Ben bu yıl Fenerbahçe’yi henüz çok erken olmasına karşın oldukça beğendiğimi söylemek istiyorum. Örneğin; Sarı Lacivertliler geçtiğimiz sezon beklenen verimi yararı alamadığı Diego Ribas’tan bu yıl hayli faydalanacak diye düşünüyorum. Geçtiğimiz sezon Atletico Madrid’deki futbolunun hayli gerisinde kalan Ribas, Vitor Perreira ile birlikte, adeta vites arttırdı.

Sarı Lacivertli takımın oynadığı hazırlık maçlarındaki efektif oyunu ve hırsı gösterdi ki, Pereira ona oyunun patronu olma görevini vermiş. Marsilya karşısındaki başarılı futbolunu bir gol bir de asistle süsleyen Brezilyalı, yeni transferle oldukça güçlü bir görünüm veren Fenerbahçe’nin bu yıl en iyilerinden biri olmaya aday.

Doğrusunu söylemek gerekirse yalnızca Diego Ribas değil bu yıl üzerine koyan. Ben Hasan Ali Kaldırım’ı da son derece iyi buldum. Futbol karakteri olarak agresiflikten uzak, sakin bir yapıya sahip olan Hasan Ali de iyi bir görünüm veriyor.

Geçen sezon çok az süre alan genç yetenek Uygar Mert Zeybek de bu sezon Fenerbahçe’nin artıları arasında. Çok genç yaşta olmasına karşın, son derece dengeli bir oyuncu olan Uygar da Marsilya maçının öne çıkan isimlerindendi. Attığı gol de bir anlamda gösterdiği çok büyük gelişmenin ödülü gibiydi.

Hocasının, “Kendisini geliştirmesi için ona yardımcı olmaya çalışacağız. Ona destek verip, inanacağız. Ben onun geleceğine inanıyorum. Sadece kaliteli ve yetenekli değil, kişilikli de bir oyuncu. Genç yaşına rağmen kimseden korkmadan sahada oyununu sergiliyor" dediği Uygar, Türk futbolunun geleceği adına büyük bir artı olarak karşımızda duruyor.

Mehmet Topal, Gökhan Gönül her zamanki gibi takımın iskeletinin önemli üyeleri olurken, Meireless’i ben henüz tatilini tamamlamamış gibi gördüm. Ben bu noktada Volkan Demirel’in ne yapacağını son derece merak ediyorum. Tam 12 yıl sonra Sarı Lacivertli yönetimin kale için Porto’dan Brezilyalı Fabianı Ribeiro’yu transfer ederek, bir anlamda gözdağı verdiği Volkan’ın bu sezonki performansı bakalım nasıl olacak?

Bu arada transferde Sarı Lacivertli renklere bağlanan Robin van Persie, Luis Nani, Abdoulaye Ba, Simon Kjaer, Josef De Souza, Fernandao, Şener Özbayraklı bakalım Fenerbahçe’nin üç yıl aradan sonra yeniden boy gösterdiği Avrupa arenasında başarılı olacaklar mı bunu hep birlikte göreceğiz?

Bu arada, yeni transferlerden yani gelen önemli isimlerden bahsederken, satır aralarında söz ettiğimiz Vitor Pereira’yı unutmamamız gerek. Açık konuşuyorum, ben adı Fenerbahçe’yle anıldığı ilk andan itibaren çok da hoşnut olmamıştım. Kendisini vukuatları nedeniyle takımdaki futbolcu hemşehrisi Bruno Alvez’e benzetiyor ve ‘fünyesi çekilmiş ve patlamaya hazır bir bomba’ gibi görüyordum. Ancak Portekizli teknik adamın, hazırlık maçlarındaki tavır ve tarzı, gözümdeki bu imajı biraz kırdı gerçekten. Şu anda, ilk düşüncelerime sahip değilim.

Bu arada futbolla başladığımız yazıya, futbolla nokta koyalım ve Trabzonspor’un evinde 1-0 yendiği Lüksemburg’un Differange 03 takımını, deplasmanda da 2-1 yenerek UEFA Avrupa Ligi’nde bir üst tura çıkmasını alkışlıyor ve “Haydi Fırtına, şimdi sırada Makedon Rabotnicki var” diyorum.

Hoşçakalın…