Son yıllarda ülkemizde Türkçeyi iğreti kullanmakla alakalı bir moda aldı başını gidiyor. Türk insanı olarak dilimize ne kadar yabancılaşırsak, dilimize ne kadar yabancı sözcük katarsak o kadar havalı olacağımızı düşünüyoruz. Yabancı sözcük derken elbette ki ingilizceyi kastediyorum. Bu konuyla alakalı bir çok yazar eleştiri yaptı. “ Türk dili elden gidiyor ” dediler ama bir işe yaramadı. Çünkü gün geçtikçe daha da yabancılaşıyoruz birbirimize. Günlerdir yakın çevremde konuşmalar yapıyorum. Nedir bu Amerika hayranlığı? Neden Türkçe’ye sahip çıkmıyoruz da iki sözcüğümüzün arasına bir ingilizce kelime iliştiriveriyoruz? Diyorum. İşsizler arttıkça insanlar kendilerini dil kurslarına yöneltiyorlar. Tamam, İngilizce öğrenelim de Türkçeyi de hakir görmeyelim, onu kirletmeyelim. Bir İngilizce öğretmeni ile konuşuyorken vahim bir durum öğrendim. Meğerse öğrencilerin çoğu Türkçe dilbilgisine sahip değilmiş. Türkçe’ye hakim olmayan biri yabancı dili nasıl öğrenecek? İşte böyle Türkçe’yi de katledecek ve yabancı dili de hiçbir zaman tam olarak öğrenemeyecek. Üniversiteye girerken, Yüksek Lisans yaparken İngilizce! İşe girerken ingilizce, evlenirken bile ingilizce şart olursa hiç şaşırmayacağım. Ne kadar dilimizi bilmezsek, aşağılarsak o kadar pirim yapıyoruz . Etrafımda Türkçeyi ağzını burnunu yayarak sanki Amerika’dan yeni gelmiş gibi konuşan o kadar çok insan var ki! İnanın bir yabancı bile Türkçe’yi öğrenirken bu kadar bozmuyor sözcükleri. İş görüşmelerinde ne kadar çok ağız burun kıvırırsanız o kadar çabuk işe alınıyorsunuz. Bir de bazı işyerleri aslında hiç işine yaramayacağı halde ingilizce istiyor ki gülmeden edemiyorum. Şu Fransızlara bakıp özeniyorum. Kendi ülkelerinde ingilizce’nin pul kadar değeri yok. Öyle sahip çıkıyorlar ki dillerine. Keşke biz de öyle olabilseydik. Etnik kökencilikle uğraşacağımıza birazcık Türkçe’ye önem verseydik tüm Türki Cumhuriyetlerde kendi dilimizi koruyabilseydik en azından daha güçlü olurduk. Balkanlarda varlığımızı koruyamadık. Neden? Çünkü dil çok önemli. İnsanlar birbirleriyle anlaştıkları sürece birlikte olurlar. Ve bu anlaşma sürecini sağlayan en önemli unsurlardan biri de dildir. Konuşamazsak nasıl anlaşacağız? Mağara devrine mi dönmemiz gerekiyor? Türkçe ingilizce’nin yanında nesli tükenen kel aynak kuşları gibi kaldı. Öyle çaresiz gözüküyor ki... İngilizce uluslararası arenada çok önemli olabilir ama bu Türkçe’nin kötü kullanılması, yozlaştırılması anlamına gelmiyor. Herkes “Vurun Türkçeye!” derse hangi ortak kültürde buluşacağız? Bırakın etnik dilde öğretim görmeyi yakında Türkçe’yi bile unutacağız. O zaman bu “kendi dilimizde eğitim!” diye bağıranlar acaba İngilizceyi ne kadar sürede öğrenecek çok merak ediyorum...