ANKARA - Fransa Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi'nde (CNRS) uzman Nicolas Lambert, Akdeniz'de 1993 yılından bu yana Avrupa'da daha iyi bir hayat hayali kurarak yola çıkan yaklaşık 30 bin göçmenin yaşamını yitirdiğini söyledi.

Lambert, AA muhabirine göçmen sorununa ilişkin değerlendirmesinde, Akdeniz'de 4 göçmen teknesinden 3'ünün alabora olmasıyla 300 civarında kaçak göçmenin yaşamını yitirdiği son trajedinin münferit bir olay olmadığını belirterek,  7 Şubat'ta Sahraaltı Afrikası'ndan yaklaşık 430 kadın, erkek ve çocuğun Libya'nın başkenti Trablus'un 15 kilometre doğusundan 4 tekneye bindirildiğini, her birinin daha iyi bir hayat yaşamak uğruna Avrupa'ya gitmek için 650 avro ödediğini ifade etti.

Harita Mühendisi Lambert, Akdeniz'in dünyanın en tehlikeli "göç yolu" olduğuna dikkati çeken Lambert, 2000'li yılların başından bu yana yaklaşık 20 bin göçmenin boğulduğu bu suların mezara döndüğü değerlendirmesinde bulundu. 

Fransız uzman "Göçmen Dosyaları" ve "Kültürlerarası Eylem İttifakı" gibi sivil toplum kuruluşlarının verilerine dayanarak hazırladığı haritalarda, 1993 yılından bu yana yaşanan göçmen trajedileri, hayatını kaybeden göçmenlerin sayısı, ölüm nedenleri gibi bilgilere yer verdi.

Lambert, kaçak göçmenlerin umuda yolculukta ya boğulma, açlık ya da soğuktan öldüğünü, Akdeniz'i geçmeyi başaranların ise zehirlenme, yangın, cinayet, yetersiz bakım, intihar, maden kazaları ya da oksijensizlikten yaşamını yitirdiğini belirtti.

Göçmen ölümleri en fazla 2011'de kaydedildi

Söz konusu haritalarla Lambert, Akdeniz'de 1993-2014 döneminde Avrupa'da daha iyi bir hayat hayali kurarak yola çıkan 30 binden fazla göçmeninin yaşamını yitirdiğine dikkati çekti.

Göçmenlerle dayanışma için kurulan sivil toplum örgütü ''Migreurop"un üyesi de olan Lambert, 1993-1998'de 1600, 1999-2002'de 3 bin 700, 2003-2006'da 7 bin 200, 2007-2010'da 8 binden fazla, 2011'den 2014'e kadar ise yaklaşık 10 bin göçmenin öldüğünü vurguladı.

Lambert, göçmen ölümlerinin 2011'de en yüksek seviyeye çıktığı ve 4 bin 255 göçmenin yaşamını yitirdiğine işaret etti. 

Ölümlere Avrupa kayıtsız kalamaz

Bu ölümlere Avrupa'nın kayıtsız kalamayacağını belirten Lambert, "2000'li yıllardan beri AB, göçmenlere karşı acımasız bir politika yürütüyor. İşgal edilme korkusu ya da diğer kimlik korkularından beslenen göç politikaları, bu hayali düşmanla mücadele edebilmek için giderek sertleşiyor" dedi.

Göç konusuna Avrupa'nın insani olarak yaklaşmadığını savunan Lambert, "Avrupa bir savaş yürütüyor. Bunun için Avrupa ülkeleri, AB Dış Sınırlarının Yönetimi için Operasyonel İşbirliği Ajansı (Frontex) ile savaş gemisi, helikopter uçak, radar, termal kamera, pilotsuz uçaklar gibi ekipmanlarla donanarak göçmenleri hayatları pahasına daha tehlikeli yolları seçmeye itiyor. Bu saçma politikanın tek somut sonucu var; her yıl daha fazla göçmen hayatını kaybederken kaçakçıların daha da zenginleşiyor olması" ifadelerini kullandı.

Avrupa'nın önceliği hayat kurtarmak olmalı

Lambert, Avrupa'nın bu anlayıştan uzaklaşması gerektiğini ifade ederek, 1948'deki İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 13. maddesine göre "her bireyin ülkesini terk etmekte özgür" olduğunu söyledi.

Uzman, Akdeniz'de artan göçmen dramları karşısında artık Avrupa'nın önceliği, hayat kurtarmaya vererek ortak denizde tekrar refah ve kültürlerarası etkileşimi sağlamasının önemine vurgu yaptı.