Usta yönetmen, yaptığı açıklamada, "Tavuri" adlı belgesel filmine değinerek, "Belgesel bir hırsızı, dolandırıcıyı ele alıyor. Benim çok eskiden, çocukluk yıllarımdan beri tanıdığım bir dolandırıcı. Ama bir Robin Hood projesi yapmak gibi bir niyet yok orada. Özgürlük, toplum ve suç arasındaki ilişkileri sorgulamayı kendisine amaç edinmiş bir proje. Bu anlamda bizi daha da özgür kılabilmek için sorular sormayı kendisine amaç edinmiş bir proje. Bir karakteri takip ederek belgeseli inşa etmeye çalışıyordum. O karakterin takip edilmesi ve de o takibin doyurulması gerektiği için uzun bir süreye yayılmak durumunda kaldı. İyi ki de öyle oldu. Çok daha dürüst ve derin bir biçimde konuyu ele aldığımızı düşüyorum." diye konuştu.
Filmografisinde içerik, tür ve biçim olarak birbirinden farklı işler yaptığına dikkati çeken Zaim, "Yelpazemin bu anlamda geniş olması beni mutlu ediyor. Suriye'yle ilgili yapılmış, konusu Suriye'de geçen tek Türk filminin (Flaşbellek) benim olduğunu söylemek mümkün. Kıbrıs'la da ilgili birkaç filmim var. Sınıf, Susurluk, devletin yapısı, Türkiye'nin geçmişiyle ilgili meseleleri ele alan filmlerim var. Dolayısıyla yelpazem geniş. Bu minvalde de devam edeceğim." ifadelerini kullandı.
Zaim, geçmişte çevre ve insan krizi üzerine filmler çektiğini aktararak, ileriki zamanlarda da benzer filmler yapmayı düşündüğünü kaydetti.
Dizilere karşı olmadığını söyleyen başarılı yönetmen, "Dizinin içini nasıl doldurduğunuz önemli. Yoksa dizi dediğiniz zaman, doğrudan karşı olmayı gerektirmiyor." şeklinde konuştu.
Gazze'de yaşanan soykırıma da değinen Zaim, "Orada bir insanlık dramı yaşanıyor. Çok dar bir alana sıkışmış sivil halka, İsrail'in yaptığı muamelenin kabul edilmesi mümkün değil. Çok üzülüyorum. Buna ilişkin bir an önce akan kanın durmasını temenni ediyorum." ifadelerini kullandı.
