Veee beklenen Röportaj geldi!..

Uzun süredir, sağlık sektörü üzerine bir çalışma gerçekleştirmek istiyordum… Bu konuda çocukluk arkadaşımın kapısını çaldığımda, büyük bir olgunlukla teklifimi kabul etti… Henüz mesleğinde yolun başında ama çok iyi yerlere geleceğine inanıyorum. Siz de tanıyın istedim ve mesleğinin ümit veren bir yeteneğiyle arşivlik röportaja imza attık.

Röportaj: Murat Fırat


Merhaba Ayşe hanım, nasılsınız? Öncelikle röportaj teklifimi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim. Rica etsem kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Merhaba Murat Bey. İyiyim siz nasılsınız? Aslında bu röportaj için biraz heyecanlıyım. Kendimi kısaca tanıtmam gerekirse; Ayşe Fatma Topal, 23 yaşındayım, Gaziantepliyim. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik bölümünden mezunuyum. Üniversiteden mezun olduktan sonra, bir buçuk yıl İstanbul’da özel bir hastanede çalıştım, daha sonra memleketim olan Gaziantep’e atandım.

İtiraf etmeliyim, sadece merak ettiğim konuları soracağım! Öncelikle “hemşirelik mesleğini seçmenizdeki en önemli etken nedir?”

Öğretmen lisesi çıkışlı olmama rağmen, her zaman sağlık alanına karşı ilgim vardı. Sınava girdiğim yıl puanım mühendislik bölümlerine ve hemşireliğe yeterliydi. Ben de hemşirelik bölümüne yöneldim. Ailemde bu bölümü seçtiğim için mutluydu. Çünkü genel olarak Türkiye’de “hemşirelik kolay bir meslek ve hemen atanıyorlar.” gibi mitler var.

Staj süreci ve mesleğe başladığınız dönem de ne hissettiniz?

Staj sürecinde yeni bir şeyler öğrenmek beni heyecanlandırıyordu. Stajyer bir hemşire olarak çok çalışkandım. Çalıştığım bölümdeki hemşirelere yardım edip, onlardan yeni şeyler öğrenmek güzeldi. İş hayatına girmek bambaşka bir duyguydu. Tabii ki ilk başta endişelerim oldu ama hastalarla birebir iletişime geçtiğim dönemde, onlara yardımcı olmak motive ediyordu.

Çalışacağınız kliniğe, eğitime devam ederken mi yoksa mezun olduktan sonra mı karar veriyorsunuz?

Çalışacağımız kliniğe, eğitime devam ederken karar vermiyoruz. Bölüm derslerinden başarılı olarak geçtikten sonra mezun oluyoruz. Daha sonra çalışacağımız kurum, bize hangi bölümü istediğimizi soruyor. Eğer istediğimiz bölümde hemşire ihtiyacı varsa o bölümde çalışıyoruz. Ama istediğimiz serviste hemşire ihtiyacı yok ise ihtiyaç duyulan bir alana gönderiliyoruz.

Peki, neden acil hemşireliği? Acil kliniğini seçmenizin özel bir neden var mı?

Acil hemşireliği öncesinde, onkoloji servisinde çalıştığım için yeteri kadar kendimi geliştirdiğimi düşündüm ve farklı bir alana yöneldim. Acil servisler her zaman yoğun, dinamik ve hasta sirkülâsyonunun çok olduğu bir bölüm. Pratik ve hızlı düşünme kabiliyeti isteyen bir alan. Kendimi geliştirmek istediğim için acil serviste çalışmak istedim.

Acil hemşireliğinin diğer hemşireliklerden farkı nedir?

Bir hastanenin kalbidir, acil servis! Nöbet sürecinde bir sürü olay ve farklı vakalar gelmektedir. Bu yüzden acil hemşiresi her zaman pratik olmalıdır. İyi düşünebilen ve verilen emirleri dikkatli bir şekilde hasta yararına olabilecek bir şekilde kullanmalıdır. Tabii diğer servis hemşireleri için de aynı şeyler geçerli ama acil servise birçok hasta geldiği için bunlar çok daha önemli oluyor.

Acil hemşireliği yapmak için hangi kişisel özelliklere sahip olmak gerekiyor?

Hastalar ile devamlı iç içe olduğumuz için hemşirenin etkili iletişim becerisine sahip olması gerekir.

