İç huzurun tanımını yaparken belli başlı noktalara değiniriz. Bu his genellikle kişinin sakin, memnun ve aşırı stres veya endişelerden arınmış hissettiği bir iç huzur ve uyum durumunu ifade eder. Fakat buna erişmenin zorluğu da yadsınamaz bir gerçektir. Öyle ki; zihin, refah duygusunu ve her şeyin kontrol altında olduğu inancını kapsayarak bütünsel sağlık ve mutluluğun hayati bir yönü olduğunu bize hatırlatır. Biz unutsak da huzur, yaşamın var olan dinamiğinde yerine ne konulursa konulsun yoksunluğunda bize ıstırap verir.

Korku, endişe ve stresten uzak, zihinsel ve duygusal bir sakinlik halinin yansıması huzura denktir. Bu bir bakıma içiniz huzurluyken, zihninizin sakin olmasını tetikler; mutluluk ve özgürlük duygusu da işte tam da bu an yaşarsınız. Tanıdık bir duygu olsa da kişi, çoğu zaman yeterince deneyimlemediğinde nasıl bir duygudurumun içerisinde olduğunu anlayamaz. Çünkü huzurun varlığı giz ile denktir. Açığa çıkması için ihtiyaç duyulan hislerin ortaya çıkması gerekir. 

İç huzuru beslemenin, geliştirmenin ve sürdürmenin çeşitli yolları var. Fakat her şeyden önce, onun keşfi sırasında öz farkındalık önemli bir rol oynar. Birinin duygularını, düşüncelerini ve tetikleyicilerini anlamak, bireylerin huzurlarını bozabilecek durumları veya kalıpları tanımlamalarını ve ele almalarını sağlar. Kendini yansıtma, farkındalık uygulamaları ve belki de meditatif uğraşlar, bu öz farkındalığın geliştirilmesine yardımcı olabilir ve bireylerin kendi içlerinde barışı yeniden kurmalarını ve sürdürmelerini sağlar.

Daha da kişisel örneklemeler yaparsam sanıyorum ki daha da açıklayıcı olur. Deneyim ile sabit olduğunu söylemeden önce, yakın çevrem genellikle her zaman olumsuz düşüncelerimin var olduğunu söyleyenlerle çevrilidir. Fakat beni iyi tanıyanlar iflah olmaz bir gerçekçi olduğumu bilir. Kendi bakış açımla bu duruma yaklaştığımda var olan problemlerin görünürde olanı gizli kıldığını, bazı şeyleri kaçırdığımı anladığım bir dönemde olduğum söylenebilir. Fakat olumlu bir zihniyet benimsemek, gönül rahatlığını elde etmek için esas olduğunu anlamama yeterli oldu.

Olumlu anlara odaklanmak, şimdiki anı takdir etmek ve kabul etmeyi uygulamak, kişinin bakış açısını yaşamın olumlu yönlerine doğru değiştirebilir, böylece stresi azaltabilir ve zihinsel refahı artırabilir. Bunlara ek olarak, olumsuz kendi kendine konuşmayı, kendinden şüphe duymayı ve başkalarıyla karşılaştırmaları en aza indirmek, gereksiz yükleri hafifletebilir ve iç huzura katkıda bulunabilir. Çünkü sağlıklı sınırlar oluşturmak ve sürdürmek, gönül rahatlığının bir başka ayrılmaz yönüdür.

Kişinin kendi ihtiyaçlarına öncelik vermeyi öğrenmesi, gerçekçi beklentiler belirlemesi ve gerektiğinde “hayır” demesi, zihinsel ve duygusal enerjinin korunmasına yardımcı oluyor. Sınırları belirlemek, kişinin toksik ilişkilerden veya huzuru engelleyen durumlardan ayrılmasına izin vermeyi de içerir. Ayrıca, rahatlamayı ve stresi azaltmayı teşvik eden faaliyetlerde bulunmak, gönül rahatlığına büyük ölçüde katkıda bulunur. Tüm bunlar gelecek günlerde istikrarlı zihinsel sağlığı korumanın temel bileşenleri olduğunu bizlere alenen açıklıyor. Bize ise sadece bunu anlamak düşüyor.

Günümüzün tempolu ve birbirine bağlı dünyasında, gönül rahatlığı bulmak zaman zaman zor, evet. Fakat bununla birlikte, bu stratejileri günlük hayata dahil etmek, iç huzur duygusunun geliştirilmesine yardımcı olabilir ve genel refaha olumlu katkıda bulunacaktır. Öz bakıma öncelik vererek, olumlu bir zihniyeti teşvik etmek sağlıklı sınırlar oluşturuyor. Bireysel anlamda bu çerçeveden bakabilmek, yaşamın zorluklarına karşın daha etkili bir şekilde yaşam sürmemize olanak sağlıyor. Bu çerçeveden bakabilmek ise yine bizlere düşüyor!