MURAT AK, Demet KÖSEOĞLU

Bundan tam 97 yıl evvel Türk milletin kaderini değiştiren Kurutuluş Savaşı sırasında Afyonkarahisar Sandıklı'da yer alan Çiğiltepe’de onurlu bir asker vardı: Albay Reşat Çiğiltepe. Bu yazımızda sizleri tarihin derinliklerine, hikâyesiyle yürekleri dağlayan bir Türk askerinin onurlu mücadelesine götüreceğim.

ALBAY REŞAT BEY KİMDİR?

1879'da İstanbul'da doğan Albay Reşat Bey, Ziya Paşa'nın oğludur. 1896'da Harp Okulu'nu bitirerek Türk Ordusu'nun farklı komuta kademelerinde görev yaptı. Reşat Bey, Trablusgarp ve Balkan Savaşları'na katılmış, Yanya savunmasında yaralanmıştır. Ayrıca Reşat Bey, askerî mahkeme üyeliği yapmış, I. Dünya Savaşı'nda Çanakkale Cephesi'nde sergilediği olağanüstü kahramanlığı ile dikkatleri üzerine çektikten sonra 17. Alay Komutanlığı görevine getirilmiştir. Bu görevindeyken Reşat Bey, Muş'un Rus işgalinden kurtarılmasında da önemli rol oynamıştır. Reşat Bey, bu başarıları üzerine XVI Kolordu Komutanı Mustafa Kemal Paşa'nın takdirlerini kazanmıştır. Aynı zamanda Albay Reşat Bey, 5. ve 4. rütbeden mecidi nişanları, gümüş muharebe, liyakat, tahsiliye, Alman ve Avusturya harp, demir salip nişanlarıyla taltif edilmiştir. Daha sonra Albay Reşat Bey, 53. Tümen Komutanlığı'na getirilerek Suriye Cephesi'nde görevlendirilmiştir. 1918'de İngilizlere esir düşen Reşat Bey, esaretten kurtulur kurtulmaz Aralık 1919'da Millî Mücadele'ye katılmak üzere İnebolu'dan "İstiklal Yolu" üzerinden Ankara'ya geçmiştir.

KURUTULUŞ SAVAŞI’NIN EN KRİTİK BÖLGELERİNDEN BİRİ OLAN ÇİĞİLTEPE’Yİ MÜDAFAA ETMEK ONUN VAZİFESİYDİ

Albay Reşat Bey, sadece 45 dakikalık bir gecikme için canından vazgeçebilecek kadar sözüne bağlı ve şerefli bir vatanseverdir. Şahadetinin sonrasında TBMM, kendisi adına ailesine İstiklal Madalyası takdim etmiştir. Soyadı Kanunu çıktığında ailesine “Çiğiltepe” soyadı Atatürk tarafından bizzat verilmiştir. 57. Tümen komutanı Reşat Bey’in şehit düştüğü Çiğiltepe’de onun ve o çevrede şehit düşen Metmetçiğimizin anısına yaptırılan şehitlik, 22 Haziran 1996’da hizmete açılmıştır. Girişte, Reşat Bey’in bronz bir büstü bulunmaktadır.

    

İŞTE O ANLAR..

Saat 10:30:

27 Ağustos 1922 sabahı 57. Alay bu tepeyi kuşatmış, saat 10.30'da Mustafa Kemal telefonda komutana;

'' Reşat Bey, bu önemli tepeyi ne zaman alacaksınız? ''

'' Komutanım, yarım saat sonra alacağız. ''

'' Başarılar diliyorum. ''

Saat 10:45

Mustafa Kemal (10:45):

''Düşmanın halen direndiğini görüyorum. Gözümüz o tepede, çok önemli.

''Komutanım tepeye düşman bir tümen yığmış direniyorlar. Ama alacağız komutanım, mutlaka alacağız.''

Saat 11:00

Mustafa Kemal (11:00):

''Reşat Bey’i istiyorum.''

''Komutanım Reşat Bey size bir mesaj bırakarak intihar etti. Okuyorum, komutanım: Yarım saat zarfında bu tepeyi almak için söz verdiğim halde sözümü yapamamış olduğumdan dolayı yaşayamam komutanım.''

Mustafa Kemal’in gözlerinden yaşlar boşanır:

''Allah rahmet eylesin, Reşat Bey büyük bir vatanseverdir''

11:45’de Başkomutanın telefonu çalar:

"Çiğiltepe alınmıştır komutanım. Yüzlerce ölüsünü bırakan düşman Sincanlı Ovası’na doğru kaçmaktadır, arz ederim."