Problem çözme becerisi ve çoklu görev yeteneğine sahip olması

Kişisel ve profesyonel davranışları yönlendirebilecek etik değerlere sahip olması

Ee küçük detayları dikkat eden birisi olması gerekmektedir.

Acil hemşireliğin görev ve sorumlulukları neler?

Acil hemşiresinin birçok görev ve sorumluluğu vardır. Hemşirelik bakımı vermesi, gerekse tıbbi tanı ve tedavi planına katılımı söz konusudur. Hemşire, hasta acil servise geldiği andan, taburcu olduğu ana kadar sorumlulukları vardır. Hasta acil servise ilk başvurduğu zaman, tiraj yapılır ve hastayı değerlendirir. Hastanın “Vital” bulgularını aldıktan sonra hastayı doktora yönlendirir. İnfüzyon ve transfüzyon işlemlerini kurum talimatları doğrultusunda başlatıp, izler ve kaydeder.

Tıbbi malzeme ve cihazları, acil ilaçlarını da kullanıma hazır bulundurması gerekmektedir. Bunların kontrolünü sağlar. Acil servisteki hasta ve hasta yakınları ile terapötik iletişim kurar ve onların ihtiyaçları doğrultusunda hemşirelik bakımını verir.

Çalışma şartlarınız nasıl ve mesleki olarak yasal haklarınızı biliyor musunuz?

Evet, biliyorum. Zaten her hemşire mezun olunca görev, yetki ve sorumluluklarını bilerek mezun oluyor. Hemşirelik yönetmeliğini bilmeleri gerekmektedir.

Özel sektör mü, yoksa kamu mu?

Aslında, günümüzün en sıkıntılı olan noktasına geldik! Hem özel sektör, hem de kamu sektörü gördükten sonra fikirlerimi daha iyi beyan edeceğimi düşünüyorum. Maalesef hemşireliğin çok zor olduğu bir ülkede yaşıyoruz… Maddi ve manevi olarak emeklerimizin karşılığını aldığımızı düşünmüyorum. Özel sektör, az maaşa çok iş gücü mantığıyla çalışmakta. Hemşirelere asgari ücret vererek çok çalıştırıyorlar. Kamu sektöründe ise maaşlar hala yetersiz ve hemşire başına düşen hasta sayısı çok fazla.

 

Meslektaşlarınız daha iyi şartlarda çalışmak için yurt dışına çıkıyor. Bu konuda ki düşüncenizi merak ediyorum ve siz de yurt dışına çıkmak istiyor musunuz?

Türkiye’de alım gücünün düşmesi ile beraber alınan maaşlar yetersiz gelmekte ve yaşam kalitesi bozulmakta. Bu yüzden sağlıkçılar yurtdışına gitmek istiyor. Ben de onlardan biriyim… Çok ağır şartlarda çalıştığımız için herhangi bir aktiviteye veya hobiye vakit ayırmakta zorlanıyoruz. Ev, iş, aile derken kendimize ayırdığımız vakit çok az. 24 ve 16 saatlik nöbetler çok uzun olduğu için ben de çok yoruluyorum. Genelde hastanemiz her zaman yoğun. Bu yüzden yurtdışında çalışma saatlerinin azlığı ve maaşlarla alım gücünün fazla olması, sağlıkçıları daha çok cezbediyor.

Hemşirelikte örgütlenme ve sendikal faaliyetler yeterli mi? Bu konuda sizin bir öneriniz olacak mı?

Birkaç yıl öncesine kadar yeterli değildi ama son zamanlar da sendikal çalışmalar artmış bulunmakta. Yalnız bu çalışmalar hala yeterli değil. Hemşirelerin haklarının çok iyi bir şekilde savunulduğunu düşünmüyorum. Genelde yapılan çalışmalar hekim ağırlıklı olduğu için hemşire ve diğer sağlık personellerine karşı yapılan girişimlerin yetersiz kaldığını düşünüyorum.

“Hastanede Bir Kadın!..”

Mesleğe yeni başlayan arkadaşlarımıza neler söylemek istersiniz?

Öncelikle bu mesleği yapıp yapamayacaklarını bir tartmaları gerekiyor. Daha sonrasında ise kendilerini geliştirmeleri lazım. Sağlık alanı devamlı gelişmekte ve yeni bilgilere açık bir alandır. Bu yüzden her hemşirenin kendini ve bilgilerini yenilemesi gerekiyor. Yurtdışına çıkmak istiyorlarsa eğer, üniversite eğitimleri sırasında mutlaka dil öğrenmeleri gerekiyor. Bu onların işini çok kolaylaştıracaktır.

