Merhaba dostlarım !

Geçen hafta anneler günü idi.

Öncelikle tüm anaların,tüm kadınların bu günümüzü kutluyorum...

Anneler günü denince aklıma hemen şehit anneleri geliyor.

Yüreğim o anaların yaşadıkları acıya tahammül edemiyor;parçalanıyorum...

Anneler günün de aklıma ATATÜRK’ÜN annesi ZÜBEYDE HANIM geliyor,

TÜRKİYE VE TÜRK MİLLETİ İÇİN FEDA EDİLMİŞ HAYATLARI GELİYOR;Vatan hainleri yalılar-konaklarında rahat yaşamlarını sürdürürken,Onların çektiği acılar geliyor.

Atatürk ve annesi Zübeyde Hanım ,

Atatürk askeri okula başladıktan sonra birlikte vakit geçirip,ANA-OĞUL birbirlerine doyamadılar.

Zübeyde Hanım oğlu için hep endişeli özlemle geçirdi hayatını.Özellikle Kurtuluş Savaşı sırasında ,İstanbul’da tutsak gibi geçti zamanı.

Evine sürekli baskın yapıldı;yokluk içerisinde,oğlunu merak ederek doldurdu günlerini.

Nihayet Kurtuluş Savaşı zafer ile sonuçlandı.

Lakin fazla göremedi yine oğlunu;14 Ocak 1923 tarihinde İzmir’de vefat etti...

...

Anlatım ne kadar kolay değil mi?

ATATÜRK ve ZÜBEYDE HANIM’a dil uzatanlar;

Azıcık vicdan ve iman sahibi olsalar iftira atmaktan;günaha girmekten korkarlardı.

Annesi ve KURTARICIMIZIN insani yönden baktığımızda hazin ve kısa yaşamları gözlerimi yaşartır hep.

VATAN UĞRUNA HARCANMIŞ VE VATANA ADANMIŞ ÖMÜRLER.

BUNUN İÇİN ÖLÜMSÜZ;BUNUN İÇİN KUTSALLAR.

HER BİRİMİZİN YÜREĞİNDE,GÖZLERİNDE,

DİLLERİNDE BUNUN İÇİN VARLAR.

ÇÜNKÜ ATATÜRK BİZLER İÇİN VATAN VE BAYRAK,ZÜBEYDE HANIM’DA ATATÜRK’Ü DÜNYAYA GETİREN ANA...

...

ATATÜRK 27 Ocak 1923 tarihinde annesinin mezarı başında üzüntü içerisinde duygularını şöyle dile getirir:

“Zavallı Annem bütün millet için ülkü olan İZMİR’İN kutsal topraklarında yatıyor.

Burada yatan annem eziyetin,horlamanın bütün milleti felaket uçurumuna sürükleyen keyfi bir idarenin kurbanı olmuştur.Padişahın hakkımda “İdam Fermanı “vermesinden sonra felce uğramıştı.Evi akıl almaz bahanelerle sürekli basılır,rahatsız edilirdi.Annem üç buçuk sene bütün gece ve gündüzlerini gözyaşı içerisinde geçirdi.Bu gözyaşları ona gözlerini kaybettirdi.Sonunda çok yakın bir zamanda ona kavuşabildim ki;O maddi olarak ölmüştü,yalnız manevi olarak yaşıyordu.”

Sözleri devam ederken gözleri dolar ve şöyle devam eder konuşmaya:”Annemin ölümünden dolayı elbette çok üzüntülüyüm.Fakat bu üzüntümü gideren ve beni avutan bir konu vardır ki;o da ANAMIZ VATANI yok olmaya götüren idarenin bir daha geri gelmemek üzere yokluk mezarına gömülmüş olduğunu görmektir.Annem bu toprağın altında;fakat Milli Hakimiyet sonsuza dek devam edecektir.

Annemin ruhuna ve bütün Ataların ruhlarına üzerime almış olduğum yeminimi tekrar edeyim.Annemin mezarı önünde ve Allah’ın huzurunda yemin ediyorum ki;bu kadar kan dökerek milletin kazandığı ve elde ettiği hakimiyetin korunması ve savunması için;

gerekirse annemin yanına gitmekte asla kararsız davranmayacağım.Milli Hakimiyet uğrunda canımı vermek,benim için vicdan ve namus borcu olsun...”

...

Gözleri yaşarmayan okuyucu olmayacağını biliyorum;vicdan ve iman sahibi iseler.

ATATÜRK’ÜN anlatımında , ne asil bir ruh,nasıl bir VATAN SEVDASI,Vatan uğruna harcanmış  yaşamları var.Lakin öyle asil bir ruh ki;annenin ölümüne çok üzülen  evladın bu üzüntüsünü 

VATAN SEVDASI ile bastırdığını görüyoruz.

...

ZÜBEYDE HANIM VE KURTARICIMIZ ATATÜRK’ÜN RUHLARI ŞAD OLSUN;

AZİZ HATIRALARI ÖNÜNDE SAYGI VE MİNNET İLE EĞİLİYORUM.

...

ZÜBEYDE HANIM NEZDİNDE TÜM ANALARIN,ANALARIMIZIN BİR GÜNÜ DEĞİL HER GÜNLERİ KUTLU OLSUN.