AMERİKA’NIN KENDİ İÇİNDE SAVAŞ (TRUMP’U DEVİRECEKLER Mİ?)
Trump’a saldıran Almanya'nın en önemli kalesi Deutsche Bank, bir konuşma için Hillary'ye 485.000 DOLAR verdi. Goldman Sachs üç konuşma için 675.000 DOLAR, Amerikan Morgan Stanley, UBS ve Fidelity Investments Bank, her konuşma için 225.000 DOLAR'ı gözden çıkardı! Ne oldu? DEVLET KAZANDI! 
Hillary Clinton'un hemen yanı başındaki görünmeyen isim daha doğrusu KONTROL KUMANDASI LYNN FORESTER de ROTHSCHILD'di!
Arkasında FİNANS DEVLERİ... Bağışçılar; City Group'tan JP Morgan Chase'a, Morgan Stanley'den Goldman Sachs'a kadar herkes Hillary'nin yanındaydı! Bu eksen Londra'ya kadar uzanıyordu. 
ABD'de 8 Kasım'da düzenlenen başkanlık seçimleri öncesi yapılan hemen hemen tüm anketler Demokrat aday Hillary Clinton'ı işaret ederken, yarışı Cumhuriyetçi Trump'ın kazanacağını tahmin eden bir isim vardı: Allan Lichtman.
"Beyaz Saray'ın Anahtarları" adını verdiği sistemden faydalanarak bulunduğu öngörüsünde haklı çıkan 69 yaşındaki Lichtman şimdi de yeni bir görüş açıkladı.
Lichtman'a göre, seçimleri kazanan Trump, başkanlık koltuğuna oturduktan bir süre sonra görevden uzaklaştırılacak!
Lichtman bu öngörüyü bir analiz sonucu bilgiye dayanarak mı yaptı, içgüdülerini mi kullandı, tahmin mi yürüttü, bilinmeyen bir yerden istihbarat mı aldı? Bilmiyoruz! Ancak CNN International'de yayımlanan "Outfront" programına katılan "Tahmin Profesörü" lakaplı Lichtman, Trump'ın görevi kötüye kullanma suçlamasıyla karşı karşıya kalacağını söyledi: Bunun nedenlerini soran gazeteci Erin Burnett'a şunları söyledi; "İlk olarak, Trump hayatı boyunca kanunları hafife aldı... New York'ta yasa dışı bir hayır kurumu yönetti. Bu kurum üzerinden yasa dışı bir bağış kampanyası yürüttü. Kişisel borçlarını kapatmak için bu kurumu kullandı. 
Erin Burnett, Lichtman'ın ortaya attığı iddiaların mahkemece ispat edilemediğini söyledi ve devamla "Neden Kongre'nin her iki kanadı da Cumhuriyetçi Parti'nin kontrolündeyken, Trump'ın görevden uzaklaştırılabileceğini düşünüyorsunuz?" dedi. Lichtman, bu soruya, "Cumhuriyetçiler Donald Trump konusunda kaygılı... O bir serseri mayın. Kimse onun gerçekten neye inandığını ya da gerçekten nerede durduğunu bilmiyor. Kontrol edilemez biri. Cumhuriyetçilerin çoğu, (Trump'ın Yardımcısı) Mike Pence'i tercih ederdi. O, öngörülebilir bir Cumhuriyetçi ama Trump değil!" diye cevap verdi.
Lichtman'ın tahmin yöntemi, anketlere, demografiye ya da eyaletlerin analizlerine dayanmıyor. Model, bunların yerine mevcut durumda başkanlığı elinde bulunduran partinin performansına dayalı olarak 13 aşamalı pragmatik bir sorgulama sistemi… Bu soruların cevabı hangi partinin aleyhine ise diğeri kazanıyor. Demokratların çok fazla kırılgan ve zayıf yönlerinin olduğunu ve Beyaz Saray’daki partinin kırılganlıklarının Trump gibi bir adayın önünü açtığını belirten Lichtman, özellikle ikinci Obama döneminde kayda değer politikalar üretilemediğini
Anadolu Ajansı'na verdiği röportajda, geliştirdiği tahmin sistemiyle ilgili düşüncelerini de dile getirmişti.
"Aslında her seçim, yönetimin icraatlarının bir değerlendirmesidir. Bu icraatlar bakarak gelecek seçimlere ilişkin bir fikir çıkarmaya çalışıyorum" diyen Lichtman, yöntemini 1984’ten 2012’ye kadarki tüm seçimlere uyguladığını ve işe yaradığını belirterek özellikle mevcut başkan Barack Obama'nın ikinci dönemine ilişkin önemli sorunlar olduğunu ve toplumun bunları gördüğünü, seçimlerde, Demokrat aday Hillary Clinton'ın, John F. Kennedy veya Franklin Roosevelt gibi "insanlara ilham kaynağı olan bir aday" olmadığını vurgulayarak, "Bunların hiçbiri Donald Trump’ın işi değil ve onunla ilgisi de yok. Aslında baktığınız zaman Clinton, Trump’la tüm canlı yayın tartışmalarını kazanmıştı" ifadelerini kullanmıştı.
