SEVGÜL EROĞLU

İSTANBUL

…Üzerinde Osmanlı padişahlarının ihtişamlı kıyafetleri  yokmuş. Durum öyle acınası imiş ki bazı ağalar bu haline çok üzülmüşler, hatta biri tülbentini çıkarıp onun başına sarmış… 

Allah Allah Deyip Geçer Genç Osman Of Of!!!

YEDİKULE ZİNDANLARI

YEDİKULE ZİNDANLARI

YEDİKULEZİNDANLARI

Beni çok etkileyen ve taş duvarlarıyla ölümün soğuk gölgesini yansıtan çok önemli bir kulesiyle başladım aktarmaya…

Genç Osman Kulesi diyorlar buraya. Taş basamaklarını çıkmaya başladığınız o ilk dakikalardan başlayan bir sessizlik…Çıkıyoruz diğer ziyaretçilerle… Bildiklerimizin dayanılmaz merakıyla sus pus yok. Kulenin ilk katlarında mahkumların kaldığı alanlara  yönlendik.  Daracık. Loş ışık sadece burada yaşanan dramın derinliğini arttırmakta. Katları taşıyan ve hücreler arasını oluşturan ahşap aksama yüzyıllardır hiç dokunulmamış, aynı koku ve derin bir hazinin yükünü taşımakta… Ayakları prangalı mahkumları birbirinden ayıran herhangi bir separatörün olmadığı, birbirleriyle konuşabildiği ve tam ortada mahkumların kesilen başlarının atıldığı rivayet edilen kanlı kuyuyu görebildikleri gerçeği işte burada… Zindan tümüyle tüyler ürpertiyor.

Kulenin üst katında gördük ki koca Osmanlı padişahının katledildiği yer minicik hücre. İç avluya bakan iki de küçük penceresi var. Ölümün de hiyerarşisi var üst katta işte,  Genç Osman buraya her ne kadar  sade bir vatandaş kıyafetiyle getirilse de…

 

Yavuz Sultan Selim’den itibaren Fatih Sultan Mehmet dönemine kadar padişah saray dışından birileriyle evlenmediği için  sarayda önemli bir değişiklik yaratarak evlenen II. Osman…13 yaşında tahta oturmuş. Osmanlı şehzadeleri arasında en kültürlüsü…Anneciği (!) iyi yetişmesi için çok titiz davranmış. İyi terbiye ve tahsil görmüş. Arapça Farsça ve hatta İtalyanca, Latince ve Yunanca gibi batı dillerini de öğrenmiş. Lakin II. Osman’ın Yeniçeri Ocağı ile yıldızı bir türlü barışmamış ve çıkan bir ayaklanmada onların kurbanı olmuş. Osmanlı padişahları arasında yaşanan bir ilk ve en genç yaşta öldürülen padişah olarak tarihe geçmiş. Ancak onun ölümünden bir iki sene sonra katilleri yakalandı, katillerinden Sadrazam Davud Paşa da aynı yerde; Yedikule Zindanları'nda idam edilmiş.  

Ödüllü sınıfı öğretmeni 2015'ten bu yana üstün yetenekli 160 öğrenciyi yetiştirdi Ödüllü sınıfı öğretmeni 2015'ten bu yana üstün yetenekli 160 öğrenciyi yetiştirdi

Ve…

Eşine az rastlanır bir şekilde tahtan indirilerek, çeşitli hakarete ve saldırılara maruz bırakıldıktan sonra Yedikule Zindanları’nda yeniçeriler tarafından boğularak öldürülen II. Osman, babası Sultan 1. Ahmet’in yaptırdığı  Sultanahmet Camii’nin  yanındaki türbesine devredilmiş. 

Bana hikayesi ile yürekleri sızlatan Genç Osman’ın bir günde oldu bittiye getirilerek boğulduğu hücreye bir pazar günü girmek nasip oldu. II. Osman buraya pazar arabasının üzerinde getirilmiş ben de 400 yıl sonra bir pazar günü geldim buraya. Hayat ne  tuhaf…

Neden dedim neden bu acı? Kafamda beliren sorularla, öğrendim ki; II. Osman'ın yapmak istediği yenilikler varmış.

-Artık iyice bozulmaya başlayan ve her geçen gün devletin başına iş açan Yeniçeri ve Sipahi ocaklarını ortadan kaldırarak, bunların yerine Anadolu, Suriye ve Mısır Türkleri'nden oluşan yeni bir ordu kurmak.

-Devşirmelerle dolmuş devlet mekanizması temizlemek, yerlerine Türk milletinden kişiler getirmek.

