Avrupa Birliği’nin ve NATO’nun doğuya doğru genişlemesi, durdu. Bu genişlemenin süreceği, beklenmiyor. Avrupa Birliği’nin yeni anayasası, 2005 yılında, Fransa ve Hollanda tarafından reddedildi. Lizbon Antlaşması’nın ancak 2009 yılında kabulüyle, Avrupa Birliği’nin siyasal bütünleşme anlamında ciddi bir yara aldığını, söyleyebiliriz. Euro krizi, Avrupa Birliği’nin kendi üyeleri arasındaki işbirliğinin sorgulanmasına yol açtı. Ekonomik olarak zayıflayan üyelerin yükü, diğer üyeler tarafından üstlenilmek istenmiyor. Avrupa’da ciddi bir milliyetçilik dalgası var ve “ötekine” karşı tahammülsüzlük artıyor. Avrupa bütünleşmesi anlamında, Avrupa Birliği’nin küçük Balkan Devletlerini üye olarak kabulü, mümkün gözüküyor. Ancak Türkiye’nin üyelik sürecinin çok yavaşladığı ve konuyla ilgili çatlak seslerin arttığı görülüyor. Hatta Şangay İşbirliği Örgütü ile ortaklığın derinleştirileceği bildiriliyor. Şangay İşbirliği Örgütü hem ticari, kültürel işbirliğini hem de güvenlikle ilgili konularda işbirliğini amaçlayan bir örgüttür. Şangay İşbirliği Örgütü’nün önemli bir üyesi olan Rusya, İslami terörü, başat bir sorun olarak nitelendiriyor. Rusya’nın ana amacı, Kafkasya ve Orta Asya kaynaklı İslami teröre karşı işbirliğinde bulunmaktır. Ayrıca, Rusya, Afganistan operasyonu sonrasında artan arka bahçesindeki ABD etkinliğini, sınırlandırmayı amaçlamaktadır. Aslında, Ruslar, “arka bahçe” terimini değil “yakın komşular” deyimini kullanıyorlar.
Gürcistan Savaşı, Rusya için oyunun kurallarının belirlendiği kısa ama etkili bir savaş oldu. Bu savaşın sonlanması için Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy etkili oldu ancak Gürcistan ordusunu güçlendiren ve Gürcistan’ın NATO’ya girmesi için çabalayan, Amerika Birleşik Devletleri idi. Medvedev, Abhazya ve Güney Osetya’yı, bağımsız devletler olarak tanıdı. Ancak, üyesi bulunduğu Şangay İşbirliği Örgütü üyeleri bile, bu kararı doğru bulmadılar, güç kullanılmasına karşı çıktılar.
Putin’in iktidarlarıyla, Rus halkının geçmişleriyle, tarihleriyle yeniden gurur duymaları sağlanmıştı. Bu bağlamda, tarih-kitapları yeniden yazıldı. Rusya, yeniden küresel bir büyük güç olmak için uğraşmaktadır. Medvedev ve Putin’in defalarca üzerinde durduğu gibi, tek kutupluluk, Rusya için kabul edilemez bir kavram. Rusya, uluslararası politikada, izole edilmeyi, kabul etmiyor. Yeniden şahlanmak ve saygın konumunu elde etmek için uğraşıyor. Rusya, nerede yaşarlarsa yaşasınlar Rus vatandaşlarının yaşam haklarını ve onurlarını korumayı taahhüt ediyor. Ayrıca, Rusya eski Sovyetler Birliği topraklarında çıkarları olduğunu da saklamıyor. Afganistan operasyonuyla, ABD, Orta Asya’da askeri üsler elde etti. Sivil toplum kuruluşlarıyla da bölgede etkili hale geldi. Rusya, ABD askerlerinin ve askeri malzemelerinin, Kuzey Dağıtım Ağı ile Rusya üzerinden Afganistan’a geçişine izin verdi. Afganistan’a gidecek asker ve malzemenin hemen hemen yarısı, bu yolla ulaştırıldı. Bölge ülkeleri için, Afganistan terör ve uyuşturucu kaçakçılığının merkezi olarak görülüyor. NATO’nun bölgeden ayrılacak olması risklerin artacağı anlamına geliyor ve bizzat Putin’in belirttiği gibi pek arzu edilen bir şey değil. Bu noktadan sonra, istikrarsızlaşan Afganistan’la ilgilenmek Rusya ve yakın komşularına düşecek. Olayların kontrolünün sağlanması için, Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü’nün devreye girmesi beklenebilir. Şangay İşbirliği Örgütü de terör ve uyuşturucu kaçakçılığını, başat konuları olarak belirlemiş durumdadır. Ancak, iki örgütün üyeleri arasında da askeri müdahaleler ile ilgili ortak bir görüşe varılması, kolay gözükmemektedir. Uluslararası Sistemde bölgeselcilik, bölgesel örgütlenmeler ve entegrasyon kavramlarının sorgulandığı bir dönemdeyiz.