Cumali Miçooğulları. Dünyayı gezmeye 19 yaşında başladım. Maddi imkansızlıklarla boğuşan bir çocukluk geçirdim fakat hayallerim çok zengindi. Küçük yaşlarda kurduğum hayalleri gerçekleştirmek için öncelikle iyi bir bölüm okumalıydım. Lise öğrencisi iken Antalya’da otellerde hem dilimi geliştirmek, hem de para biriktirmek için çalışmaya başladım. Daha sonra hayalini kurduğum bölümü kazandım. Filoloji Mezunuyum. 6 dil biliyorum. Son 10 yılda 61 ülkede seyahat ettim. 

Seyahat senin için ne ifade ediyor?

Dünyanın farklı kıtalarında yaşayan insanların nasıl yaşadığını görmek, kültürlerini yaşamak, dillerini duymak inanılmaz birşey. Bunları deneyimlemek bana ilham veriyor.

Kimsenin beni tanımadığı bir ülkede seyahat ederken, o ülkenin bir vatandaşı gibi yaşamaya çalışıyorum. Onların yaşam tarzına, kültürlerine adapte olmaya çalışıp yeni şeyler öğrenmek, insanları tanımak bana çok şey katıyor. 

Seyahat etmeye nasıl başladın?

Serüvenim ortaokul yıllarında izlediğim bir gezi programıylla başladı. Her hafta yeni bir ülkede çekilen bu tv programı beni benden alıyordu. Sanki tüm heyecanımla onlarla birlikte seyahat ediyordum. Her izlediğimde isteklerim derinleşiyordu. Üniversite’yi kazandığımda, ilk olarak Hayalini kurduğum Amerikaya seyahat etmek  benim için büyük ütopya idi. Amerika’nın en köklü kurumlarından birinden davet alarak, ilk hayalimi gerçekleştirmiş oldum.

Yurtdışında seyahat etmek oldukça pahalı, bütçeni nasıl oluşturuyorsun?

Ekonomik seyahat etmeye çalışıyorum. Hosteller, bol aktarmalı uçuşlar ve ücretsiz konaklama seçenekleri seyahatlerimin temelini oluşturuyor. Bunun yanı sıra gittiğim ülkelerde günlük işlerde çalışıyorum. 

Ücretsiz seyahat etmenin çeşitli yolları vardır. Bir sonraki büyük maceranın eşiğinde insanlar için en büyük engellerden biri genellikle maliyettir! Ama seyahat ederken bir ton para harcamanıza gerek yok. Sadece çalışmaya istekli olmanız, bazen çiftliklerde ya da vahşi yaşamda kalmanız ve yerlilerle tanışmak, biraz nefes almak  ve etrafınızdaki kültürleri gerçekten yaşamanız bunu yapabileceğinize inanmanız gerekir.


Yola çıkmak isteyenlere tavsiyeleriniz neler?

Yurtdışına gitmekten korkmayın. Dil bilmemek, bütçe gibi konular gözünüzü korkutabilir. Günlük hayatta kullanabileceğiniz, çok az bir ingilizce ile, dünyayın her yerinde insanlarla iletişim kurabilirsiniz. Korkmanız gayet  normaldir. Üniversite kazandığınızda, hiç bilmediğiniz bir şehirde, aileniz olmadan kurmak zorunda kaldığınız düzen gibi düşünün. Seyahat etmeye başlamak da tam olarak bu şekilde. Başlayınca tüm belirsizlikler ortadan kalkıyor, ve gezdikçe daha çok gezmek istiyorsunuz. 

Bugune kadar başınıza gelen en korkunç olay neydi?

İlk kitabımda detaylarıyla anlattığım, otostopla yaptığım Ortadoğu turunda, Ürdün’de kaçırılmamdı. Oldukça zor zamanlardı. Bunun yanı yeni kitabımda yazdığım s Zagreb’te uğradığım gasp, ve Etiyopya’da yanı başımda ölen kadın.

Zorlandığın zamanlarda pes etmeyi hiç düşündüğün oldu mu?

Ortadoğu’da yaşadığım olaylar silsilesi, ölüme yakın olmak beni fazlasıyla korkutmuş olsa da, hayallerimden koşmaya her zaman kararlıydım. Yaşadığım her kötü olay bir ders niteliğindeydi. 

İnsanlar neden seyahat etmeli?

Hayatın değişecek. Farklı dilleri öğreneceksiniz, zevklerinizi çeşitlendirecek, farklı yiyecekleri deneyecek, dünyanın farklı ülkelerinde yaşayan değişik hayatlara tanıklık edeceksiniz . Okulda öğrendiğinizden çok daha fazlasını öğreneceksiniz. Hem çok okuyan hem de çok gezen biri olarak, 3000 kitap okumaktansa, 3 ülke keşfetmek, hayat adına daha öğreticidir.

İlk kitabınız olan Miçolojik Dünyayı, yazmaya nasıl karar verdiniz? 

Yıllardır seyahat eden bir gezgin olarak, tecrübelerimi sık sık arkadaş ortamlarında anlatıyor, inanılmaz tepkilerle karşılaşıyordum. Herkes bu hikayelerin bir kitap olması gerektiğini söylüyordu. Doğru zaman geldiğinde ise, kendimi tamamen kapatıp, yazmaya başladım. İlk başlarda oldukça zorlanıyordum. İlk sayfaları yazmak günlerimi aldı. Nereden başlasam, neyi yazsam diye düşünerek çok zaman kaybettim. Fakat bir yerden başlayınca, gerisi çorap söküğü gibi geldi. 5 aylıklık bir sürede kitabımı bitirdim. Daha sonra birkaç yayıne evine gönderdim.

*Dürüst olmak gerekirse, kitabımın bir yayın evi tarafından kabul edilip, basılacağına inancım neredeyse yoktu. En kötü ihtimalle 100 adet bastırır, arkadaşlarıma hediye ederim diye düşünüyordum. Kitabımı gönderdiğim yayınevlerinin tümü çok kısa bir süre içinde beni davet ettiler ve süreç başladı

*Kendimi bir anda Türkiye’nin en büyük kitap fuarlarında kitabımı imzalarken buldum. Özel organizasyonlar, söyleşiler, roportajlar, tv programları. Rüyada gibiyim. Kitabım beklediğimden çok daha fazla sevildi. Sosyal medyada, kitabım için özel konseptler hazırlanarak paylaşılan fotoğraflar geldikçe inanılmaz mutlu oluyordum. İmza günlerimde, kitaplarını imzalatmak için çevre illerden gelen okuyucularım oluyordu. Doğusundan, batısına Türkiye’nin her yerinden fotoğraflar geldikçe, kendimle gurur duyuyordum.

İkinci bir kitaptan bahsettiniz, böyle bir projeniz var mı?

2. kitabım şuan hazır, kısa bir zaman içerisinde okuyucularımda buluşturacak olmanın heyecanını yaşıyorum. Çok güzel bir kitap oldu. 

Konusu nedir?

İlk kitabımda dünyayı gezmeye nasıl başladığımı, hayallerimi nasıl gerçekleştirdiğimi yazmıştım. İkinci kitabımda ise gezdiğim bazı ülkelerde başımdan geçen olayları yazdım. Kitabım kesinlikle bir ülke rehberi değil, başımdan geçen olaylardan oluşuyor. Bunları anlatırken de, zaman zaman minik nokta atışları ile bilgiler paylaşıyorum. Mizahi bir dil kullanıyorum, özellikle yeni kitabımı kahkaha atarak yazdım.