Herkese iyi haftalar, bugün sizlerle 2.el araç satışlarında satılan aracın ayıplı çıkması halinde satıcının sorumluluğu ve alıcının cayma hakkını konuşacağız. 2.el araç satışlarında en sık karşılaşılan risklerden biri; satıcının aracı teslim ettiği sırada belirtmiş olduğu özelliklerin yanlış çıkması, taraflar arasında kararlaştırılan özelliklere uygun bir araç olmaması veya araçta bulunması zorunlu özelliklerin olmaması sonucunda sözleşmeye aykırı olmasıdır. Bu gibi hallerde aracın kendisinden beklenen faydayı sağlayamaması veya bu faydayı azaltması sebebiyle alıcı mağdur olabilmektedir.

Günlük hayatta en sık rastladığımız ayıplar; aracın kilometresiyle oynanması, değişen parçalarının saklanması, yapılan kazanın hasar (tramer) kaydına geçmemesi için bir tamircide hasarın giderilerek hasar kaydında eksik bilgilerin yer alması, balata-yağ sistemlerindeki sorunlar, far, cam, sunroof gibi araçtaki bazı özelliklerin çalışmaması gibi hallerdir. Ekspertiz raporu alındığı hallerde ise raporda yer alan hasarlardan alıcının bilgisi olduğu kabul edileceğinden satıcının raporda yer alan hasarlara ilişkin sorumluluğundan bahsedilemeyecektir. Ancak ekspertiz raporunda yer almayan, saklanan veya hatalı yer alan bilgilerden satıcının ve eksperin sorumluluğu doğacaktır.

Öncelikle satış sırasında alıcının bildiği veya yeteri dikkat ve özeni göstermesi halinde fark edebileceği ayıplardan satıcının sorumluluğu bulunmamaktadır. Ancak bakıldığında fark edilen ayıpların mevcut olmadığına dair satıcı tarafından garanti verilmişse, bu halde de sorumluluğu doğacaktır.

Dolayısıyla 2.el araç satışlarında satıcının bu ayıplardan sorumlu olabilmesi için; Ya araçtaki ayıbın gizli bir ayıp olması (araca olağan gözle bakıldığında fark edilemeyen ayıp) yada bakıldığında fark edilebilen ayıp olmasına rağmen satıcının böyle bir ayıbın mevcut olmadığını alıcıya garanti etmesi halinde sorumluluğu doğacaktır. Ayrıca aracın piyasadaki fiyatının çok altında satılması, alıcının bu ayıbı bildiği anlamına gelmemekle birlikte, aracın bir galericiden alınmış olması halinde de alıcı bu haklarını kullanabilecektir. Bir diğer önemli husus, alıcının satıcıya ayıpları bildirmesi halinde satıcının bu ayıpları bilmediğini, kendisinin sorumlu olmadığını ileri süremeyeceğidir. Satıcının ayıba karşı tekeffül borcu bulunduğundan, söz konusu ayıpları bilmemesi onun sorumluluğunu kaldırmamaktadır. Bu nedenle alıcı, ayıptan doğan sorumluluk hükümlerine göre satıcıya karşı seçimlik haklarını kullanabilecek ve genel hükümlere göre tazminat talep edebilecektir.

Türk Borçlar Kanunu madde 227’ye göre alıcının seçimlik hakları;

1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme.

2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme.

3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme.

4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme, haklarına sahiptir.

Alıcı bu seçimlik haklardan somut olaya göre en makul olanını satıştan itibaren 2 yıl içinde seçerek satıcıya bildirmeli ve ayıba ilişkin haklarını kullanmalıdır. Son olarak,satıcının ayıbı bilerek gizlemesi halinde bu durumda ağır kusuru oluşacağından ağır kusur hallerinde 2 yıllık zamanaşımı süresi uygulanmayacaktır.