İSTANBUL - Cilde zarar vermeyen dezenfektanın çalışmalarında görev alan Sağlık Bilimleri Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Ecz. İsmail Aslan, '' ezenfektanların içerisinde alkol olduğu için cildimize zarar veriyor, bu zararı en aza indirmek için biz bir araştırma yaptık. Öncelikle etil alkol içermeyen bir krem üretmeyi başardık.  Alkollü dezenfektanlarda toplumda yaygın bir şekilde kaşıntı, kızarıklık, dermatit gibi problemler oluşabiliyor. Alkollü dezenfektan sonrası el kremine ihtiyaç duymamak için kompakt bir formül tasarladık. Bu formülle probiyotik ilavesi yaptık. Çünkü cildimizde bir mikrobiyotayla denge halindeyiz. Cildimizdeki yararlı organizmaları yok etmememiz gerekiyor. Türkiye'de ve dünyada ilk olan formülü tasarladık. Ülkemizde talep gördüğünde ve yurtdışında özellikle koronavirüsün yaygın olduğu ülkelerde ihracatı planlanmakta '' diye konuştu.

''YAKIN BİR ZAMANDA PİYASAYA ÇIKMASINI ÖN GÖRÜYORUZ ''

Firmanın genel müdürü uzman kozmetolog Bekir Çakıcı ise, ''Girişimci olan bir çok firma alkollü dezenfektan üretmeye başladı fakat alkollü dezenfektan kullananlardan bize şu şekilde bazı şikayetler gelmeye başladı, 'Denedik ama elimizde kuruluklar oluyor, kaşıntılar olmaya başladı, bunun için biz ne yapabiliriz' diye. Biz de probiyotikli bir krem dezenfektan geliştirmeye karar verdik. Dezenfektan kullandığınızda tüm yararlı ve zararlı tüm florayı yok etmek zorunda kalıyorsunuz ama bizim kremimizde bu yararları arttırırken zararları da yok ediyor. Bu krem 9 kişilik bir Ar-Ge ekibimizle birlikte geliştirildi. multidisipliner meslek gruplarımız ile bir araya gelerek ürünümüzü geliştirdik. Bu ürünün Ar-Ge süreci 1 aya yakın bir süre aldı, şu anda da stabilite testleri devam etmektedir. Yakın bir zamanda piyasaya çıkmasını ön görüyoruz'' dedi.

''BİZ ZARARLI BAKTERİLERİN GİTMESİNİ AMA CİLDE FAYDA SAĞLAYAN BAKTERİLERİN KALMASINI İSTERİZ ''

Dezenfektan kremin geliştirilmesinde görev alan uzman biyalog Leyla Tarhan Çelebi de şunları söyledi:

''Pek çok üretilen dezenfektan türevinden farklı olarak cilt bariyerine hasar vermeyen aktifler kullanılarak yapılmış bir dezenfektan ama sadece dezenfektan niteliği bizim için yeterli değildi. Aynı zamanda tahrip olmuş, haftalardır hatta aylar diyebileceğimiz düzeyde dezenfektana maruz olmaktan kaynaklı hasar görmüş cilt bariyerini onarmamız gerekiyordu. Bu sebeple biz ilk olarak ürettiğimiz formülün içine faydalı bakteriler ekledik. Bu faydalı bakteriler zaten bizim cilt yüzeyimizde, bağırsaklarımızda, ağız içimizde, genital bölgemizde mevcut. Onların yokluğunda çeşitli hastalıklar oluşuyor. Bunlardan bir tanesi ciltteki hem yararlı hem  zararlı bakterileri birlikte öldürmesi. Biz zararlı bakterilerin gitmesini ama cilde fayda sağlayan bakterilerin kalmasını isteriz. Böylece kullandığımız dezenfektanlar bizde hasar bırakmaz. Çıkış noktamız bu oldu. Dolayısıyla formüle özellikle yerli yararlı bakteriler ekleyerek bu sorunu giderdiğimizi düşünüyorum'' şeklinde konuştu.