiniz.Benim en büyük hayalim bir kitap yazmaktı.Liseden bu yana bunun hayalini kuruyordum ama dediğim gibi gerçekleştiremedim.Eşim vefat ettikten sonra bu hayalimin sadece düşüncelerimde kalmaması gerektiğine karar verdim ve oturdum çalışmaya başladım.Daha çok yazmaya ve daha çok kitap okumaya yöneldim.Tabii ki yaşadıklarımıda biriktirmiştim.Ben çok sevgi dolu bir ailede büyümüştüm.Akdeniz insanlarının içinde özgür sayılabilecek bir ortamdaydım.Özgür bir aileden sonra   kısıtlı bir özgürlüğün içine düşmüştüm ve bu yıllar sırasında çok anılar biriktirdim.Bunları en iyi ifade edebileceğim platformu şiir olarak gördüm.Dört yıllık bir çalışmamın sonucunda “Periler Ve Pervaneler” şiir kitabımı çıkarttım.

Bize kitabınızdan bahseder misiniz? Neler anlattınız?

“Periler Ve Pervaneler” kitabım elif elif yananlara adadığım bir kitap.

İşte bu benim hikayem…

"Çocukları özgür bırakmak istiyorum" "Çocukları özgür bırakmak istiyorum"

Benim gibi başkalarının,Ayşe’nin, Fatma’nın,Zeynep’in,Hüseyin’in Mustafa’ın belki de.Şu an da kadınların sözlerini duyar gibiyim.Erkekler neden?Hepimizin yaşanmışlıkları var.               Çünkü bizler bönce insanız.Kadın olsun erkek olsun, hepimiz yıkılırız ve yıkıntılardan ayağa kalkarız.Hayatımızı bir roman olarak görürüz.Çünkü hepimizin yaşadıkları kendine göre görülmemiş ve yaşanmamıştır.Doğduk annemizin kuzusu, babamızın prensesiydik.Beyaz atlı prens gelecek ve babamız gibi sevecek ya da bir prenses gelecek annemizin bizi kral yaptığı gibi bizi kralı yapacak.Kitabım el bebek gül bebek sevgi dolu bir ailede büyüyenlerin ya da büyüyemeyenlerin hikayesini anlatıyor.Sevgiyle büyümeyen değerle yoğrulmayanların eline düştüğümüzde yaşadığımız hayal kırıklığının hikayesi ve yeniden küllerinden doğan anka kuşlarını anlatıyor.Maviye olan umutları, ışığa koşan pervaneleri, özgürlüğün martıların kanatlarında olduğunu, sessiz çığlıkların bir gün gelip son bulacağını anlatıyor.

Bu benim bu hepimizin hikayesi…

Kitabınızın kapak tasarımı oldukça enteresan nasıl seçildi?

Yayınevim bir kapak tasarımı göndermişti.O da güzel bir kapak tasarımıydı ama kitabımı çok yansıtmadığını  düşündüm ve içime sinmedi.Sağolsunlar itiraz etmediler.Kızımla beraber dört beş tane fotoğraf içinden seçtik ve en son bu kapak tasarımına karar verdik.Kızımda çok okuyan bir genç olduğu için çok güvenirim ona bu konularda ve çok isabetli bir karar verdiğimizi düşünüyorum.

Yazarlık dışında neler yapıyorsunuz?

Yazarlık dışında müzik benim için vazgeçilmezdir.Çoğu şiirimi müzik dinleyerek yazmışımdır.Bir Muhsin Namcu hayranıyım.İran müziklerini çok seviyorum.Film ve dizi izlemeyi çok seviyorum.Yunan yönetmen Angelopoulos’un filmlerini çok beğenerek izliyorum.Ağlayan çayır filmini üç kere izlemişimdir sanırım.Fimlerdeki görseller beni çok etkiliyor.Bu yönetmenin filmlerindeki görseller muhteşem.Bu sene kızım üniversiteye hazırlanıyor.Onunla ilgileniyorum çoğu zaman ve onunla zaman geçirmeyi çok seviyorum.Ayrıca gezmeyi ve yeni yerler keşfetmekte zamanımı geçirdiğim uğraşlarım arasında.Dijital bir gazetede köşe yazıları yazıyorum .Kendi şiirlerimi seslendirme yapıyorum ve yeni kitaplarım için hazırlanıyorum.

Yenı kitaplar dediniz az önce.Biraz bilgi verebilir misiniz?

Evet yeni kitaplarım gelecek.Şu an da iki tane şiir kitabı dosyam hazır durumda.Bunun  haricinde öykülerim var.Şiir kitabım haricinde farklı bir düşüncemde mevcut.Bazı dostlarım her şiirimin bir öykü barındırdığını söylüyorlar.Şiirlerimle karışık bir öykü kitabıda düşünüyorum.Hangisine önce karar veririm onun çalışma aşamasındayım.

Bundan sonraki hayalleriniz hedefleriniz nelerdir?

Bundan sonraki hayallerim ve hedeflerim yazabildiğim sürece yazmak ve dört beş belki de daha fazla kitap çıkartarak üretmeye devam etmek.

Sevdiğiniz takip ettiğiniz ya da örnek aldığınız yazarlar var mı?

Ben bir Füruğ Ferruhzad hayranıyım.Onun şiirlerini çok beğeniyorum.İran sanatı ve kültürü çok ilgimi çekiyor.Belki çok iddialı olabilir ama ben Türkiye’nin Füruğ Ferruhzad’ı olmak istiyorum.Küçük İskender’in şiirlerini okurken kendimi kaybediyorum ve her seferinde şiir yazma isteği geliyor.

Son olarak neler söylemek istersiniz?

Öncelikle 6 şubatta 11 ilimizde yaşanan depremde kaybettiğimiz on binlerce canımızı rahmetle anıyorum.Çok zorlu bir süreçten geçiyoruz.Hepimizin mutlaka bir sevdiğini kaybettiği bir yıkımla karşı karşıya kaldık.Bunu hiçbir zaman unutmamalı ve unutturmamalıyız.Çünkü onlar artık sevemeyecek, büyüyemeyecek, evlenemeyecek,okuyamayacak, yaşlanamayacaklar. Hepsinin hayalleri gülümsemelerinde asılı kaldı .Ben çok sevdiğim, gülümsemesi gözlerimden hiç gitmeyen melek kalpli bir arkadaşım olan sevgili Sedat Esen ve ailesini kaybettim.Onu ve tüm kayıplarımızı hiçbir zaman unutturmayacağıma söz veriyorum.Cehaletin olduğu her yerde ölümler,ahlak çöküntüsü oluyor.Bu nedenle okuyalım, öğrenelim, araştıralım ve bir ebeveyn olarak örnek olalım diyorum.