RÖPORTAJ: Habib BABAR

Pırıl pırıl bir genç oyuncu Gülşah yaprakçı... Gülümsediğinde gözlerinin içi gülüyor, bakanın içi ısınıyor adeta. Onun oyunculuk aşkı çocuk yaşlarda başladı. Öyle ki Ana Okulu’nda yaptığı skeçleriyle arkadaşlarını kendine hayran bırakıyordu… Türk Televizyon dünyasında bir döneme damga vuran ‘Olacak O Kadar’ programını izleyerek oyunculuk anlamında kendini geliştiren güzel oyuncu, 1995 yılında okulun tiyatro oyununda sahneye çıktı. Sahnedeki muhteşem oyunculuğuyla göz kamaştıran Yaprakçı, artık okul gecelerinin vazgeçilmez öğrencisi haline gelmişti. Eğitimi boyunca okul tiyatrolarında  yer almaya başladı. Lise son sınıfta iken yönetmen Gani Rüzgar Şavata ile tanışan güzel oyuncu 2004 yılında ‘Dumanlı Yol’ isimli dizi ile kamera karşısına geçti. Küçük yaştan beri çalıştığı için erkenden olgunlaştığını söyleyen Gülşah Yaprakçı  ile dününü, bugününü konuştuk… Haydi buyurun keyifli sohbetimize…

KAMERALARLA KAÇ YAŞINDA TANIŞTINIZ?

Lise son sınıf öğrencisiydim, yani 17-18 yaşlarındaydım. Yönetmen Gani Rüzgar Şavata tiyatro oyunumu izlemiş ve oyunculuğumu beğenmişti. O aralar özel bir TV kanalına ‘Dumanlı Yol’ dizisi çekiliyordu. Gani Rüzgar Şavata bana dizide oynamayı teklif etti. Dizi Malatla’da çekiliyordu reytingi de çok güzeldi. Ben hiç düşünmeden bu teklifi kabul ettim. Dizide Küçük İbo’da oynuyordu. İnsanlar hala beni o dizideki rolümle tanırlar. Evet oyunculuk alanında başarıyı yakalamak için İstanbul’a gelmem şarttı bende öyle yaptım. 2005 yılında ailecek İstanbul’a taşındık annem beni Türker İnanoğlu’nun okuluna Türvak’a yazırdı. Burası paralı bir okuldu. Evimizi satıp okul parasını ödedi okulu 2’ncilikle bitirdim. Tabii okul sayesinde ilk kez İstanbul’a gelmiştim. Rüyalarımı süsleyen şehirdeydim artık. Tam 18 yıl olmuş.

USTAALARLA AYNI SAHNEYİ PAYLAŞTIM

PEKİ SONRA NELER OLDU?

Hamdi Akan benim hocamdı.2006-2007 yıllarında özel bir TV kanalına En İyi Arkadaşım Cino’ dizisini çekiyordu. Ben dizide Ceren karakterini canlandırdım. Tabii dizinin yönetmenliğini de Hamdi Alkan yapıyordu. Bu dizi ile birlikte tüm yapımcıların dikkatini çekmiştim ve ardı ardına projelerde yer almaya başladım. 2007 yılında Abdullah Şahin ile tanıştım. Ve tiyatrosuna katıldım. ‘Namussuzm ki Namussuzum’ isimli tiyatro oyununda Erol Günaydın, Hülya Şen, Sümer Tilmaç gibi birçok usta isimle aynı sahneyi paylaştım. Daha sonra Aydan Şener ve Soner Arıca ile ‘Çılgın Yenge’ oyununda oynadım. Bu oyun tam 1,5 yıl kapalı gişe oynadı. Soner Arıca’nın da ilk oyunuydu. Arka Sokaklar’da oynadım.2012 yılında Ürgüp’te çekilen  ‘Yer Gök Aşk’ dizisinde kötü kızı canlandırdım. TV’lerde canlı skeç programları yaptım.

TİYATRO DEVAM EDİYOR MU?

Tiyatro benim ilk aşkım… Hep devam etti, ediyor ve edecek…

OYUNCULUĞUN YANI SIRA BESTE DE YAPIYORSUNUZ BESTELERİNİZ ŞARKICILAR TARAFINDAN KAÇ ŞARKICI TARAFINDAN SESLENDİRİLDİ?

