İbrahim Güray AYTEKİN ÖZEL HABER ARAŞTIRMA

Mustafa Kemal Atatürk, Sakarya Meydan Muharebesi öncesi ordunun ihtiyacını karşılamak amacıyla, kanunla kendisine verilen yasama yetkisini kullanarak Tekâlif-i Milliye (Millî Yükümlülükler ya da Ulusal Vergiler) emirlerini yayınladı. Tam tarih olarak 7 Ağustos 1921'de yayınlanan ve toplam 10 maddeden oluşan Tekâlif-i Milliye Emirleri, tarihçiler tarafından Kurtuluş Savaşı'nın kazanılmasında çok önemli dönüm noktalarından biri olarak gösteriliyor. 

Birinci, İkinci İnönü Muharebeleri ve iç ayaklanmaları olağan mali kaynaklarıyla karşılayan milli ordunun elindeki imkanlar yeni bir savaşı kaldırabilecek durumda değildi. Kısa bir zaman sonra genel bir saldırıya geçmesi beklenen Yunan ordusuna karşı koyabilecek savunma hazırlıkları için yeni mali kaynaklara ihtiyaç vardı, bu kaynaklar hemen hazır olmalıydı. İngiliz desteğindeki Yunan kuvvetleri taarruza geçene kadar ordumuzun ihtiyaçları görülmüş olmalıydı.

Bu kanun sayesinde imkanları kısıtlı olan ordunun taşıt, araç ve gereç bakımından gücünün arttırılması, yiyecek ve giyeceğinin temin edilmesi sağlanmıştı. Emirlerle birlikte halk, maddi ve manevi bütün kaynaklarıyla Kurtuluş Savaşı’na katılmaya çağrılmış ve böylece Türk ordusunun ihtiyaçları karşılanmıştır.

Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından kanunlaştırılan Tekâlif-i Milliye Emirleri 10 maddeden oluşmaktadır.

1)Her ilçede bir tane Tekâlif-i Milliye Komisyonu kurulacak.

2)Halk, elindeki silah ve cephaneyi 3 gün içinde orduya teslim edecek.

3)Her aile bir askeri giydirecek.

4)Yiyecek ve giyecek maddelerinin %40’ına el konacak ve bunların karşılığı daha sonra geri ödenecek.

5)Ticaret adamlarının elindeki her türlü giyim eşyasının %40’ına el konacak ve bunların karşılığı daha sonra geri ödenecek.

6)Her türlü makineli aracın %40'ına el konacak.

7)Halkın elindeki binek hayvanlarının ve taşıt araçlarının %20’sine el konacak.

8)Sahipsiz bütün mallara el konacak.

9)Tüm demirci, dökümcü, nalbant, terzi ve marangoz gibi iş sahipleri ordunun emrinde çalışacak.

10)Halkın elindeki araçlar bir defa olmak üzere 100 km’lik mesafeye ücretsiz askeri ulaşım sağlayacak.

Atatürk, 5 Ağustos 1921'de meclis tarafından üç ay süre ile olağanüstü yetki ile başkomutanlığa getirildi. Ve Sakarya Meydan Muhaberesi öncesi bu emirleri yayınladı. Atatürk'ün yayınladığı bu emirler sonra halk elinde bulunan her şeyi vergi olarak ordusuna bağışladı. 

Halk Atatürk'ün etrafında toplandı ve tek istekleri vardı: Kurtuluş Savaşı'nı kazanmak. Atatürk'ün yayınladığı Tekalif-i Milliye emirleri karşılıksız olarak alınan borç değildi. Bedeli sonradan ödenecek zorunlu borç idi. Her ilçede kurulan Tekalif-i Milliye Komisyonları, kimden ne kadar borç alındıysa kayıt altına aldı. 

Vatandaşlarından alınan bir iğne bile defterlere yazıldı. Ve Kurtuluş Savaşı kazanıldıktan sonra Tekalif-i Milliye emirleri kapsamında alınan tüm borçlar hak sahiplerine geri ödendi. "Tekâlif-i Milliye Emirleri" çok kapsamlı olup bir taraftan aynı vergi mahiyetindeki uygulamayı içermekte, diğer taraftan da hizmet vergisi mahiyetindeki uygulamayı öngörmektedir.

Her ilçede kaymakamın başkanlığında malmüdürü ve ilçenin en büyük askeri amiri ile idare meclisi, belediye ve ticaret odalarının seçtikleri üyelerden oluşan Tekâlif-i Milliye Komisyonları (Milli Yükümlülükler Komisyonları) Kurulacaktır. Bu komisyonlara o yörenin Müdafaa-i Hukuk Dernekleri merkez kurulundan iki üye ile köylerde imamlar ve muhtarlar tabii üye olarak katılacaklardır.

Tekâlif-i Milliye Komisyonları derhal toplantılara başlayacak ve hiçbir komisyon üyesine hizmetleri karşılığı ücret ödenmeyecektir. Ayrıca her komisyon iki ay süre ile askeri hizmetleri ertelenmek üzere altı memur çalıştıracaktır.

Tekâlif-i Milliye Komisyonları, savaş ekonomisine giren ve Tekâlif-i Milliye Emirlerinde belirtilen malları toplayarak kendisine bildirilen cepheye gönderecek, ayrıca bu emirlerin hizmet yükümlülüğüne ilişkin hükümlerini uygulayacaktır. Komisyon üyelerinden görevinde ihmal gösterenler, vatana ihanet suçu işlemiş sayılacak ve ona göre cezalandırılacaktır.

12 Nisan 1923 tarihli ve 328 nolu Kanunla, halktan  karşılığı daha sonra ödenmek üzere Tekalif-i Milliye Emirleri'yle toplanan,  6.003.663 TL tutarındaki bu malzeme ve araçların karşılığı halka ödendi. Borcun %72.3'ne denk gelen 4.340.508TL'lik kısmı 1923'te,kalan %27.7'lik kısmı da her yıl yapılan ödemelerle 1929 yılında kapatıldı. Aslında bağışlar geri ödenmez. Oysa Tekalif-i Milliye Emirleri ile halktan toplanan malzemeler,"kayıt altına alınmış" ve bedelleri yukarıda belirttiği şekilde daha sonra halka "devlet tarafından ödenmiştir".

TBMM Hükümeti 1923-1937 yılları arasında onca imkansızlıklar içerisinde, Tekalif-i Milliye Emirleri borcunun yanında halktan alınmış her şey için, halka toplam 17.426.409 TL. ödeme yapmıştır.

Bu ödemelere Lozan barış Antlaşması'nda Osmanlı'dan sırtımıza yük olarak kalan Osmanlı Devleti'nin yabancı devletlerden almış olduğu borçlar dahil değildir. Türkiye bu "Osmanlı Borçları"nın anaparasının ödemesini 1954'te, faizlerinin ödemesini ise 1983'te tamamlayıp bitirmiştir.

Türk halkı, kendi bağımsızlık mücadelesini, yine kendi imkanları ile finanse etmiştir. Ayrıca başta Sovyet Rusya olmak üzere, Fransa, İtalya, Hintli Müslümanlar, Azerbaycan halkı, Kıbrıslı Türkler, Buhara Cumhuriyeti, Türk halkının bağımsızlık mücadelesine maddi ve manevi destekte bulunmuşlardır.

Türk Kurtuluş Savaşı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temelini oluşturmuştur. Bu savaş, daha ziyade kendi imkanları ile savaşmış ve bu savaşı kazanmış olan bir milletin, tam bağımsızlığını elde etmesine ve tüm dünyaya örnek olmasına neden olmuştur.