RÖPORTAJ: Habib BABAR

Makamında güler yüzü, mütevazı kişiliğiyle karşılıyor bizi cesur Cumhuriyet Savcısı Mehmet Demir…  İstanbul’da tüm adliyelerde görev yapan Demir,  17-25 Aralık darbe girişimi sırasında Fetullahçı Terör Örgütü'ne yargı içerisinden ilk tepkiyi veren Cumhuriyet Savcısı olarak tarihe geçti. Mehmet Demir,  o dönem adliyede yaşananları anlattı. Hala İstanbul'da Cumhuriyet Savcısı olarak görevine devam eden Demir, örgütün 2012'den itibaren hükümet aleyhinde konuşmaya ve açıktan cephe almaya başladığına dikkat çekti. Cumhuriyet savcısı Mehmet Demir, bu tarihten hemen sonra FETÖ firarisi eski savcı Zekeriya Öz'ün "Kılıçlar çekildi, kılıç kan görmeden kınına girmemeli" diye pervasızca konuştuğunu ifade etti… Efsane Cumhuriyet Savcısı Mehmet Demir ile yaptığımız keyifli sohbete buyurun…

BİZE BİRAZ KENDİNİZDEN SÖZ EDER MİSİNİZ?

Ben Kahramanmaraş’ın Afşin İlçesi’nde dünyaya geldim. Ortaokul ve Lise eğitimini Gaziantep’te tamamladım. Daha sonra İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde eğitimimi sürdürdüm. 1983 yılında mezun oldum ve 1987 yılın sonlarında Ahlat Cumhuriyet Savcısı olarak göreve başladım. 5 yıllık savcıyken 1993 yılında Boyabat Başsavcılığı görevine getirildim. 1997 yılında Burdur Başsavcısı olarak görevini sürdürdüm. 1998 yılında İstanbul Beyoğlu Savcılığına getirildim. Daha sonra Bakırköy, Büyükçekmece ve Gaziosmanpaşa ‘da Cumhuriyet Başsavcı vekilliği yaptım.  İstanbul’un tüm adliyelerinde görev yaptım. Şuan Küçükçekmece Cumhuriyet savcısı olarak görevine devam ediyorum.

ZEKERİYA ÖZ PERVASIZCA KONUŞMAYA BAŞLAMIŞTI

17 ARALIK'IN ÖNCESİNDE FETÖ'NÜN ADLİYEDEKİ YAPILANMASI YARGI TEŞKİLATINDA HİSSEDİLİYOR MUYDU? 

Tabii kesinlikle hissediliyordu… 17 Aralık 2013 öncesinde de yargıda FETÖ yapılanması ciddi şekilde hissediliyordu. 2010 referandumundan sonra HSYK'yı ele geçirdikten sonra özel yetkili Mahkeme başkan ve üyelerini, Başsavcı ve Başsavcı Vekillerini tamamen cemaat (o zamanki adı) üyeleriyle doldurmuşlardır. Bunlar sürekli irtibat halinde olur, birlikte oturup kalkarlar ve cemaate mensup olmayan şahıslarla asla içten bir samimiyet kurmazlardı. 2012 yılından itibaren hükümet aleyhine de konuşmaya başlamışlardır. Hatta Zekeriya Öz kılıçlar çekildi, kılıç kan görmeden kınına girmemeli şeklinde pervasızca konuşuyordu.

HEDEF TÜRKİYE'Yİ BAŞSIZ BIRAKARAK KAOSA VE İÇ SAVAŞA SÜRÜKLEMEYE YÖNELİKTİ 

PEKİ BU ÖRGÜTÜN GERÇEK ASIL AMACI NEYDİ SİZCE?

2013 de Recep Tayyip Erdoğan dik durmasaydı Türkiye bölünmeye, iç savaşa, belki de işgale uğrardı. Bu bir abartı değil, gerçek buydu. FETÖ'nün amacı iktidarı ele geçirmek değildi, bunların arkasındaki güçlerin gerçek amacı Türkiye Cumhuriyeti Devletini yıkmaktı. 17-25 Aralık olayları yargı ve emniyet içindeki fetö cuntasının bürokratik ve yargısal kurgularla seçilmiş hükümeti devirmeye ve Türkiye'yi başsız bırakarak kaosa ve iç savaşa sürüklemeye yönelik olaylardı. Soruşturma dosyaları kesinlikle hukuki bir süreç ve hukuki gerekçelere dayanmıyordu. Tamamen kurgulanmış, hatta 2 yıl boyunca kurgulanmış işlerdir.

ÖRGÜTE MEYDAN OKUYAN BİR CUMHURİYET SAVCISI OLARAK ÜNE KAVUŞTUNUZ BUNUN SİZE BİR FAYDASI OLDU MU?

