Bu ayın sonunda Kurban Bayramımızı kutlayacağız.

Kurban Bayramı öncesinde, ardından da seçim sürecine girilecek olması nedeniyle artan et fiyatlarına müdahale geldi.

İki ana soru gündeme geldi...

Hayvan mı ithal edilecek? Karkas et mi ithal edilecek? 

Ve sonunda “karkas et ithal” kararı alındı.

Karkas et; siniri bol ve kaslı bir ettir.

Peki bu karara sebep olan yerli et fiyatları neden artmıştı?

Neden ithalat zorunluluğu doğdu?

Her yıl yaklaşık 1 milyon tondan fazla kırmızı et tüketiyoruz.

Ülkemizde yaklaşık 14 milyon büyük baş hayvan var.

Bunların sadece 2 milyonu yerli ırk.

Kalanı ise; genetiği ile oynanmış, kültür yada melez ırk olarak biliniyor.

Bu 12 milyon hayvanın genetik olarak meralarda otlama imkânı yok.

Çiftliklerde, ahırlarda yetiştirilmek zorunda.

Bu da artı hazır yem maliyeti demek.

Ülkemizdeki hayvanların, tükettiği toplam yemin %60’ı sanayi yemi.

Sanayi yemi ise tamamen ithal ürünlerden elde ediliyor.

Yani dövize endeksli.

Döviz yükselirse; yem fiyatı da yükseliyor, hayvancılık maliyeti de.

Kişi başı kırmızı ve beyaz et tüketimi sıralamasında; 177 ülke arasında 121’inci sıradayız.

Kişi başı kırmızı ve beyaz et tüketiminde dünya ortalaması 40 kg.

Medya’da sık sık “Yükselen Yıldız Türkiye” manşetleri atılan,

Türkiye’de ise sadece 25 kg...

Ekonomisi battı dediğimiz Yunanistan’da bile yaklaşık kişibaşı et tüketimi 75 kg.’dır.

İyi ki Kurban Bayramımız var. 

O da olmasa kişi başı et tüketimimiz kaç kg.’a düşerdi kim bilir!!! 

Et tüketiminde, zaruri tüketim miktarının çok çok altında olsak bile tüketimimiz söz konusu...

Üretici de bu sınırlı alanı fırsata çevirmeye çalışıyor.

Piyasa’ya hayvan vermeyi azaltıyor.

Böylece piyasada yeterli et bulunamıyor ve fiyat yükseliyor.

Kendince üretici de haklı...

Ancak bu şekilde artan döviz ve diğer maliyetlerini bir nebze karşılama imkânı buluyor.

2014 yılında 3,7 milyon büyükbaş hayvan kesildi.

Yaklaşık 900 bin ton et çıktı.

2015 yılında karkas et ithalatının serbest kalması ile bu rakam daha da azalacaktır.

Bugünlerde raflarda ithal et kg. fiyatı 21,50 TL’den karşımıza çıkıyor.

Yurtdışında ise karkas etin kg. fiyatı yaklaşık 14 TL civarında.

İthalat izni öncesi yerli üretim etin raflardaki kg. fiyatı 38 TL idi.

Şimdi yerli üretici bu ithal et fiyatları ile rekabet etmek zorunda.

Haliyle ciddi zararlar edilecek ve hayvan üreticilerinin birçoğu kapatmak zorunda kalacak.

Bu senaryoyu daha önce de görmüşdük.

Ama hiç ders çıkartamamışız.

Hayvancılık ile uğraşan birçok üretici bu adaletsiz rekabet yüzünden daha önce de işini bırakmak zorunda kalmıştı.

Sonrasında devlet baktı ki hayvan açığı oluşuyor.

Hemen “0” faizli teşvikler dağıtılmaya başlandı.

Tekrar ithalat yasağı getirildi.

Bugüne kadar yaklaşık 10 milyar TL teşvik dağıtıldı.

Tam canlandırılmıştı, şimdi ise ithalat izni ile tekrar pasifize ediliyor.

Belli ki hükümet için “aşağı tükürse sakal, yukarı tükürse bıyık” durumu oluşmuş.

İşin içinden çıkılamıyor.

Özet ile;

Önce hayvancılık canlandırılmaya çalışılıyor (teşvikler, vs.), 

Sonrasında maliyetler kontrol altına alınamadığı için et fiyatları hızla artıyor,

İthal bağımlılığımız sebebi ile döviz artıyor, tekrar maliyetler artıyor,

Fiyatları düşürebilmek için “karkas et” ithalatına müsaade ediliyor,

Ardından yerli hayvancılık rekabet edemediğinden bitiyor,

Basiretsiz yönetim ile; hayvancılık sektörü ve üreticileri “kurban” ediliyor.

“Çamurlu su ne kadar uzun akarsa o kadar temizlenir,” derler.

Maalesef bunca yıllık hayvancılık geçmişimize rağmen kirimizi temizleyemiyoruz.

Belki de çözümü kendi geçmişimizde aramıyoruz!!!

Başkasının ağzı da başkasına yarıyor. 

Sonuç olarak; 

Devletimizin verdiği teşvikler heba olup gidiyor,

Üretim bitiyor, işsizlik artıyor,

Borcumuza borç ekleniyor; ülke zayıflıyor,

Yabancı çiftçiler daha da güçleniyor,

Halkımız sağlıksız ithal etlere mahkûm kalıyor...

Evet, bu ayın sonunda Kurban Bayramımızı kutlayacağız.

Kurban tercihiniz mümkün olduğunca “yerli, genetiği ile oynanmamış, sağlıklı hayvanlar olsun” diyeceğim ama...

Muhtemelen, sağlıklı hayvan çok az bulunduğundan çok pahalı olacak...

Bu işsizlik ortamında ve TL’nin bunca değer kaybının ardından bu öneri ancak küçük bir zümreye hitap etmiş olur.

Bu vesile ile; Müslüman âleminin Kurban Bayramı’nı da şimdiden kutlarım.