... dünden devam

68 Kuşağı:

1960'lı yıllarda kapitalist birçok ülkede ve özellikle ABD'de yönetime ve sisteme karşı hareketleriyle öne çıkan, daha çok özgürlüğü, eşitliği ve savaş karşıtlığını benimsemiş ve genel de o ülkelerde yaşayan üniversite gençliği arasında akımlar oluşmuştu.

68 kuşağı olaylarını başlatan olayların ilki Fransa'da ki Sorbonne Üniversitesinde meydan gelen öğrenci isyanıdır.

Ayrıca Latin Amerikalı Devrimci Ernesto Che Guevera'nın (kapitalizme karşı bayrak açmış dünya gençliğinin efsanevi devrimci lideri…) yakalanıp, 9 Ekim 1967 tarihinde Bolivya Ordusunun elinde öldürülmüş olması, bu olayların başlangıcı olarak gösterilir. İşte o dönemde tüm dünyayı etkisi altın alan bu devrimci olaylar, Türkiye'de de etkisini gösterdi. Özellikle üniversite gençliğimizin sol görüşlü öğrencileri arasında destek bulan bu akım, giderek yaygınlaşarak, ülke çapında gösterilere ve silahlı eylemlere sebep oldu.

68 Kuşağının Türkiye'deki uzantısını ise Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, İbrahim Kaypakkaya, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan gibi sol görüş içerisinde fraksiyonlara ayrılan devrimciler ve öğrenciler oluşturmuştur. Deniz Geçmiş ve Mahir Çayan'ın önderliğini yaptığı iki fraksiyon o dönemde hedef seçilmiş. Bunun üzerine Mahir Çayan önderliğindeki THKP/C (Türkiye Halk Kurtuluş Partisi/ Cephesi) silahlı mücadele kararı almıştır. Deniz Geçmiş önderliğindeki THKO (Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu) ise silahlı mücadeleden uzak kalmıştır. Ancak dönemin emniyet güçlerinin yakalanan devrimcilere şiddet uygulaması, bu grupta da anarşizm hareketini ateşlemiştir.

1971 yılında verilen askeri muhtıra sonrasında devrimci gençler öldürülmüş, yakalananlar ise idam edilmişlerdir.

-İlk ve ortaokullarda cumartesi günleri de eğitim vardı:

60'lı yıllarda ilk ve ortaokullar, Cumartesi günleri de öğlene kadar öğrenime devam ederlerdi. Ancak cumartesi günlerinin eğitimi tam gün değil, yarım gün yapılırdı. Bu nedenle eğitim iki saatti. İlk ders 1 saat sürer, sonra on dakika teneffüs olur, (ders arası istirahatı) ardında da 40 dakikalık ikinci ders yapılır, sonrasında ise okulun bahçesinde hep birlikte İstiklal marşı söyleyerek, bayrak töreni yapılır ve ardından da 1,5 günlük hafta sonu tatiline girilirdi. Bu uygulama 1974 – 1975 öğretim yılından sonra kaldırılarak, Cumartesi günü için tam gün tatil kabul edildi.

- Devamı Sa: 3 Sü: 5'DE

O dönemde yayınlanan gazetelerin ilk sayfalarında yer alan haberler ,şimdiki gibi özet olarak sunulmaz, direkt konuya girilerek, makale tarzında anlatılmaya başlanırdı. Haber nerede kaldıysa (çoğu zaman cümlenin ve hatta kelimenin ortasında) orada kesilir, altındaki satıra da koyu harflerle: 'devamı sa: 3 sü:5'de' gibi ilginç bir ibare konulurdu. Bu uygulama ile haberin orada bitmediğini; devamının gazetenin 3'ncü sayfasının, 5'nci sütununda devam ettiği ifade edilmiş olurdu!

Gazetelerin bu uygulaması 80'li yılların sonuna kadar sürdü. Artık günümüzde, ilk sayfada kısa bir özet ile verilen haberin altına; 'devamı 3'de' gibi ibareler konulmaktadır.

- Lütfen sayfayı çeviriniz:

Yine o dönemde yayınlanan dergilerin sağ sayfalarının en altında, işaret parmağı ileriye doğru uzanmış küçük bir el işaretinin yanında, sayfayı çevirmemiz gereken uyarıcı (!) bir yazı olurdu. Yazının devamının nerede olacağını bilemeyip de, muhtemelen bocalayacak zekâ düzeyinde olacak okurlar için hazırlanmış olan bu uygulama, artık okurların herhangi bir yardım gerekmeksizin sayfa çevirme yetenekleri gelişmiş olacak ki, günümüzde dergiler ve gazetelerde bu tür ibarelerin konulması gerekliliği hissedilmemektedir!

Devamı yarın