Gittikleri her toplumda horlanan, dışlanan, aşağılanan bir kavimdir Çingeneler. En çok da hırsızlıklarıyla tanınırlar. Nereli oldukları konusunda rivayetler değişiktir... Genel kanıysa Hindistan kökenli oldukları yönündedir. Gittikleri hemen her yerde zulüm gördüklerinden, göç etmeye devam etmişler, pek azı yerleşik düzene geçmiştir. 17. yüzyılda Almanya ve Fransa?da görülen çingenelerin aslında Mısırlı oldukları, zalim bir hükümdar tarafından ?dinlerini değiştirmeye zorlandıkları? söylenir. İddiaya göre, günahlarını affettirmek için Roma?ya gitmiş ve sürdürecekleri bu hayat karşılığı Papa?nın onları günahlarından arındıracağına inanmışlardı. İngilizce de ?gypsy? denmesinin nedeni de Mısır?ın Amgyptos kentinden geldiklerine inanılmasındandır. Müslüman çingenelere Türkçe?de ?Kıpti? denilmiştir. Bir varsayıma göre ise Mısır ahalisinden ?Kopt? kavmine ait olduklarından ?Kıpti? ismini aldıkları yönünde... (ALBÜM, C:1, 7. 37). *** Çingeneler yerleşik bir hayat yaşamadıklarından ?kural tanımaz? olarak adlandırılmışlardır. Onların tabi oldukları kanun bir nevi kanunsuzluktur. Çünkü çingeneler ?özgür? yaşamaya alışmış, her iklimin sıcağında nefes almış, her toprağın bitkisinden tatmıştır. Onların bu gezginciliği yerleşik bir ticari anlayışı da geliştirmemiş, dolayısıyla; müzik, dans, gösteri ve kehanet zanaatlarında ustalaşmışlardır. Türklerden çok önceleri Anadolu?ya gelen Çingenelerle ilgili Bizans kayıtları bugün bizim sahip olduğumuz çingene tanımını doğrular mahiyettedir. Buna göre bazı yazmalarda çingenelerden; sihirbaz, falcı, yılan oynatıcı olarak bahsediliyor. Ancak ?asıl meslekleri? olarak ?hırsızlık, dolandırıcılık ve kara büyücülük? de yazılı. *** ?Kurbanın ruhu duymadan iç çamaşırlarını götürebileceklerini iddia edecek? kadar hırsızlıkta ileri giden çingeneler, bugün dünyanın her tarafında bu işlerdeki hünerleriyle tanınırlar. Çingenelerin ?seyyah? oluşu onlarda ?imparatorluk kültürü? yani ?çok değişik küldürler? oluşturmuştur. Her yeni belde de yeni iklim, yeni hava, yeni kültür gören çingeneler seyahat ettikçe de ruhlarındaki ?kanun tanımazlık? ve ?özgürlük? meşalesini ateşlemişlerdir. Ancak onların bu özellikleri hiç kimse tarafından gündeme getirilmemiş ve onlar tarihe ?hırsız, sihirbaz ve dolandırıcı? olarak geçmiştir. Bu fiilleri işledikleri doğrudur, ama onları bu fiillere götüren sebepler gözardı edilmemelidir. Bugün, Kuzey Irak?ta zorla göç eden insanlar eşcinsleri tarafından korunmaz ve doyurulmazsa yeni bir ?çingene? oluşmayacağını kim iddia edebilir? Veya, bugün Kosova?da toprakları zorla ellerinden alınan müslümanların Sırpların ?seçime gidilmeyecek? kararına rağmen ?seçime gitmeleri? onların ?kanun tanımazlığı? olarak değerlendirilip, bir nevi ?çingene?mi sayılacaktır? Filistin?de, Çeçenistan?da, Azerbaycan?da, Kıbrıs?ta hakları zorla ellerinden alınan insanların ne yapmaları bekleniyor? *** Ünlü Seyyahımız Evliya Çelebi?nin çingeneleri yorumlarken kullandığı şu tabir çok önemlidir. ?Çingeneler; kafirler ile kızıl yumurta, Müslümanlar ile Kurban Bayramı, Yahudiler ile Kamış Bayramı kutlayan bir kavimdir.? *** Baskının ve zorbalığın sonu, insanların kendi içlerinde ?münafık? (iki yüzlü) olmasını doğurur. Nerden çıktı bu çingene yazısı demeyin... Bugün hala dünyanın bir çok bölgesinde insanlar farklı düşündükleri ve inandıkları için zorlanmaktadır..Bu da haliyle yeni göçleri beraberinde getirmeyecek mi? Bu kaçınılmaz bir zorunluluktur. Ancak hiç kimse baskıyla kendine taraftar toplamaya kalkışmasın. Çünkü, insanlar ?özgür? olma yönünde ciddi adımlar atmış, bunu da ?çingene? olmayı düşünmeden yapmışlardır. Müslüman?ın yanında Yahudi, Yahudi?nin yanında Hıristiyan, onun yanında şucu, kendini ifade edebilmekten çekinmiyorsa, eminim ?çingeneler? de yerleşik hayata geçecek ve ?insanların? sayısı artacaktır. Yani ?insanca? yaşayanların