(Tebessüm ederek yanıt veriyor…) Zarardan başka hiçbir faydası olmadı. 2 kez  Kartal’a İstanbul Anadolu Adliyesi’ne sürüldüm. 1 kez de Edirne’ye sürüldüm… Haaa unutmadan söyleyeyim. Bir faydası oldu tabi ki… Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan benim gibi bir savcının olduğunu öğrendi… 17-25 Aralık sürecinde ben ve benim gibi düşünen yargı mensupları FETÖ cuntasının darbe yapmaya kalkıştığını gördü. Bu defa da ben durumdan vazife çıkardım, Devleti ve demokrasiyi savunmak için her şeyi göze alarak hem adalet.org isimli hukukçuların sitesine bu darbeye karşı çıkalım diye yazdım hem de alışılmadık ve teamüllere aykırı olduğu halde televizyona çıkıp konuştum. Cuntanın Devletimizi, demokrasimizi ve seçilmiş hükümeti yıkmaya yöneldiğini gördüğüm için karşı çıktım. Onların bu yaptıkları beni doğru bildiğim yoldan çeviremedi.  

2 KEZ KARTAL, 1 KEZ DE EDİRNE’YE SÜRÜLDÜM

SİZE FİİLİ BİR SALDIRI OLDU MU?

Fiili bir saldırı olmadı,sürekli dedikodu ve iftiralarla beni çürütmeye, yıldırmaya çalıştılar.2017’den sonra kamuda yuvalanmış kripto fetöcülerin dedikodu ve organizasyonlarıyla biraz önce de izah ettiğim gibi 2 kez Kartal’a,1 kez de Edirne’ye sürüldüm.

PEKİ ADLİYEDE SİZE KARŞI TAVIRLARDA DEĞİŞİKLİKLER OLDU MU?

Oldu tabi ki bunlara karşı çıktıktan sonra adliyede birçok insanın koridor da selamlaşmamak için yüzüme bakmadığını, yemekhanede ve kafede masama oturmadıklarını gördüm. Hatta FETÖ'cü olmadığını bildiğim birçok meslektaş bile kendilerine bir zarar gelir korkusuyla onlar bile benden uzaklaştılar. Taa'ki her şey netleşene kadar ve sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan duruma hakim olup, olayları kontrol altına alana kadar bir çok FETÖ'cü olmayan arkadaşlarım bile benden uzak durdu. Hatta yanlış yaptığımı, zarar göreceğimi, yalnız kalacağımı dahi söyleyen çok arkadaşım oldu.

Yeşilçam'ın Altın Çocuğu: GÖKSEL ARSOY Yeşilçam'ın Altın Çocuğu: GÖKSEL ARSOY

17/25 ARALIK VE 15 TEMMUZ SÜRECİNDE BİRÇOK SAVCI VE HAKİME KORUMA VERİLDİ.SİZE DE KORUMA VERİLDİ Mİ?

Verilmedi… Herhangi bir fetöcünün bir kere bile ifadesini alan herkese koruma verildi. Ancak o dönemde ve sonrasında ulusal medyada alenen bu örgüte savaş açan Mehmet Demir’e koruma verilmedi. Halen de korumam yok…(Gülmeye başlıyor…)

GERÇEK AMAÇLARI TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNİ YIKMAKTI

17/25 ARALIK'TA TÜRKİYE NEREYE SÜRÜKLENİRDİ SİZCE?

17-25 Aralık 2013 de Recep Tayyip Erdoğan dik durmasaydı Türkiye bölünmeye, iç savaşa, belki de işgale uğrardı. Bu bir abartı değil, gerçek buydu. FETÖ'nün amacı iktidarı ele geçirmek değildi, bunların arkasındaki güçlerin gerçek amacı Türkiye Cumhuriyeti Devletini yıkmaktı. O dönemde hükümet gitseydi Türkiye başsız kalır, kaos çıkar ve iç savaş olurdu. Bu da Devletimizin sonunu getirirdi. Bu cuntayı durduran herkese sonsuz şükranlarımı sunuyorum."

SİZİ ÜNLÜ SANATÇI MAHMUT TUNCER’E BENZETEN OLDU MU?

Gülmeye başlıyor… Hem de çok benzeten oluyor… Çok kalabalık yerde dolaşırken gençler ’Benim Mahmut Tucer olup olmadığım konusunda iddiaya bile giriyor. Rahmetli annemde beni Mahmut bey’e benzetirdi. Bana benziyor diye TV programını kaçırmazdı.

MAŞALLAH SİZDE YOK YOK, ŞAİRLİĞİNİZDE VAR SANIRIM KİTAP HAZIRLIĞINIZ VAR MI?

Evet şiir yazmayı çok seviyorum. Gençliğimden beri de yazıyorum. Arkadaşlarıma, dostlarıma hediye etmek için bir kitap çıkardım. Tüm dostlarım şiirlerimi çok beğendi. İleride bir şiir kitabı çıkarabilirim.

Bu keyifli sohbet için çok teşekkür ederim.

Ben teşekkür ederim.