Lichtman, anketlerin tahmin olmadığını belirterek, "Ben pek anketlere bakmam. Arkasında bilimsel bir araştırma yoktur, sadece anlık fikir verir. Aynı şekilde TV yorumcularını da çok doğru tahmin yürütemez, çünkü onlar da anketlere göre konuşurlar. Eğer onları dinleseniz size Trump’ın ne kadar kötü kampanya yönettiğini anlatırlar. Ama o Trump seçimleri kazandı" demişti.
ABD’de tarihi bir sürprize imza atan Donald Trump başkanlık koltuğuna hiç oturamayabilir. Yahudi Lobisinin kontrol ettiği haber dergilerinden Newsweek, ABD’yi karıştıracak ihtimalleri yazdı.
1) SEÇİCİLER CAYARSA
ABD’de halk başkanı doğrudan seçmiyor. Seçmen oyunu bir başkan adayına veriyor, ancak bu başkan adayına oy vereceğini taahhüt eden bir “seçici kurul” üyesini seçmiş oluyor. Bir eyalette birinci olan aday, o eyaletin tüm seçici kurul üyelerini alıyor.
Seçimden aylar önce hangi adaya oy vereceğini taahhüt edip kendisi de seçici kurula aday olan isimler 8 Kasım’da belirlenmiş oldu. Şimdi bu seçici kurul, gelecek ay toplanıp başkanlık oylaması yapacak. Her şey geleneklere uygun işlerse, başkan seçilmek için gereken seçici kurul üyesi sayısını (270) aşan Donald Trump başkan olacak.
Ancak daha önce Donald Trump’a oy verme taahhüdünde bulunan seçici kurul üyelerinin bu sözlerinden cayıp Hillary Clinton’a oy vermesi de mümkün. ABD tarihinde bu durum 157 kez yaşandı, hatta 1836’da Virginia eyaletinin 23 seçici kurul üyesi birden sözlerini bozup, seçimi kazanan aday aleyhine oy verdi. Fakat genelde adaylar arasında fark büyük olduğu için bu “sadakatsiz seçiciler” nedeniyle sonuç etkilenmedi.
Resmi olmayan sonuçlara göre Trump 290, Clinton 228 seçici kurul üyesi kazanmıştı. Bu durumda Trump’a oy vaadiyle seçilen 32 seçici kurul üyesinin gelecek ay sözlerini bozup Clinton’a vermesi durumunda başkan Clinton olabilir.
2) RESMİ SONUÇLAR DEĞİŞİRSE
ABD seçimlerinde resmi sonuçlar henüz açıklanmadı. Tüm medya Associated Press haber ajansının verilerine güvenerek Trump’ın 270 sandalyeyi geçip başkan seçildiğini açıkladı. Oysa birçok eyalette iki aday arasında fark o kadar az ki, resmi sonuçlarda başka bir sayı çıkar yahut adaylar itiraz edip yeniden sayım yaptırırsa, 290-228’lik sonuç değişebilir. Örneğin Michigan gibi 16 seçici kurul üyesi gönderen ve Trump’ın sadece 11 bin oy farkla kazandığı bir eyalette sonuç değişirse seçim matematiği ciddi biçimde etkilenecek.
ABD’nin dış istihbaratını temsil eden CİA ile iç istihbaratı temsil eden FBI arasında kimin başkan olacağı noktasında bir rekabet yaşanıyor. KÜRESEL BARONLAR; RÜŞVET, SEÇİCİ KURUL ADAYI SATIN ALMA, YARGI YOLU İLE İŞTEN ELÇEKTİRME, KARALAMA KAMPANYALARI, HALKI AYAKLANDIRMA, BAZI EYALETLYERİ BİRLİKTEN AYIRMA VE MEDYA ÜZERİNDEN YIPRATMA VE SON SEÇENEK OLARAK SUİKAST DÂHİL bütün yolları ve bütün seçenekleri kullanarak rakiplerini yola getirmeye çalışacakları değerlendirilmelidir.
Trump'u beğenmeyenler sokaklarda, meydanlarda... Peki, kim bu insanları sokağa döküyor! Kim bunları protestolara yöneltiyor. Kim kimden ne istiyor?.
Bu kavga ABD devletinin varoluşal sorunu olarak bütün dünyayı etkileyecektir. Amerikan milliyetçileri kendi devlet ve halklarını küresel baronların esaretinden kurtarabilirlerse insanlık kazanacaktır. 
Karşı taraf bu iktidar meselesini küresel imha planı olarak algılarsa bir dünya savaşına yol açacak provokasyonlardan kaçınmayacağı beklenmelidir.