Değerli okuyucularım.

Gel zaman git zaman derken, son yıllarda yetişen bir akım geldi ve geliyor. Bu akıma Z kuşağı denildi. Ne yazık ki hiç birşeyi beğenmeyen bir akım. Ve daha çok Türkiye'nin başında bulunan iktidar partisini eleştiren bir kuşak yetişti. İş beğenmeyen, yaşadığı evi beğenmeyen, altındaki arabayı beğenmeyen, elindeki cep telefonunu beğenmeyen, ellerinden gelse annesini- babasını reddeden bir gençlik yetişti ve yetişiyor. Kısacası doyumsuz bir kuşak yetişti diyebiliriz.

Acaba sorun nerede? Çocuklarını yetiştiren ailelerde mi, yoksa on dokuz yıl iktidar da olan Türkiye'yi yöneten hükümette mi? Bu sorunun cevabını şöyle ele alalım isterseniz. Şuandaki hükümet iktidara geldiği günden beri birçok değişikliklere imza attı. Ve teknolojiyi çok hızlı bir şekilde kullanmaya başladılar. Tabiki teknolojinin birçok faydası olduğu yerde, maalesef gelen yeni nesil kuşağında bir doyumsuzluk getirdi. Şimdilerde Türkiye'yi yöneten iktidar partisi döneminden önceki yıllarda SSK'lılar devlet hastanelerine gidemiyorken, hükümetin getirdiği yenilikle Sosyal Sigortalar Kurumu bir çatı altında topladı. Anlayacağımız sağlık sektöründe devletin memuru ve işçisi aynı haklara sahip oldular. Tabiki yeni yetişmiş yirmi yaşındaki gençler bunu bilemezler. Onlara göre sanki Türkiye'de sağlık sektörü hiçbir sorun yaşanmamış gibi görünmekte.

Gelelim ulaşıma. Türkiye'nin dört bir tarafından yapılan tüneller ve köprüler... Yirmi saatte gidilen yolları on dört saate indirmesi bu Türkiye'de ulaşım sektöründe büyük bir başarı. Fakat şimdiki Z kuşağı, bu dublo yolların sanki yıllarca yapıldığını biliyor yada gençlere öyle lans ediliyor. 

Eğitimde yirmi yıl önce okul kitaplarını kendimiz alırken, buna belli bir maliyet ayırırken, şimdilerde kitaplar bedava olarak çocuklara dağıtılmaktadır. Fakat çocuklar yine doyumsuz olup, daha fazla kitap istemekte, okul beğenmeyip özel okullara yönelmektedirler. Bu akıma gençlerden çok büyüklerde kapılmış durumda. Bir ev ile yetinmeyip üç evim olsun diyenler, altındaki arabasını bağenmeyip daha lüks bir araba almak isteyenler, çiftçi yıllık tarlasında yüzbin lirayı tarımda elde ederken bununla yetinmeyip gidip beş yüz bin lirayı bankadan kredi çekip yeni bir tarla satın alıyor. Buna nasıl para yetecek. Gelecek yılki ürün gelmeden adam borç altına girdi. Artık siz hesaplayın.

Velhasıl hiç kimse kazandığıyla yetinmiyor ve hep şikayet etmektedirler. Bu konularda ailelerinde çocuklarını aydınlatmakta eksik kaldığını düşünüyorum. Ebeveynlerin " biz yaşamadık, bari çocuklarımız yaşasın" düşüncesiyle gittiklerini ne yazık ki görmekteyiz. Gerek giyimde, gerek beslenme konusunda Z kuşağı hep değişiklik istiyor. Ve halen Z kuşağının " biz hayatımızı istediğimiz gibi yaşıyamıyoruz" diyebiliyorlar. Bu doyumsuzluk şimdiki gençleri ne yazık ki belirsiz yarını olmayan bir maceraya götürüyor. 

Eskiden bayramdan bayrama bir elbisemiz olurdu. O elbise ile tüm dünyalar bizim olur, sevincimiz yüzümüze vururdu. Bir ayakkabımız olurdu, o ayakkabımız yastığımızın başucunda olur onunla yatar, onunla kalkardık. Ayakkabıyı ayağımıza koyduğumuzda yürümeye kıyamazdık. Kardeşler hep bir yatakta yatardık. Birimiz eksik oldu mu o gece  yatakta uykumuz gelmezdi. Ne yazık ki şimdilerde aile bağlarının yok olup gittğini görmekteyiz. Herşeyin paraya dünüştüğü bir dönemi yaşıyoruz. Maneviyatı içinde barındırmayan bir gençlik yetişiyor şimdilerde. Bu da ne yazık ki aileleri zor durumda bırakmaktadır. Biz aileler olarak çocuklarımızın yetiştirme konusunda daha duyarlı olmalıyız. Onları millete, vatana ve yaşadığımız topluma faydalı birer birey olarak yetiştirmeye gayret etmeliyiz. Onları sıkmadan, baskı yapmadan sıkı bir aile bağını kurarak kazanmalıyız. 

Geleceğimiz olan çocuklarımızın yani Z kuşağının bir an önce kendisini toparlaması gerekli. Ve bu vatanın kıymetini bilmeliler. Özgürlük ve demokrasiden bahsettikleri şey, aileleri ile yaşamayı rededen bir gençlik mı? Sabah nerede akşamda orada kalan bir gençlik mı? Ya da kötü arkadaşlıklar edinip uyuşturucu batağına giren yarını olmayan bir gençlik mı? Yada bir yerine on ayakkabısı, elbisesi olan bir gençlik mı? Tabiki bunlardan hiçbiri değil özgürlük. 

Özgürlük demek; İstediği şekilde fikir ve görüşlerini karşı tarafa aktarmaktır. Eğitimine devam etmek, istediğini giyip çıkaran, istediği zaman ailesinin izni ile dolaşıp gezen, istediğini yiyip içmek ve maddi durumuna göre hareket etmektir. İstediği şekilde bir işte çalışmak. Bunların hepsini hür iradesi ile yapmaktır.

Bilinçli ve maneviyatı bol bir Z kuşağının yetişmesi arzusuyla.

Allah'a emanet olun.