Son zamanlarda gerilen ilişkileriyle yeni bir bunalımın eşiğine gelen Türkiye ve Yunanistan yeniden gündemde.

Türkiye ile Yunanistan aralarında geçmişte savaşlar da yaşamış ancak uzun yıllardır barış içinde olan iki komşu ülke.

Fakat özellikle 2020 'den bu yana; zaman zaman artışa geçen gerilimli ilişkileri, iki ülkenin savaş uçakları arasında Ege ve Doğu Akdeniz’de geçen hafta yaşanan olaylar nedeniyle yeni bir boyut kazandı.Elimizde şimdi s400 krizinden farklı olarak yeni bir olgu var s300 krizi...

Türkiye, Yunanistan’ı Girit’te konuşlu S-300 hava savunma sistemlerini kullanarak F-16 savaş uçaklarını taciz etmekle suçluyor. Yunanistan, iddiaları reddediyor ve Türk uçaklarının bildirim yapmadıklarını ve hava sahasını ihlal ettiği suçlamasını yapıyor.

Yunanistan, ayrıca Türk savaş uçaklarının NATO misyonuna katılımına ilişkin bilgilendirme yapılmadığını savuyor. Uçuş bilgilendirme bölgesi hattına giren kimliği belirsiz uçaklara dönük bir eylem gerçekleştirmediğini,S-300 radarlarının Türk savaş uçaklarına kilitlenmediğini de iletti.

Hatırlarsanız;

2020 yazında Doğu Akdeniz’de egemenlik alanları nedeniyle askeri unsurların da işin içinde olduğu büyük bir gerilimden geçen Türk-Yunan ilişkileri, Almanya ve NATO’nun girişimleri sonucunda 2021 başından itibaren yumuşamaya başlamıştı.

Türk ve Yunan dışişleri bakanlarının karşılıklı ziyaretleri ve ardından Yunanistan Başbakanı Miçotakis'in 13 Mart 2022’de İstanbul’a giderek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesi, bu yumuşamanın sürecinin başlamasına ön ayak olmuştu.

Ancak Miçotakis'in Mayıs ayında ABD’ye yaptığı ziyaret sırasında hitap ettiği Kongre’ye Türkiye’nin almak istediği 40 F-16 savaş uçağının satılmaması çağrısı yapması Ankara-Atina arasındaki yumuşama sürecini sona erdirmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Benim için artık Miçotakis diye biri yok” sözleriyle tepkisini dile getirmiş ve Yunanistan ile 2022’de yapılması planlanan üst düzey işbirliği konsey toplantısını iptal ettiğini kaydetmişti.

Türkiye, Yunanistan’ın Lozan ve Paris antlaşmalarıyla silahsızlandırılmış olması gereken adaları silahlandırdığını, bunun da adalar üzerindeki egemenliğinin tartışmaya açılması anlamına geldiğini belirtiyor. Yunanistan ise Türk savaş uçaklarının Yunan adaları üzerinde uçtuğunu ve hava sahasını yüzlerce kez ihlal ettiğini sürekli gündeme getiriyor.

Peki Türkiye-Yunanistan arasında bir sıcak çatışma beklenebilir mi? Bunu cevaplayalım.

Her şeyden önce böyle bir savaşı NATO, Avrupa Birliği ve ABD’nin sıcak bakacağını düşünemeyiz.

Bu bölgede gerçekleşecek bir çatışmanın başta Rusya olmak üzere birçok ülkenin çıkarlarını olumsuz etkileyeceği aşikar.

Ancak ABD destekli Yunanistan’ın son zamanlarda yapmış olduğu çıkışları ve hamleleri bu savaşı şu an olmasa da kaçınılmaz bir hale getiriyor.

Batı destekli Yunanistan'ın kışkırtılması sonucu oluşacak bir savaş beklenebilir. Yakın gelecekte kışkırtma politikası hedefine yaklaşacaktır. Yani evet! Bir çatışma yaşanabilir.

Yılbaşından bu yana Yunanistan'a ait savaş uçakları Türk hava sahasını 256 defa ihlal etti. Türk jetlerine yönelik de 158 tacizde bulundu.

İşte O tacizlerin biri de Ege ve Doğu Akdeniz'de görev uçuşu yapan Türk jetlerine, Yunanistan'a ait S-300 hava savunma sistemi tarafından radar kilidi atılmasıydı.

Uluslararası hukuk bunu nasıl cevaplıyor?

NATO anlaşmasının sekizinci maddesi, müttefik ülkeler arasında savunma noktasında iş birliği dayanışma halinde olmalarını öngörür. Yani Yunanistan’ın bu tacizi, uluslararası hukuk kurallarına da aykırı. Çünkü Türk F-16’ları uluslararası hava sahasında görev icra ediyordu.

Yunan askeri yetkilileri NATO Angajman Kuralları'na aykırı söz konusu davranışı inkar etti.

Ayrıca Yunan hükümet sözcüsünün ;provokasyonlar artarsa Türkiye'ye karşı müttefiklerimizi harekete geçirebiliriz söylemi ise arkasındaki batı desteğine çok güvendiği ve atıfta bulunduğunu aleni şekilde belirtiyor.

Taciz ve kışkırtmalar ile geçen sürede olur da bir savaş yaşanırsa sonucu ne olur dediğimizde; elbette böyle bir savaşı Yunanistan kaybeder. Türkiye’nin birden fazla cephede de gerektiğinde savaşabilecek kapasitesi vardır Ancak yine de savaş üstünlüğümüzün olmasına rağmen her zaman diplomasiden yana olmamız gerektiğinin de altını çiziyorum. Yani savaş çığırtkanlığından da kaçınılmalıyız çünkü savaş her zaman son çaredir.

Sonuç olarak bu krizle birlikte güncel olarak ABD yapmış olduğu çifte standartta da şahit olduk. Türkiye’ye Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi satın aldığı için tepki gösteren Washington yönetimi, Rus S-300 füze sistemlerinin Yunanistan’da bulunmasını mesele etmediği mesajını verdi. Yunanistan’la yaşanan s300 krizi sayesinde, CAATSA yaptırımlarına dahil olduğumuz S400 mevzusu ve krizi de böylelikle umarım bitmiş olur.