Yeni Milli Eğitim Bakanımız Sayın Ziya Selçuk’u yeni görevi ve  acer icraatları vesilesi ile kutluyorum.

Farklı bir bakış açısı, yeni bir geniş görüşlülük getirdiği yadsınamaz bir gerçeklikte.

Adının ilk anıldığından beri kamuoyuna sorulsa hangi bakanın ismini biliyorsunuz diye???

Toplumun büyük çoğunluğu Ziya Selçuk diyecektir.

Bu durum hem iyi hem de bakanımızın giydiği ateşten gömleğin daha çok harlanmasına sebebiyet verecektir.

Beklentilerin üst sevilerde olması bir süre sonra kırıklıklara ve sukutu hayaller neden olması içten bile değildir.

YENİ MEB SAYIN ZİYA SELÇUK!!!

Çok yerinde ve zeki hamleler ile MEB'i yeniden dizayn etmeye çalışıyor. Kesinlikle yapmaya çalıştıkları, verdiği mesajlar hedef kitleye ulaşıyor. Toplumun her kesiminde olumlu karşılanmış olup, sorunların çözümü konusunda eğitim camiamızda yeniden umutlar yeşermeye başlamıştır.

Şuan çok net anlamda şunu söyleye bilirim ki yani sistemin en parlak ve en gelecek vaat eden bakanı.

Yaptığı her iş, geniş kitleler tarafından kabul görüyor. Özelliklede MEB camiası;

Ki yapılan hiçbir işi beğenmeyen, her işe bir kulp bulan,

Dedikodunun,

Fesatlığın,

Çekememezliğin,

İltimasın,

En yoğun yaşandığı yerde...

***

Bu durum gerçekten sevindirici...

Her birimiz zaten böyle bir bakan bekliyorduk diyorlardı.

Hele ki geçen gün bir açıklamada bulundu.

Kanayan yaralara merhem olacak cinstenti.

MEB Başöğretmen Salonu´nda düzenlenen programda, öğretmenlerin çocukların hamurunu her gün kardığını ve toplumun inşasını üstlendiğini belirten Selçuk, "Şunu biliyorum ki, Mevlana sema dönerken akşam olsa da eve gitsem diye dönmüyordu. Yunus şiirlerini yazarken bu iki kıtada böyle oluversin, nasıl olsa okuyan olmaz diye yazmıyordu. Mimar Sinan, nasıl olsa ben öldükten sonra yıkılır, diye bina inşa etmiyordu. Biz böyle gördük, bundan sonra da bize yaptığımız işin aşkıyla, layıkıyla, neşesiyle yapmak düşer. İltifat beklemeden marifete talip olmak hayalimiz." diye konuştu.

  

Selçuk, öğretmenliğin, kolay bir meslek olmadığına dikkati çekerek, "Gökyüzündeki bulutlar değişir, açılır, kararır. Aslolan gökyüzü olmaktır, bulut olmak değildir. Bulutlar ya da şartlar ne olursa olsun öğretmen çocuğun hakkını sorgusuz ve peşin veren kişidir. Şartlar kötü olsa bile çocuğun hakkı pazarlık konusu bile olamaz." ifadelerini kullandı.

Yine.

Türkiye'nin en başarılı okul yöneticileri ile buluşan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, "Biz ilişkileriyle değil, yeteneğiyle, becerisiyle bir yere gelmiş insanlar öne çıksın istiyoruz." dedi.

Bu çok önemli bir tespitti, bana göre...

Devamında;

Bakan Selçuk, "Biz o binalarda, o masalarda neden oturduğumuzu asla unutmamalıyız. Bu makamların hiçbirisi kariyeriniz için bulunan yerler değildir. Bunların hepsi çocukların gözlerinin ışıltısını artırmak içindir. Biz çocuklar için buradayız, başka hiçbir derdimiz yok. Bütün bütçeler, bürokrasiler, kadrolar, kariyerler çocuklar içindir" dedi. 

AMA

Şuan o koltukları işgal eden liyakatsiz, sadece tanıdıkları vasıtası ya da yalakalıkla bir yerlere gelip oturan ne yapılması gerekiyorsa onu yapmayan!!!

Ne yapılmaması gerekiyorsa onu yapan yeteneksizlik abidesi yöneticileri kim atadı????

Bu adamcağızlar parti binalarının, 

Sendikalarının,

Hatırlı kişilerin,

işini yapacakların önünde eğilip bükülmedi mi???

Bir başka konuşmasında ise, basından ve sosyal medyadan takip ettiğim kadarıyla şöyle demişki;

ağzına sağlık müthiş bir cevap vermiş.

İdari bir görev almak için parti başkanlarını, milletvekillerini, sendika başkanlarını ve hatta mahalle muhtarını devreye sokan bir matematik öğretmenine, Milli Eğitim Bakanının cevabı: "Sınıfındaki öğrencilerin başarı istatistiklerini getir atayacağım." demiş.

Öğretmeni bir daha gören olmamış.

( Not 1: Bu durumun fotoğrafını paylaşanlar ise maalesef büyük çoğunluğu ile bu şekilde atanmışlar.

ÖNEMLİ Not 2: Gerçekten bu işin hakkını veren, liyakati ile bir yerlere gelmiş, gecesini gündüzüne katan fedakar idarecilerimi kast etmiyorum.

ÖNEMSİZ AMA Not 3: Eğitimin inşaat değil, fayans değil, kum harç değil, insanların ruhunun inşası olduğunu göremeyenler de istisna)

Buda gerçekten çok tumturaklı bir cümle.

Ben bu işleri konuşarak değil icraatlerle görmek istiyorum.

Milli Eğitim Bakanımızın değerli bakanı Sayın Ziya Selçek'un parlak kariyeri, özel okul geçmiş adamlığına kesinlikle diyeceğim bir tek sözüm yok, haddimde değil.

Ama bu yılın sonun da Müdür ve müdür yardımcılıkların süresi doluyor. Gerçi 2019 yılının sonun kadar uzatıldı diye biliyorum.

Bu dönemde ben Sayın Bakanımız Ziya Selçuk’un yiğitliğini göreceğim. 

Gerçekten sadece konuşuyor mu???

Yoksa hem konuşuyor.

Hem de yapıyor mu?

Ya da bir başka ifade ile ,

Sadece bakıyor mu?

Yoksa görüyor mu?

Bunu birlikte müşahede edeceğiz.

***

Benim kanaatime göre, koltuğun sıcaklığından beslenen ve başka hiç bir iş yapmayız havasında olan zerzavat bu bakanın da ayağını kaydırmaya çalışacaktır. Çünkü tanıdıklarından ve siyasi bağlantılarından başka hiçbir hasleti ve yöneticilik melekesi olmayanların homurdularını Ankara semalarından duymaya başladık bile.

Umarım yanılırız.

Umarım işler gerçekten de laflalarla olduğu kadar basittir.

Umarım MEB değişir.

ÇÜNKÜ MEB DEĞİŞİRSE, BU MİLLET DEĞİŞİR.