-Osmanlı İmparatorluğu'nun başkentini İstanbul'dan Anadolu'ya, büyük olasılıkla bir Türk şehri olan Bursa'ya taşımak.

-İlmiye Sınıfı'nın artık yozlaşmaya başlaması nedeniyle, onların ekonomik ve siyasi güçlerini kırıp devlet üzerindeki etkilerini yok etmek.

-Saray geleneklerini değiştirerek artık padişah ve yakınlarının devşirmelerle evlilik yapması yerine Türk ailelerinden kız almasını sağlamak.

-Giysilerde değişiklikler yaparak eski gösterişli kavuk ve kaftanlar yerine daha yalın giysilerin giyilmesini sağlamak.

-Fatih Sultan Mehmet'in ve Kanuni Sultan Süleyman'ın yaptıkları yasaları yeniden düzenleyerek, imparatorluğun yeni koşullarına uydurmak.

Yedikule, aslında adı gibi bir zindan oluşturmak amacı ile değil, Roma'dan misafir gelen kralları ve yabancı sarayların mensuplarını ihtişamlı bir şekilde karşılamak için yapılmış. Altın Kapı'yı bir zafer takı olarak dönemin Roma İmparatoru Theodosius inşa ettirmiş. Theodosius'tan sonra tahta geçen oğlu da dört tane yüksek gözlem kulesinden oluşan bir kaleyi kapı ile birleştirmiş.

Tüm dünya tarihine çağ atlatan İstanbul'un fethi ile şehri eline geçiren Fatih Sultan Mehmet, yapıya üç kule daha eklemiş ve tam yedi tane kule olmuş. Ayrıca kaleye surlar da ekletip kuleleri bağlayan padişah, burada bir garnizon oluşturarak Bizans ve Osmanlı uygarlıkları bütünleştirmiş. Yapıtın temizliği ve onarımı için bölgeye malzeme desteği de sağlamış.


Zindanların adını aldığı yedi kule;

Dört tane Bizans İmparatorunun 3 tane de Fatih Sultan Mehmet'in yaptırdığı yedi adet kuleden adını alan bu tarihi yapıtın her kulesine isim verilmiş. 

Genç Osman Kulesi


 

Cephanelik Kulesi
Adından da anlaşılacağı gibi devlete bağlı olduğu süreçte cephane deposu olarak kullanılmış. Ayrıca iki hapishane dışında devlet suçlularının hapsedildiği zindanlardan da birisi ve  ahşap katları kirişle tutturulmuş.
 

III. Ahmed Kulesi
Bu kule günümüze kadar dayanamamış ve depremlerle yıkılmış. III. Ahmed'in adını almasının sebebi yapım ve onarımına bu padişah tarafından büyük katkı yapmış.

Hazine Kulesi


Bu hisar bir dönem hazinelerin muhafaza edildiği yer. Devletin sahip olduğu bu hazine bu kulede tutulurmuş. Fakat daha sonra III. Murad döneminde hazine saraya aktarılmış. Kulenin tarihindeki bir diğer olay ise, hemen yanında bulunan Yanan Kasır köşkünde çıkan yangından etkilenmesi fakat daha sonra onarılması. Köşkün "yanan" sıfatını almasının sebebi de bu yangınmış.


Zindan Kulesi/ Kitabeler Kulesi
Zindan olarak kullanılan iki kuleden birisi. İçinde bulunan ahşap katlar çıkan yangınlarda yanarak hasar görmüş.

Top Kulesi

Yangında yanan bir diğer kuledir. Hapishane olarak da kullanılmış.


Bayrak Kulesi
Altın Kapı'nın üstündeki kuledir. Yedi kule arasında en sağlam olanı, sancağın dalgalandığı yer olması nedeniyle yeniçeriler burada nöbet tutarmış. Sağlamlığını günümüzde de korumakta.

Sadede geleyim;

Yedikule Hisarı, İstanbul’un ilk kurulduğu dönemdeki sınırlarını (Tarihî Yarımada’yı) çepeçevre dolaşan surların kara tarafında yer alıyor. Hem Bizans hem de Osmanlı İmparatorluğu’na tanıklık eden hisar; Efsaneleri, etkileyici tarihi ve Altın Kapısı ile namı sınırları aşmış. Biz İstanbullular daha çok zindan olarak biliyoruz. Oysa Yedikule bu amaçla yapılmamış ve tarih boyunca farklı görevler üstlenmiş. İstilalar, yangınlar ve depremlerle zarar görmüş, bazı kısımları tamamen yok olmuş ancak hâlâ büyük bir dirençle dimdik ayakta geleceğe aktarılan bir tarih!!

Umarım ilk fırsatta ziyaret edersiniz.