ABD’nin parası ülkemizde değer yitirmeye devam ediyordu ki, bugün 5,50 seviyelerinin üzerine çıkıverdi.

Bir günde %5 arttı.

Artışı anlamak için öncesinde yaşanan birkaç konuyu hatırlayalım. MHP lideri grup toplantısında dedi ki; “Yeni bir çözüm süreci varsa, Türk milleti bu öldürücü zehri asla içmeyecektir.”

Haliyle hepimiz şaşırdık. Hayretle birbirimize sormaya başladık “Bu nereden çıktı?”... Araştırdık ve öğrendik ki! Bundan birkaç gün önce, eski Ankara ABD büyükelçisi, bugünkü Suriye özel temsilcisi bir röportajında şöyle demiş; “Türkler ve Kürtler arasında çözüm için çaba harcıyoruz.” 

Yani Suriye’nin kuzeyinde Kürdistan kuracağız, Türkiye’nin desteği önemli… 

İyi de bu aşamaları biz daha yeni yaşadık. Ve çok üzüldük!..

Ve olanları anlamaya çalışırken öğrendik ki, ABD, PKK kadrosunun en üst seviyesindeki 3 kişinin başına ödül koymuş. Sanki istese bulamayacakmış gibi, bulana ödül var falan filan… Dünya’yı Amerikan kovboy filmi tadında yönetmeye bayılıyorlar. 

Aranıyor (Wanted)…

Bu yapılan Türkiye’ye hoş görünme çabası gibi görünebilir. Ama değil… Her zaman ki gibi tek düşündüğü kendisi. 

Gerçek ise; dağ kadrosunda bulunan ve her biri 65 yaşını almış, artık dağ ve terör koşullarında zorlanan kişilerin tasfiye edilmesi. Emekli ederken bile büyük şov yapıyorlar. Eminim ki ABD’nin bu uygulaması, yakın tarihten aklınıza hemen birkaç isim getirmiştir…

ABD, kendisine hizmet edenleri, yaptığı işe bağlı olarak yaşı geldiğinde emekli eder… Ve emekli ederken de olabildiğince fayda peşindedir. Adeta sinekten yağ çıkartır…

Yani ABD’ye hizmet edenlerin de, markette satılan mal gibi raf ömrü vardır. Raf ömrü sebebiyle olabildiğince kimyasaldır, sağlığa zararlıdır, uzun dayanır ama yine de tükenmez ise, yeni üretim için raftan yer açılmalıdır. Ve çöp olur…

Basınımıza ise; bu konu değilde başka bir konu daha cazip geldi. “Türkçe ezan olur mu?”. 

Bir tartışma programında bir satır ifade edilen sözler, kocaman bir çığa dönüştü… Olmayacak ve yıllar yıllar önce kapatılmış bu konu tekrar büyütülmekte… 

Ama tekrar etmekte fayda var, tartışılan konu “Ezan’ın Türkçe okunması”… Çünkü bugün anlatılan hatıralarda, 1950’ler de halkın şikayet ettiği ezanın Türkçe okunması, Kuran-ı Kerim’in Türkçe okunması değil… Karıştırılmasın… Çünkü anlayarak okuyabilmek önemli… (https://youtu.be/_jQ_WakS4Rg - Hafız Sadettin Kaynak)

Tabi ki yaradanımız gönderdiği ayetlerinin okunmasını ve anlaşılmasını ister.

Yunus Emre’de kendi döneminde halkın içine girerek, her yörenin kendi lehçesini, kültürünü öğrenerek. Toplumun dili, kültürü, lehçesi ile yazdığı şiirleri Kuran’dan izler taşır… Yani bir anlamda şiirleriyle, Kuran’ı Kerim’in daha iyi anlaşılabilmesi için Türkçe’leştirmiştir. 

Lâkin kaynaklara, hatıratlara göre; o dönem şiirleri kışkırtıcı bulunmuş ve bir süre hapis cezası almıştır. Kuran-ı okumuş ama anlamamış yönetim, şiirsel ve türkçe anlatımı sakıncalı bulmuştur. 

Gönlümüze huzur veren ezanın, bu halinden halkımız memnun… Ve Türkçe okunma ihtimali yok… O zaman neden saatlerce bunu tartışıyoruz?.. Vakit kaybediyoruz…

Sanki burada ki amaç geçmişte, 1950’de biraz daha vakit kaybedelim… Gelecek ile en azından geçene kadar ilgilenmeyelim… Geçip bittikten sonra belki, bir ihtimal gündem yapılabilir…

Kısa süre önce yaşadığımız çözüm sürecinde çok acı çektik. Hafızalarımız taze… Konuya yakınen hakimiz… 

Bir ikinci çözüm sürecini kaldırabilir miyiz? İşte bunu tartışalım. Bu süreçte halkımıza ve ekonomimize neler olabilir? Bunu da tartışalım… 

Her dolar artışında, siyasilerin talebiyle kenardaki 3 kuruş dolarını bozdurmuş insanlarımızın ahını tartışalım… 

Bunları tartışmaz, çözüm bulmaz iken, geçmiş açılım sürecinden tecrübesi olan finans yatırımcısı dolara döndü bile… Ve dolar tekrar artıyor, enflasyon yükseliyor, Türk’ün Lirası eriyorsa… Önce buna dur diyebilmeliyiz, önce buna çözüm bulabilmeliyiz… 

Çünkü bu topraklarda Türk ya da Lirası eriyorsa ve yok ise, ezanında okunma ihtimali yok… 

Elbette biliyoruz ki! Bir gece, bir top sesiyle kurtuluş mücadelemiz başlamadı. Zaman aldı… Bu topraklarda ezan susmasın diye canını yok sayan, uzun bir süre halkı bilgilendirmek, birleştirmek, umut vermek için çaba sarfeden. Ve en sonunda toplu mücadeleyi başlatan Mustafa Kemal Atatürk’ü ölüm yıl dönümünde rahmet ve dua ile anıyoruz… 

Türk Lirasının erimesini durdurmak ve tekrar değerlenmesini sağlamak zaman alabilir. Lâkin bugün, ileri de anılmaya değer, yıl dönümünü kutlayacağımız bir destana daha ihtiyacımız var…