Deniz Çınar: Eski Şarkılar Daha Duygulu Ve Samimi Geliyor Deniz Çınar: Eski Şarkılar Daha Duygulu Ve Samimi Geliyor

En önemlisi bu mesleği kendi isteğinizle mi seçtiniz ve bu alanda çalışmak isteyenlere önerir misiniz?

Evet, ben hemşirelik mesleğini kendim isteyerek seçtim. Hemşirelik mesleği, manevi doygunluğa çok kolay ulaşabileceğimiz bir meslek grubudur. Bu yüzden mesleğimi yaparken çok mutlu oluyorum.

Toplumda “Sağlık oku, bitince işin hazır.” Anlayışı var. Sizce bu doğru mu? Sağlık alanında eğitim görenlerin gelecekte kolay iş bulacaklarını düşünüyor musunuz?

Hiç, doğru bir anlayış değil tabii ki. Sadece iş bulma kaygısını azalmak için seçilen bir meslekte birey hem mutlu ve verimli çalışmaz hem de başarısız olma riski daha fazladır. Yıllarca bu mesleğe hizmet edeceğiz! Sadece parası veya iş bulmanın kolay olması ile seçilebilecek bir meslek değildir.

 Mesleğinizin en önemli sorunları nelerdir? Ve bu sorunların bitmesi için ne gibi adımlar atılması gerekiyor?

Bence, hemşirelik mesleğinde ki en önemli sorun; şiddet oranlarının çok yüksek olması. Acil servislerde hasta yakınları çok fazla olduğu için şiddete meyilli bir alan oluyor. Hasta ve hasta yakınları çok “AJİTE” oluyor. Sorunlarının hemen çözülmesini istiyorlar. Anladığım kadarıyla, sağlıkçılara karşı halkın içinde çok fazla kızgınlık ve öfke var.

Yıllar boyunca “hemşireler oturuyor, hasta bakmıyor, kolay yerden para kazınıyorlar, hastaları azarlıyorlar, ne iş yapıyor ki” diye düşüncelerden dolayı bazı insanlar tarafından sevilen bir meslek grubu değil. Pandemi ile halkın güvenini kazanmaya başlamışken, haberler de çıkan pandemi ödenekleri veya hemşire maaşlarının iyileştirilmesi için yapılan protestolar halkın öfkesini arttırdığını düşünüyorum. Çünkü, onlar çok fazla maaş aldığımızı düşünüyorlar ama öyle değil. Verdiğimiz emeğe karşılık hala yeterli maaş aldığımızı düşünmüyorum.

Sağlık çalışanlarına karşı büyük bir öfke olduğunu düşünüyorum! Hastanelerin güvenlik konusunda yetersiz kaldığı, tartışmasız bir gerçek… Bir avm’ye bile girerken güvenlik kontrolünden geçiyoruz ama hastaneye vatandaş silahla girip bir sağlık çalışanını katlediyor! Durum bu kadar vahimken nasıl önlemler alınması gerektiğini düşünüyorsunuz?

Halkın, sağlıkçılara karşı büyük öfke duyduğunu düşünüyorum. Hastanelere çok kolay girebiliyorlar... Bazen bir hasta ile beraber 10 kişilik bir hasta yakını grubu geliyor. O durumda hastaya müdahale etmek çok zor olabiliyor. Damar yolu açarken bile “hastamın canını neden acıtıyorsun” diye bizimle defalarca kavga eden hasta yakınları ile karşılaşıyoruz. Maalesef, bu sadece bir defa olan bir şey değil. Her nöbette başıma gelen şeyler. Hastanede ki güvenlik gücünün arttırılması gerektiğini ve acil servislere hasta yakınlarının belirli bir sayıda alınması gerektiğini düşünüyorum. Kimse elini kolu sallayarak bir hastaneye girmemeli.

Peki, sizin karşılaştığınız olumsuz bir olay oldu mu?