Sonrasını Başkomutan Mustafa Kemal Paşa şöyle ifade eder:

''Dünyanın hiçbir ordusunda yüreği seninkinden daha temiz, daha sağlam bir askere rast gelinmemiştir. Her zaferin mayası sendedir. Her zaferin en büyük payı senindir. Burada şehit olan kahraman evlâtlarımızı minnetle anıyorum, ruhları şad olsun.'' Başkomutan Mustafa Kemal

ÇİĞİLTEPE ŞEHİTLİĞİ HAKKINDA

1.591 m rakımlı Çiğiltepe Şehitliği, Afyonkarahisar’ın 43 km güneybatısında Sandıklı hudutları içerisinde yer almaktadır. Çiğiltepe Şehitliği, 27 Ağustos 1922 günü gerçekleşen muharebelerde şehit düşen askerlerimizin anısına yapılmıştır. Yolunuz Afyonkarahisar’a düşürse veya sırf o hatıralara yerinde tanıklık etmek isterseniz mutlaka Çiğiltepe Şehitliği'ni ziyaret etmelisiniz. Bizi bu günlere taşıyan şehitlerimiz için ruhlarına göndereceğiniz bir Fatiha ile belki onlara karşı asla bitmeyecek olan borcumuz için bir şeyler yapabiliriz.

ZİYARET EDEBİLECEĞİNİZ DİĞER ŞEHİTLİKLER

Büyük Taarruz Şehitliği Ve Mustafa Kemal Atatürk Anıtı: İç Anadolu ve Marmara’dan Ege ve Akdeniz’e gidip gelen araçların görebileceği şekilde inşa edilen Şehitlik ve Anıt yılın her günü ziyarete açıktır. Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa`nın 26 Ağustos 1922’de Kocatepe`de Büyük Taarruz emrini vermesiyle birlikte, 26-27-28 ve 29 Ağustos 1922 tarihlerinde 275 subay ve 2150 Mehmetçik olmak üzere toplam 2425 kahramanımız şehit düşmüştür.

Büyük Taarruz Karargahı (Atatürk Evi): Eski adıyla Hacı Veli Konağı, 24-25 Ağustos 1922 günleri Başkumandanlık, Genelkurmay Başkanlığı, Batı Cephesi Komutanlığı ve 1'nci Ordu Komutanlığı'nın müşterek karargah binası olarak kullanılmıştır. Mustafa Kemal Paşa, Büyük Taarruz'un son hazırlık çalışmalarını burada yapmış ve "Anadolu ile dış dünya arasındaki bütün haberleşmenin kesilmesi" emrini bu konakta vermiştir. 

Giresunlular Şehitliği: Afyonkarahisar-İscehisar ilçesi yolunun 14 kilometre batısında, Doğanlar Köyü'nde bulunmaktadır. Kurtuluş Savaşı sırasında Giresunluların oluşturduğu 47'nci Alay tarafından ele geçirilen Dedesivrisi (Sivritepe)’nde şehit olan 14 Giresunlu için 1967 yılında Giresunlu Hacı Ahmet Halil Asal tarafından ilk düzenlemesi yapılmış, 1990 yılında ise bugünkü anıt ve mezarların bulunduğu şehitlik haline getirilmiştir.

Anıtkaya Şehitliği: Afyonkarahisar-Kütahya karayolu üzerinde, Anıtkaya Kasabası'ndaki bir höyük üzerinde üst terasta, Kurtuluş Savaşımız sırasında 28 Ağustos 1922 günü 13'üncü ve 20'nci Alaydan şehit olanların anısına 1924 yılında piramidal bir anıt dikilmiştir.

Zafer Müzesi: Müzede Kurtuluş Savaşı ile ilgili bilgiler, fotoğraflar, topografik harita, pano, belge ile silahlar, savunma telleri, konserve kutuları gibi savaşta kullanılan malzemeler ile Zafer Anıtı’nın açılışı için özel olarak yaptırılmış gümüş makas olmak üzere 213 adet eser yer alır. Atatürk, İsmet İnönü, Fevzi Çakmak, Tevfik Bıyıkoğlu ve diğer komutanların kaldıkları odalar da yeniden düzenlenerek 1995 yılında hizmet vermeye başlamıştır. 

NASIL GİDİLİR?

Albay Reşat Çiğiltepe Şehitliği, Afyonkarahisar`ın güneybatısında Afyonkarahisar il merkezine yaklaşık 60 km, Sandıklı ilçe merkezine ise yaklaşık 22 km’dir. Albay Reşat Çiğiltepe Şehitliği, Afyonkarahisar, Kütahya, Uşak Havaalanı’na ise araçla yaklaşık 1 saatlik mesafededir.

