Suriye'deki iç savaşta eşleri öldürülen Suriyeli kadınlar, çareyi çocuklarıyla birlikte Türkiye'ye sığınmakta buluyor.

Reyhanlı'daki akrabalarının yanına 4 gün önce 3 çocuğuyla yerleşen Merve Mutlak ile bir çocuk annesi Rihap Kaccural da ülkelerinde yaşadıkları acı dolu günleri unutmak istiyor.

Mutlak, Humus'ta yaşarken hava saldırılarının şiddetini artırmasıyla bölgeyi terk etmek zorunda kaldıklarını söyledi.

Humus'tan otomobille İdlib'e giderken rejim askerlerinin yolu kesip eşini zorla dışarı çıkardığını anlatan Mutlak, "Uzun süre direnmemize rağmen bizi dinlemediler ve eşimi alıp götürdüler. Ben ve çocuklarım, 20 kilometre yürüyerek İdlib'e ulaştık." dedi.

Eşinin, yerini bilmedikleri bir bölgede cezaevine konulduğunu öğrendiklerini dile getiren Mutlak, şöyle devam etti:

"Eşim kendi halinde, çocukları için ekmeğinin derdinde olan biriydi. Suçsuz yere alıkonuldu. Bir yıl sonra hayatını kaybettiğini haber aldık ve yıkıldık. İdlip'te kaldığımız sürede akrabalarımızın evi, varil bombasının hedefi oldu. O saldırıda 3 yakınımızı kaybettik. Ben ve çocuklarım hafif yaralarla kurtulduk. Eşimin acısı tazeyken, bu saldırı bizi tamamen yıktı. Hayat arkadaşımın şu an bir mezarı bile yok, nerede onu bile bilmiyoruz. Acım içimde kor gibi büyük. Ondan geriye fotoğrafları ve 3 emaneti kaldı. Onlara gözüm gibi bakacağım. Savaşın bitmesini ve ülkemize dönmeyi istiyoruz."

Babasının aldığı son hediye oyuncak ayıyı yanından ayırmayan 7 yaşındaki Melek Mutlak ise "O benim canım babam, size ne yaptı da öldürdünüz? Artık sevebileceğim babam yok. Onu benden alanları asla affetmeyeceğim. Babamı neden öldürdünüz? O dünyalar iyisiydi." diye konuştu.

Babasını çok özlediğini ifade eden Mutlak, savaşın bitmesini, babasının mezarını bulup başında dua etmeyi istediğini kaydetti.

"İnşallah bir gün en ağır cezaları alırlar"

Suriyeli 20 yaşındaki Rihap Kaccural ise eşinin Hama'da bir yıl önce kaybolduğunu, sonradan konulduğu cezaevinde işkenceyle öldürüldüğünü öğrendiklerini söyledi.

Kaccural, "Eşimi Şam'a götürdüklerini öğrendikten sonra bir daha haber alamayacağımızı biliyorduk. Çünkü Şam rejimin kalesi ve oraya gidenin bir daha dönme şansı bulunmuyor. Bunu yapanlar inşallah bir gün en ağır cezaları alır. Annem ve babamla birlikte bir evladımla Reyhanlı'ya geldik. Burada hayatımızı güç de olsa sürdürüyoruz." dedi.

Geçimlerini günübirlik işlerde çalışarak sağladıklarını bildiren Kaccural, yaşadıkları kötü günlerin acısını her zaman yüreklerinde taşıdıklarını belirtti.