Tabii ki... Her nöbette yüzlerce insanla etkileşimde oluyoruz. Hem hastalar hem de yakınlarıyla. Benim başıma gelen şiddet olaylarından bir tanesi sözlü şiddetti! Hastaya damar yolu açmıştım. Sonuçta damara yapılan bir işlem olduğu için kan gelmesi normal ve istenilen durum budur zaten. Hasta ve yakını kötü söylemlerde bulunarak bağırmaya başladılar. Çok kötü hakaret ve küfürler ettiler. Tabii ki gerekli birimlere şikayet ettim. Keşke, böyle olaylar hiç yaşanmasa da sadece hastamızın iyiliğine ve refahına odaklanabilsek.

“Bir Hemşirenin Günlüğü…”

Son 2 yılın hiç tartışmasız kahramanları “Sağlık Çalışanları” demek istiyorum. Dünya olarak çok kötü bir salgının pençesine düştük! Bizler evlerimizde karantinanın bitmesini beklerken, sağlık çalışanları ölümle burun buruna hastalarla ilgilendiler ve maalesef birçok sağlıkçı arkadaşımız covid yüzünden hayatını kaybetti. Sağlık sektörünün içinden gelen bir insan olarak o süreci ve sonrasında yaşananları anlatır mısınız?

Anlatacak o kadar çok şey var ki… Şahsımca 3 kez Covid-19 geçirdim. İlk geçirdiğimde hala tedavi yöntemleri ve nasıl bir yol izleneceği belirsizdi. 2. ve 3. Covid-19’u geçirdiğimde 4 kez aşım yaptırmıştım. Bu yüzden daha rahat geçirdim. O zamanlar gerçekten çok zordu. Ailelerimizle görüşemiyorduk. Ben 6 ay boyunca ailem ile görüşemedim. Bazı insanlar için evde karantinada kalmak zor olabilir ama biz o durumdayken dışarı çıkıp işimize gidiyorduk. Gelen sokağa çıkma yasaklarıyla çok kalabalık olan şehrimiz tamamen bomboştu. Hayalet şehir gibiydi benim için.

Tabii ki benimde korkularım vardı ama görevimin çok önemli ve kutsal olduğunu bildiğim için hiçbir zaman hastaları verdiğimiz bakımla onları kötü hissetmelerini istemedik. Koruyucu kıyafetler ve önlemler alınıyordu ama tulumların içinde kalmak çok zordu. Uzun saatler maske taktığımız için burnumun üzeri her nöbete gittiğimde yara oluyordu. Ama çok şükür hastalığın en korkutucu zamanlarını atlatmış bulunmaktayız. Umuyorum böyle bir hastalık tekrardan gelmez. Biz hemşireler her zaman en iyi bakımı vermek ve insanlarımıza yardım etmek için buradayız.

Benim sormadığım ama sizin değinmek istediğiniz bir konu var mı?

Emeğinize sağlık Murat Bey, birçok konuya değinmişsiniz. Bana ise sorularınızı cevaplamak düştü. Umarım kendimi iyi anlatabilmişimdir.

Bir hemşirenin günlüğü desem, biz bir gününüzü anlatır mısınız?

Nöbete gideceğim zaman öncelikle erken uyanıyorum. 06.20’de uyanıyorum ve işe gitmek için hazırlanıyorum. Evim ve çalıştığım hastane arası 45 dakika sürüyor. İşe gittiğimde, nöbetten çıkan ekipten görevi teslim alıyorum. Gecenin nasıl geçtiğini, hastalar ve ilaçlar hakkında konuştuktan sonra onları uğurlayarak işimize başlıyoruz. Çok yoğun geçiyor nöbetlerimiz. Çünkü çalıştığım hastane büyük ve yoğun bir hastane. 08.00’de teslim aldığımız nöbeti, ertesi gün 08:00’de diğer gelen meslektaşlarımıza teslim ediyoruz.

Son olarak değerli okuyucularımıza neler söylemek istersiniz?

Öncelikle röportajımızı okuyan herkese teşekkür ediyorum. Bana böyle bir fırsatı verdiğiniz için ayrıca size teşekkür ediyorum. Umarım mesleğimizi güzelce anlatabilmişimdir. Hemşirelik bölümünü seçmek isteyenler iyice araştırıp öyle seçsinler. Kimsenin hayallerini gerçekleştirmek için değil kendi hayallerini gerçekleştirmek için çalışsınlar. Umuyorum ki sağlıkta şiddet azalır ve gerekli adımlar atılır.