Estetisyen ve Sağlıklı Yaşam programının moderetörü Demet Kaytan, Üroloji uzmanı Op. Dr. Ülküsan Özer ile  erkeklerde cinsel fonksiyon bozukluklarını  konuştu…

Sağlıklı bir yaşam için alınması gereken önlemlerin pek çoğu günlük yaşamımızda uygulamamız gereken küçük ve kolay çabalardan oluşur.
Cinsel fonksiyon bozukluğu nedir?
Cinsel fonksiyon bozukluğu, cinsel ilişki için yeterli ereksiyonu başlatamama, sağlayamama ya da erken boşalma içeren olgudur. 
Cinsel işlev bozukluklarının nedenleri nelerdir?
Erkeklerde Cinsel Fonksiyon Bozuklukları; psikolojik ya da organik kökenli olarak ortaya çıkar. Şeker hastalığı, yüksek trigliserid, yüksek tansiyon, bir takım nörolojik bozukluklar, Kalp ve koroner yetmezlik, yüksel kolesterol ve buna bağlı olarak gelişen ateroskleroz sonucu damar tıkanıklığı organik kökenli rahatsızlıkları oluşturmaktadır.  Depresyon, anksiyete ya da diğer psikolojik rahatsızlıklara bağlı olarak da psikolojik kökenli sorunlar görülmektedir. Bunun dışında bazı rahatsızlıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar da cinsel fonksiyon bozukluğuna yol açmaktadır.
Cinsel fonksiyon bozuklukları her yaş grubunda görülür mü?
Psikolojik kökenli cinsel fonksiyon bozuklukları daha çok gençlik döneminde görülürken, organik kökenli sorunlar orta yaş ve üzerinde görülür. Organik nedenli sorunlar çocukluğa kadar dayanabilir. Çocukta bazı gelişim bozukluklarından dolayı ya da hipofiz bozukluğu varsa testisler gelişmeyebiliyor. Bu nedenle bunların öncelikle tespit edilip Tıbbi ve cerrahi müdahalenin yapılması gerekiyor. İleride iktidarsızlık ya da kısırlık sorunu yaşanmasın diye cerrahi tedaviyle düzeltilebilecekler cerrahi olarak, medikal olarak düzeltilebilecekler medikal olarak çok küçük yaşlardan itibaren düzeltilmesi gerekir.
Sıklıkla hangi yaş grubunda görülür?
Çoğunlukla 40 – 70 yaş arasında görülür.
Hastalar en sık hangi şikayetlerle başvuruyor? 
Erken boşalma, sertleşme problemi
Hangi hastalıklar cinsel işlev bozukluklarına yol açar?
Şeker hastalığı, kolesterol, yüksek tansiyon, kalp ve koroner yetmezlik ve bazı nörolojik bozukluklar, depresyon ve psikozlar.
Tanıda ne tür metotlar uyguluyorsunuz?
Tanı için öncelikle Hastanın şikayetlerinin değerlendirilmesi iyi bir anamnez gerekmektedir. Bu aşamada hastalarımızın eşleri ile birlikte gelmelerini önermekteyiz. Anamnezden sonra, hastanın fiziksel muayenesi gerçekleştirilmektedir. Biotesiometri yani penisin sinirsel duyarlılığının ölçülmesi, penil doppler, kavernozografi yani penis ereksiyon yeterliliğin ölçülmü, çeşitli hormonal analizlerin değerlendirilmesi gibi metotlar kullanılmaktadır.
Tedavide nasıl bir yol izliyorsunuz?
