İbrahim Güray AYTEKİN Özel Haber – Araştırma 

Aslan yatağından belli olur, Temizlik İmandan gelir atasözümüzü çoğumuz biliriz ki bizim dinimizin temeli temizliğe dayanır… Beş vakit kılınan namaz ile alınan abdestler, boy abdestleri temizliğin emroluşunun fiili uygulamalarıdır.Namazın olması için Hadesten Teharet ve Necasetten Teharet şartı vardır.

Avrupa’da yaşayan Hıristiyanlar da ise bizde temizlik anlayışı kesinlikle yoktur. Örneğin Hristiyan toplumların yaşadığı Avrupa ülkeleri ve Amerika’da klozetlere taharet musluğu konmamıştır. Tabi ki bu durum Türklerin ve İslam aleminin yaşam tarzına tamamen aykırıdır..

Tarihin derinliklerine şöyle bir göz atacak olursak Avrupa’daki birçok saray ve konakta inşa edilirken tuvalet yani      ( WC ) konulmamış insanlar oraya buraya işeyip lazımlıkla dışkılarını def-i tabi edip sonrada yok ederlermiş. İşte bu nedenle de Avrupa’da başta Fransa olmak üzere Parfüm sanayi ilerleme kat etmiş… Bu gayri nizami WC kültürü içinde yaşam sürdüren Avrupa’da çok çeşitli hastalıklar baş göstermiş Veba, Tifo, Sıtma vsr bu hastalıklarda tüm dünya’ya buralardan yayılmış…

Kanuni zamanında Osmanlı devleti Avrupa içlerinde yerini almış Avusturya Macaristan ve Fransa kapılarına kadar dayanmıştı

14’ncü Louis 1638’le, 1715 yılları arasında yaşıyor. Fransa’yı dünya devi yapan bir kral olarak tarihe geçiyor. 4 yaşındayken babası ölünce tahta çıkıyor ülkeyi uzun süre annesi yönetiyor. Fransa neredeyse o dönemde tarih sayfalarından bile silinmiş durumda 

14.Louis 22 yaşına geldiğinde kuzeni İspanya kralının kızıyla evleniyor, hem kendini ve hem de krallığını güçlendirecek önemli bir adımı böylece atmış oluyor. “Monarşinin elindeki gücü kullanmak bana verilmiş ilahi bir haktır” diyerek büyük reformlar ve hamleler yapmaya başlıyor ve “güneş kral” olarak tarihe damgasını vurmaya başlıyor. Hem Fransa’da, hem de deniz aşırı Fransız sömürgelerinde giriştiği reformlarla ekonomiyi disipline etmeyi başarıyor öncelikle. sanayi üretimini arttırırken, orduyu da yeniden revize edip modernize ediyor.

Kendisinden başka erkek kardeşi olmadığı için tahta geçişi kolay ve çatışmasız oldu. Çok ciddi ve kendinden emin bir padişah olan Kanûnî Sultan Süleyman, azim ve irade sahibiydi. Yapacağı işlerde hiç acele etmez, gayet geniş düşünür ve verdiği emirden asla geri dönmezdi. İş başına getireceği adamlara, kabiliyet derecelerine göre görev verirdi. Zigetvar kuşatmasını idare ederken, 7 Eylül 1566 yılında 71 yaşında vefat etti.

Kendisine "Kanûnî" denmesi, yeni kanunlar icad etmesinden değil, mevcut kanunları yazdırtıp çok sıkı bir şekilde tatbik etmesinden dolayıdır. Kanûnî Sultan Süleyman adaleti seven bir padişahtı. Mısır'dan gelen vergiyi haddinden fazla bulup, yaptırdığı araştırma sonunda halkın zulme uğradığını düşünmesi ve Mısır Valisini değiştirmesi bunun açık kanıtıdır. Kanûnî Sultan Süleyman, tahta çıktığı sırada Osmanlı Devleti dünyanın en zengin ve en güçlü devleti konumundaydı. Babasının ölümü ve kendisinin padişah olması, "Arslan öldü, yerine kuzu geçti" diye düşünen Avrupalıları sevindiriyordu. Ancak Avrupalılar, çok geçmeden hayal kırıklığına uğradılar.


Kanuni Sultan Süleyman Han’ın  tahtta olduğu yıllarda Fransa’da başlayan dans modası, İstanbul’dan gelen bir mektupla 100 yıl boyunca yasaklanmıştı. Sultan Süleyman, yolladığı mektupta Fransızları dans etmeyi bırakmaları için sert bir dille uyarmıştı. İşte Fransa’da dansı yasaklatan mektup.

“Ben Sultanlar Sultanı, Hakanlar Hakanı, Hükümdarlara taç giydiren, Akdeniz’in ve Karadeniz’in ve Rumeli’nin ve Anadolu’nun ve Azerbaycan’ın ve Şam’ın ve Halep’in ve Mısır’ın ve Mekke ve Medine’nin ve Kudüs’ün ve bütün Arap diyarının ve Yemen’in ve nice memleketlerin Sultanı ve Padişahı Sultan Bayezid Han oğlu Sultan Selim Han oğlu Sultan Süleyman Han’ım.

Sefirim Kebirimden aldığım mazhara göre malumatım oldu ki, memleketinde dans namında Ala Mele İnnas Fuhşiyyat ve Lubiyat yapıyormuşsun. İş bu Name-i Humayunumun eline vusulünden itibaren bu mel’anet rezalete son vermediğin takdirde, Ordu-yu Humayunumla gelip seni kahretmeye muktedir olurum.

Elçimden aldığım habere göre bildiğim oldu ki, sizin ülkenizde adı dans olan, kadın ve erkek arasında münasebetsizce oynanan bir oyun ortaya çıkmış. Bu mektup eline geçtiği anda ya bu rezil oyunu hemen yasaklarsınız ya da ben gelir ülkenizi başınıza yıkarım.

Bu mektuptan sonra Dans Fransada tamamen yasaklanmış ve 100 yıl boyunca hiçbir yerde dans edilmemiştir.

Avusturya’lı tarihçi yazar oryantalist Joseph Von Hammer Purgstall 10 ciltlik Osmanlı tarihi adlı eserini hazırlarken 50 yıllık bir çalışma sergilemiş  Arapça, Türkçe ve Farsça kaynaklardan tercümeler yapmıştır. 

Tüm dünya’nın  "Muhteşem Süleyman" dediği Kanuni'nin gönderdiği mektup, hem Osmanlı Devleti'nin dünya siyasetindeki yerinin gösterilmesi hem de Türk-Fransız ilişkilerinin başlangıcı olması dolayısıyla tarihin en önemli vesikaları arasında yer alıyor.

Kanuni Sultan Süleyman mektubunda, dansın kendi ülkesine sirayet etmesinden endişe duyduğunu ve bu vesileyle bu rezil şeyin derhal kaldırılmasını istediğini söylüyordu. Fransa’da, bu mektuptan 100 yıl sonrasına kadar dans yapılmadı. Kanuni Sultan Süleyman’ın Fransa Kralı Fransuva’ya gönderdiği mektuplar, Fransa Ulusal Kütüphanesi’nin en nadide eserleri arasında yer alıyor.