Onu elbette sadece bir şair olarak değerlendiremeyiz. Yazdığı eserlere bakarsanız; tarih, sanat, edebiyat, tiyatro, şiir, deneme velhasıl sanat ve edebiyatın hatta düşünce evreninin her alanında eserler üretmiş bir isim. Ama onu asıl popüler kılan ne bu eserlerinin çokluğu, ne de her alanda eser vermiş olması. Bunu anlamak o kadar da zor değil. En fanatik Necip Fazıl hayranına bile sorsanız bu eserlerin tümünü okumadığını, hatta bilmediğini göreceksiniz. Neden? Çünkü bizde ?Nesilden nesile geçen bir sevgi veya nefret? dna?sı varda ondan? Ne sevdiğimizi tam biliyoruz, ne nefret ettiğimizi? Babamız, yakınımız, ağabeyimiz kimi seviyorsa bizde onu seviyor, kimden nefret ediyorsa, bizde ondan nefret ediyoruz. Bunu bir genel tespit olarak bir kenara alıp koyun. Şimdi gelelim Necip Fazıl?ı, ?Necip Fazıl? yapan şeye? Belki bir çoğumuz ilk etapta kabullenmeyeceğiz ama, onu asıl ? simge isim? haline getiren şey ?sol düşünce dünyasından, İslami düşünce dünyasına? geçiş yapmasıdır. Bu haliyle İslami kesim, ?zafer? kazanmış bir psikolojiyle Necip Fazıl?a sahiplenirken, sol kesim ?kurban vermiş? gibi hezimet psikolojisine kapıldı. Ve İslami kesimin ?sol?dan gelenlere karşı? yahut ?dışardan? gelenlere karşı gösterdiği olağanüstü ilgi ve yakınlık bir anlamda Necip fazıl?ı simge isim haline getirdi. Yusuf İslam?da aynı ilgiden nasiplenenlerden, Engin Noyan?da?ismet özel?in nasiplendiğini ise söylemek eksiklik olur. Çünkü henüz anlaşılamamış bir şair olarak duruyor. * * * Katılırsınız veya katılmazsınız, ama Necip fazıl için durum budur. Ve bu durum sanılanın aksine, onun güçlü bir kalem erbabı olmasına, dava adamı kimliğine, mücadeleci yapısına, mugalata üstadı olmasına engel değildir? Evet, iyi bir kalemdir? Evet, iyi bir şairdir? Evet, iyi bir mütefekkirdir? Bunlara diyeceğimiz yok. Ancak onun da İslami kesimde nerede durduğu hep sorgulana gelmiştir. ?Kime yakın?? Tartışmaları hep olmuştur Belki de üsdat, belli zamanlarda Menderes?e, belli zamanlarda Erbakan?a, belli zamanlarda Türkeş?e yakın olarak sağ kesimin tüm yelpazesinde saygınlık kazanmıştır. Şüphesiz bir mütefekkirin siyasette bir kalıba girmesi zordur, Necip Fazıl belki de bu zoru gösteren bir isim olmuştur. Kim bilir belki çoğu şairin dediği doğrudur. ?Necip Fazıl siyasete bulaşmasaydı çok büyük bir şair olarak kalabilirdi?? bazılarınız diyecek ki ?zaten büyük bir şair değil mi?? Evet, ama bu sözü söyleyenlerin kastettiği Necip Fazıl rahmetlinin ?bir kesimin gözünde büyük? olarak kalmış olmasıdır. * * * Ben, Necip Fazıl?ı ?Sakarya? şiirinde tanıdım. Bir genç olarak tüm kıtasını ezbere öğrenmiştim. Yaşım henüz onbeşti. ?Yüz üstü çok süründün, ayağa kalk Sakarya? derken sesimin ve bedenimin titrediğini hatırlarım. Sakarya, bana hala aynı duyguları yaşatır. Bu nedenle siyasette hangi kareye girdiğine bakmadan, büyük bir at yarışı sevgisi olduğunu gözden ırak tutarak, sigaraya düşkünlüğünü asla örnek almayarak, benlik duygusunun yüksekliğini es geçerek, cebine giren parayı aynı anda harcayarak akşamın hesabını yapmadığını unutarak bir Necip Fazıl sevdim. ?Kim var denildiğinde, arkasına ve önüne bakmadan ?ben varım? diyebilen bir Müslüman Türk genci istiyordu? Şimdi onu her şeyine rağmen seven bir kitle vefatının yıldönümünde rahmetle anıyor. Ben rahmetle anıyorum?