2015 yılı kötü geçti dedik 2016’ya bel bağladık.  
Ancak kötü haberler yine bir bir eklendi gitti.
En son Adana’da ki patlamayla içimiz cız etmişti.
Yılın son ayına girerken Adana’dan başka bir kötü haber geldi.
“Aladağ ilçesinde bir kız yurdunda çıkan yangında, yurt müdürünün kızının da olduğu 12 can yaşamını yitirdi.”
Hay Allah sizi bildiği gibi yapsın. İnsanları içinde barındırdığınız mekanlara neden, yapım malzemelerinden, tasarımlarına kadar bakıp da çalıştırma ruhsatı vermezsiniz. Yapan bilmiyor, denetleyen bilmiyor… Eee kim bilecek kardeşim?
Hep fatura masumlara çıkıyor. O çocukların ailelerinin yanan yürekleri, o çocuklar bizim geleceğimizdi diyen başlarla söner mi?
Yangın Merdiveni ben Mimar Sinan’ı bitirirken de çözülemezdi, mesleğe başladığımda da… Ya çıkışlara uzaktı, ya çapı yetmezdi, ya bir yere inmez havada kalırdı, ya da kilit sorunu vardı. 
Aklım basmıyor hiç basmıyor.
Kapılar dışarıdan açılamayıp, kolaylıkla içeriden açılanından olsaydı o çocuklar çıkışın dibinde ölür kalır mıydı?
Tahliye kapılarının içeri açılanında bile onlarca ölüm olmuştur bu memlekette hala da aynı martaval.
İşletme ruhsatı al gülüm ver gülüm, bir itfaiye de bir Büyükşehir Belediyesinde.
Anlayana kadar … gümm
Hep Allah Korusun mantığıyla, sanırım Allah da bizden bıkmıştır.
8 yıl önce de Konya- Taşkent’te yine kız öğrenci yurdunda gece gaz sızıntısı olduğu farkedildiği halde boşaltılmayan bina da sabah patlama. 18 öğrenci can veriyor. İşin ilginç tarafı hiçbir veli şikayette bulunmuyor. Göz altındakiler de çıkıyor. Dava da büyük ihtimalle sürüyordur.
Ayyy bu haberleri duymaktan yola yola saç kalmadı başımda. Mikrofon uzatılan adam, ihmal mi mümkün değil dedi. Bilir kişi mübarek. Modelin önemi burada işte.
2015 de başka bir yangın haberi Diyarbakır-Kulp’tan. İlçe Müftülüğüne ait, soba ile ısıtılan Kuran kursunda gece sobanın devrilmesi sonucunda  6 çocuk ölüyor. Neyse bu kez bir aile şikayetçi olmuş. 
Dava mı? Sürüyor.
Bilirim, bilirim…
Bunlar hepimizi derinden yaralar.
Çocuklarımız…
Geleceğimiz …
Hoşgeldiniz.
Artık sizi kuşpalazı, boğmaca, ince hastalık, sıtma falan  beklemiyor.
Ne mi bekliyor?
Cinsel istismarlar, mobingler, radyasyonlar, yangınlar, ruh hastaları falan… kapıda
2017 gelsin artık di mi? GELSİN! Ağzımızda fırt fırt düdükler, kafamızda parlak şapka bekliyoruz aç ruhlarımızla. 
Yazık zavallı gelmekten nasıl da korkuyordur.