Gelişen teknoloji ile birlikte her geçen gün yaşamımız biraz daha zorlanmakta kapitalist düzen buna göre dizayn edilmektedir.
Bir nevi modern kölelik
Medeniyet geliştikçe insanlar daha özgür sansa’larda aslında teknolojiye ve medeniyet denen yeni algıya daha tutsak olmakta.
Hiç teknoloji yokken sahip olduğumuz özgür olduğumuzun farkına varamıyoruz 
Tabi bunun yanında birde başarıya giden yolda kendi yarattıgımız önyargılarımız ve gelenek ve göreneklerimizde eklenince 
El-alem ne der kendimizi başkalarının ne düşenecegini hesap ederek hayatımızı dizayn etmeye çalışınca 
Mutluluğumuzun yanında başarı şansımızı da kaçırmış olmaktayız
Sadece kalbimizin ve mutlu olabileceğimizin şeyleri yapmakta hep tereddüt etmekteyiz. Sanırım mutlu olma sanatını ve doğrularımızdan ödün vermeden ilerlemeliyiz.
Ancak kalbimizin sesini vicdanımızın rahat etmesini istiyorsak başkalarının doğrularına göre değil
Tek başımızı da kalsak doğru yolda ilerleme irademiz bizi mutlu kılacaktır 
Bir hikâye ile katkı yapmak istiyorum 
KURBAĞA 
Bir zamanlar bir yerlerde kurbağaların yarışı varmış. Hedef en yüksek kuleye ulaşmakmış. Birçok kişi bu yarışı izlemek ve onlara destek vermek için bir araya toplanmışlar. Ve yarış başlamış. Gerçekte insanlar kurbağaların kulenin en tepesine ulaşmalarının mümkün olabileceğine inanmamışlar ve tüm duyulan sözcükler hep aynı olmuş: "Ne acı!!! Hiçbir zaman yapamayacaklar!" Hiçbir zaman yapamayacaklar!" Bütün kurbağalar pes etmeye başlamış, sadece tırmanmaya devam eden bir tanesi kalmış. Seyirciler şöyle haykırıyormuş: "...Ne acı!!! Hiçbir zaman yapamayacaklar!..." Ve kurbağalar yenilgiyi kabul etmişler sadece devam etmekte ısrarlı olan bir kurbağa kalmış. Sonunda tüm kurbağaların gücü tükenmiş ve pes etmişler, sadece yalnız kalan ve inanılmaz mücadele gösteren ve kulenin tepesine ulaşmayı başaran o kurbağanın bu inanılmaz mücadelesini ve nasıl başardığını diğerleri bilmek istemişler. İçlerinden bir tanesi ona doğru yaklaşmış ve yarışı nasıl bitirmeyi başardığını sormuş. Ve ne olmuş biliyor musunuz kurbağanın sağır olduğunu fark etmişler.