O GÜNLERE AİT FOTOĞRAFLARA DAİR..

Büyük Önder Atatürk'ün düşünceli halini yansıtan ve aynı zamanda zaferi temsil eden o meşhur Kocatepe fotoğrafı, muharebe fotoğraflarını çekmekle sorumlu Etem Tem tarafından çekildi ve dünya tarihine damgasını vurarak bir fotoğraftan çok daha ötesi haline geldi.

O simgesel fotoğrafın hikayesi hakkında Etem Tem bir röportajında şöyle bahseder: 

 “O sabah Kocatepe’de bulunuyorduk. Taarruz, şafak vakti saat beşte başlamıştı. Mustafa Kemal Paşa, günler ve geceler süren yorgunluğuna rağmen ayakta, vaziyeti adım adım takip ediyor, direktifler veriyordu. Bir ara kumandanlardan ayrıldı. Tek başına, kayalıklar arasında dalgın ve düşünceli dolaşmaya başladı. Zaman zaman sahra dürbünleriyle düşman cephesine bakıyordu… Bir ara o kayalık tepenin ucuna geldi. Hafifçe eğilmişti. Başparmağı dudaklarının arasındaydı… Hemen objektifimi çevirdim, adeta nefes almayacak kadar bir sessizlik içinde deklanşöre bastım, resmini çektim. Saat 11’di…"

Etem Tem, tarihe geçen bu fotoğrafı çektikten sonra ahır bozması bir yerde filmi yıkadı ve büyük bir heyecanla Atatürk’e götürdü. Gazi fotoğrafları aldı, baktı. Parmaklarını fotoğrafların üzerinde gezdirdi ve çekti: ‘Çok güzel’ dedi.

"Kocatepe’de çektiğim sekiz on rulo filmi bir Rum fotoğrafçıya verdim. Zaman geçirmek için etrafta biraz döndük, dolaştık. Sonra yeniden geldik. Fotoğrafçı geldiğimizi, içeri girdiğimizi görünce 'Fotoğraflarınız bir harika!' diye bağırdı. Baktım fotoğraflar daha çok yaştı. Doya doya baktım. Hakikaten birer harikaydı. Fotoğrafların kuruyup, hazır olması için bir gün daha lazımdı."

"Ertesi günü gelip almak üzere karargâha, Bornova’ya döndük. Ertesi sabah otomobille indik İzmir’e. Millet yollara dökülmüştü. İzmir yanıyordu. Ne dost ne düşman belliydi. Cayır cayır yanıyordu İzmir. Fotoğrafçı dükkanının olduğu yere güçlükle varabildik. Fakat ne görelim? Dükkan yanmıştı. Uşak’ta o ahır bozması yerde yıkaya bildiğim birkaç film kalmıştı elimde… Ötekilerin hepsi fotoğrafçı dükkanıyla birlikte yandı kül oldu.”

BASTIĞIN YERLERİ TOPRAK DİYE GEÇME! TANI!

O günlere dair anlatacak paylaşacak o kadar çok şey var ki.. Bugüne baktığımızda onca değere gerektiği kadar sahip çıkabiliyor muyuz? Ya da gelecek nesilleri o ruhla yetiştirebiliyor muyuz? Bu yazıyı okuyan herkesi eleştiriye davet ediyorum. Eleştirelim.. Eleştirelim ki doğruyu bulalım.

Eğer bir gün yolunuz Sandıklı-Afyonkarahisar arasına düşerse, lütfen Albay Reşat bey’i ziyaret ediniz.  Albay Reşat Bey ve kahraman Mehmetçiğimizin ebedi istirahatgahları, Marmaris, Bodrum, Antalya, Kuşadası, Fethiye gibi hemen çoğunluğumuzun yılda en az bir kez tatil için geçtiği yol üzerindedir. Her gün onbinlerce aracın geçtiği yolda.. Onca araç geçer ama kaç tanemiz yolunu değiştirir şehitlerimiz için? Bizi bu günlere getiren aziz şehitlerimize daha çok sahip çıkmalıyız. Gelecek nesillerimizi de bu hassasiyet ışığında yetiştirmeliyiz. Eğer bu ülkeyi seviyorsanız, cumhuriyetin erdemlerine inanıyorsanız, Albay Reşat Bey ve diğer şehitlerimizi tüm benliğinizle iliklerinize kadar hissedersiniz. Onlar erişilebilecek en üst mertebeye zaten ulaşmışlar. Belki bizlerde o mümtaz ve onurlu insanlara kalpten gelen bir minnet, şükran ve ahde vefa ile teşekkür edebiliriz.