HABER: NEVAL KÜTÜK

Programda UYF Başkanı, bu sürecin nasıl geliştiğine ilişkin soruyu şöyle yanıtladı: “Senelerdir yoganın bir spor dalı olarak olimpiyatlara dahil edilmesi konusu üzerinde çalışıyoruz. İlk önce yoganın bir spor olduğunu kanıtladık ve sağ olsun devletimiz, Gençlik ve Spor Bakanlığı’mız, yogayı bir spor olarak kabul etti. Yogayı şu an spor olarak geliştiriyoruz. Uluslararası Yoga Federasyonu kurulmuştu. Şimdi de olimpiyatlara yaklaşmaya başladık. İlk önce Uluslararası Yoga Federasyonu, International Olympic Committee ile bağlantı kurdu ve onların bünyesine dahil olduk. Dünya çapındaki yarışmalar için onlarla birlikte çalışıyoruz. Bu arada da zaman kaybetmemek için çünkü bu çok uzun bir süreç 20 sene bile sürebilir, International Yoga Olympic Committee’yi kurduk. Şu an 208 ülkede çok aktif bir şekilde olimpiyat oyunlarına hazırlanıyoruz. Yoga olimpiyat oyunları çok yakında gerçekleşecek. Bütün dünyada hazırlıklar yapıyoruz, ulusal ve uluslararası yarışmalar gerçekleşiyor.”

UYF Başkanı Manaf, yogada yarışma olmaz diye bir yaklaşım olduğunu belirterek bu konuya şu şekilde açıklık getirdi: “Biz diyoruz ki, bu bir yarışma değil. Bu, Yoga Olimpiyat Oyunları’dır. Uluslararası Yoga Olimpik Komite’nin en önemli konsepti: Dünyayı savaş alanlarından oyun alanlarına dönüştürmek. Yoga olimpiyat oyunlarıyla biz dünyayı savaş alanlarından oyun alanlarına dönüştüreceğiz ve bu şekilde savaşlara son vereceğiz. İnsanlık bu şekilde rahatlayacak. Bu konuda 208 ülkede yani dünyanın her ülkesinde hazırlıklar yapılıyor. Uluslararası Yoga Olimpik Komite’nin dünyanın her ülkesinde temsilcileri var ve oradaki yoga kuruluşlarından uluslararası federasyonlar, dernekler ve yoga merkezlerinden herkesi davet ediyoruz. Olimpik oyunlar şemsiyesi altında bütün dünyanın yoga severlerini birleştiriyoruz. Yogada da bazı sürtüşmeler ve çatışmalar var. Bu şekilde, yoga olimpiyat oyunları ile bütün bu tartışmalara son verilecektir. Bütün yoga severler bir araya geliyor ve bir büyük aile olarak bu oyunlara katılıyoruz. Bu, dünyada da büyük bir yankı oluşturacak. Sonuçta bireysel bilinç toplumsal bilinci etkiler. İnsanlar yoga yaparak barışçıl bir bilince sahip oluyorlar, birlik bilinci oluşuyor Orijinal Yoga Sistemi’nde uygulanan tekniklerle. Şimdi biz bireysel düzeyde bu birliği, barışı sağlarsak, içsel barış oluşursa, insanlar savaşmak, kavga etmek yerine oyunlar sergilerse, pozitif yönde dönüşürse bütün dünya mutlu olacak. Aslında bu çok eski bir gelenek. Olimpiyat oyunlarını Antik Yunan’da olimpiyat dağının eteğinde senede bir her yerden insanlar toplanıp oynuyorlardı. Olimpiyat oyunlarıydı bunlar. Yarışma değil, hırs değil, birincilik için değildi. Oynuyorlar, dans ediyorlar, müzik yapıyorlardı. Gelenek buydu. Artık bunu Uluslararası Yoga Olimpik Komite sayesinde yaygınlaştırıyoruz, hızla ilerliyoruz. Çok yakında 1. Uluslararası Yoga Olimpik Oyunları gerçekleşecek.

UYF Başkanı Akif Manaf, Uluslararası Yoga Olimpik Komite’nin yoga sporunu 8 dala ayırdığını söyledi ve sözlerine şöyle devam etti: “Bu kategoriler şunlar olacak: Yoga duruşları, yoga koreografi, yoga dans, yoga ritmik, yoga atletik, yoga akrobatik, yoga artistik, yoga akış. Çok yakında 1 Ağustos 2020’de 1. Uluslararası Yoga Olimpik Oyunları gerçekleşecek. Şimdilik iki seçenek var, ya İstanbul’da ya da New York’ta olacak. Bu, salgının sonuna doğru netleşecek.

5. kez üst üste Dünya Yoga Şampiyonu olan Merve Tanrıverdi ise bu süreçte Uluslararası Yoga Olimpik Komite’nin Türkiye temsilcisi ve Yoga koreografi kategorisinin global organizatörü seçildi. Tanrıverdi, sevgi ve barış için herkesi 1 Ağustos’ta gerçekleşecek olan 1. Uluslararası Yoga Olimpik Oyunları’na davet etti. Katılmak isteyenlerin kendisiyle iletişime geçebileceğini ve bu sürece ilişkin her türlü konuda tüm sporculara destek olacağını belirtti.