Hastanın şikayetleri farklı rahatsızlardan kaynaklıysa (örneğin şeker hastalığı, damar tıkanıklığı) bu tür hastalıkların ilgili uzmanları tarafından tedavi edilmesi için hastamızı ilgili uzman doktoruna yönlendiriyoruz, Üroloji bölümü olarak biz de cinsel sorunlarla ilgili tetkik ve tedavilerini yapmaktayız.   Biz ilaç tedavilerinde ağızdan alınan tabletler ve bazı solüsyonlar, enjeksiyonlar kullanıyoruz. Kişiye göre tedavi değişmektedir. Özellikle ağır diyabet hastalarında, uzun zamandan beri devam eden vakalarda enjeksiyon tedavileri daha başarılıdır. Hastaların çok büyük bir bölümünde çok önemli ağır damarsal nedenler yoksa tabletler, kapsüller denemekteyiz. Ağır damar hasarları olan kişilerde de eğer enjeksiyon tedavisine yanıt veriyorsa o tedaviye devam ediyoruz. Kişiye göre tedavide birkaç ilacı bir araya getirerek uygulama yapıyoruz. İlaç tedavilerinin yetersiz kaldığı durumlarda penil protez uygulaması yapıyoruz.
Cinsel fonksiyon bozuklukları farklı hastalıkların habercisi olabilir mi, hastalarınıza uyguladığınız muayene ve tetkiklerin farklı hastalıkların teşhisinde önemi nedir? 
Cinsel fonksiyon bozukluğu şikayeti ile bize başvuran bir çok hastamızda, kendisinin henüz farkında olmadığı koroner yetmezlik, diyabet yani şeker hastalığı gibi bir çok rahatsızlığın teşhisini koyarak, bu rahatsızlıklar konusunda hastamızı bilinçlendirdik ve tedavi konusunda yönlendirdik.
Ülkemizde cinsel fonksiyon bozukluklarının görülme oranı nedir?
Türkiye'de 40 yaşını geçen erkeklerin %57’ sinde değişik düzeylerde cinsel fonksiyon bozukluğu görülüyor.
Cinsel işlev bozukluklarının sosyal etkileri nelerdir? Hastalar size rahatlıkla başvurabiliyor mu? Yalnız gelmeleri mi yoksa çiftlerin birlikte gelmesi mi daha doğru olur? Gözlemlerinize dayanarak evlikler üzerinde olumsuz etkileri oluyor mu?
Cinsel fonksiyon bozuklukları kadın – erkek ilişkilerinde, erkeği olumsuz etkilediği kadar kadını da etkiliyor. Göz ardı edilemez bir gerçek var ki; çiftler arasındaki cinsel sorunlar,  günümüzde en önemli ayrılma sebepleri arasında yer alıyor. Erkeğin cinsel mutluluğu, partnerinin cinsel mutluluğu ile paraleldir.  Çiftler bir sorun yaşadıklarında birbirleriyle bunu  paylaşmaktan kaçınıyor. Birçok erkek bu konuda şikayetleri olsa da eşleri ile konuşup dile getirmeyi bırakın  bunu kendileri bile kabullenmekte zorluk çekiyor, ilgili bir uzman doktora başvurmuyorlar ya da tedaviyi kabul etseler bile eşlerinden gizlemeyi tercih ediyorlar. Oysaki erkeğin cinselliği kadının tatmininden ayrı olarak ele alınamaz. Dolayısıyla bu konuda hastalara mutlaka uzman bir doktora başvurmalarını ve görüşmeye eşleriyle birlikte gitmelerini öneriyorum.
Bazı hastalar uzman bir doktora başvurmadan kulaktan duyma bilgilerle bir takım ilaçlarla rahatsızlıklarını tedavi etmeye çalışıyorlar. Bu durum ne tür sakıncalar yaratır?
Bu tür şikayetleri olan hastaların hepsine uzman bir doktora görünmesini, doktorun uygun gördüğü tedaviyi uygulamasını tavsiye ederim. Bir çok kişi arkadaşından, çevresindekilerin tavsiyeleriyle legal ya da illegal yollarla satılan ürünlere yöneliyor. 
Aynı şikayet dolayısıyla dahi arkadaşında faydalı olan bir ilaç, diğer kişide faydalı olmayabileceği gibi hayati risk faktörü de oluşturabilir.  Özellikle hastalıklar nedeniyle koroner açıcı ilaç kullananlar, anti hipertansif ilaç kullananlarda kulaktan duyma tedavi yöntemleri uyguladıklarında hayati tehlikeler görülmektedir.