Evet şarkılarım var. Bu şarkılarım birçok sanatçı tarafından seslendirildi.  Tabii bunun yanı sıra tiyatro oyunları ve hikayeler de yazıyorum. Şimdi bir sinema senaryosu yazmaya hazırlanıyorum.

YAPABİLECEKLERİNE İNANAN KADIN GÜÇLÜ GELİYOR BANA

SİZCE GÜÇLÜ KADIN KİMDİR?

Güçlü kadın kimseye ihtiyaç duymamak, tek başına var olmak anlamına gelmiyor sadece bence. Ama ne olursa olsun ayakta kalmaya çalışan, yılmadan çabalayan, kendine, yapabileceklerine inanan kadın güçlü geliyor bana.

 SEVENLERİNİZDEN OYUNCULUĞUNUZ HAKKINDA NASIL TEPKİLER ALIYORSUNUZ?

Çok güzel geri dönüşler alıyorum. Sahnede çok rahat olduğumu, sahneye hâkim olduğumu ve doğaçlamalarımın çok iyi olduğunu söylüyorlar. . Bu beni çok mutlu ediyor ama oldum demiyorum, bizim meslekte eksik ve öğrenme bitmez.

BAŞARILI OLMANIZI HANGİ ÖZELLİĞİNİZE BAĞLIYORSUNUZ?

Çalışkan ve disiplinli olmaya bağlıyorum. Sorumluluk almayı severim ve her işimi kendim yaparım. Asla kaytarmam. Tırnaklarımla kazıyarak geldim bugünlere. Mükemmeliyetçi bir yapım var. Her şeyin dört dörtlük olması için elimden geleni yaparım. Keşfetmeyi seviyorum. Son oyunumun kostüm tasarımını ve tacını kendim yaptım.

OYUNCULUĞUN SİZİ BESLEYEN TARAFLARI NELERDİR?

Her farklı karakter farklı bir dünya demek. Farklı karakterleri oynamak, yaşamak ve onu seyirciye yansıtabilmek çok güzel bir deneyim. Ne kadar çok farklı karakterler oynarsan,o kadar çok kendini geliştirirsin.

SEHER DOĞAN: “İnsanı insana ancak şiir sevdirir” SEHER DOĞAN: “İnsanı insana ancak şiir sevdirir”

ÇOK ŞEFKATLİ VE MERHAMETLİ İNSANIM

KARAKTERLERİNİZİN EN BELİRGİN ÖZELLİKLERİ NELERDİR? KENDİNİZLE BARIŞIK MISINIZ? DEĞİŞTİRMEYE ÇALIŞTIĞINIZ BİR YÖNÜNÜZ VAR MI?

Çok şefkatli ve merhametli insanım. Hayvanları ve doğayı çok seviyorum. Hayatı çok seviyorum. Rabbimin yarattığı bütün her şey için şükrediyorum. Hayat enerjim çok fazla; çocukla çocuk, yaşlıyla yaşlı olabiliyorum. Renkli kişilikliyim ve her ortama uyum sağlarım. Verdiğim sözü mutlaka tutarım. Değiştirmeye çalıştığım yönüm ise çok takıntılıyım ve alınganım.

EN BÜYÜK HAYALİNİZ VE GERÇEKLEŞTİRMEK İSTEDİĞİNİZ PROJELER NELERDİR?

Aslında bu zamana kadar birçok hayalimi gerçekleştirdim. En büyük hayalim çocukken tiyatrocu ve oyuncu olmaktı. Her ne kadar bunu gerçekleştirdiğimi düşünsem de tamamladığımı düşünmüyorum. Çünkü oyunculuk her daim insanın kendini geliştirmesi gereken bir meslek. Yapımcılığını üstlenebileceğim, kendime ait bir tiyatro oyunu, tek kişilik oyun, tiyatro açmak hedeflerim arasında. Kendi tiyatromu kurmak istiyorum. Bunun dışında sokak hayvanlarıyla ilgili bir projem var. En büyük hayalim bu sene hayvan zehirlenmelerini, onlara olan şiddeti gördükçe çok içim yandı. Bu yüzden sokaktaki bütün canlıları toplayıp rehabilitasyon merkezine dönüştürüp hem kısırlaştırılmalarını sağlamak, ücretsiz tedavilerini yapmak ve onların rahat edebileceği bir yaşam alanı oluşturmak istiyorum.