ORDU - ORDU'nun Ulubey ilçesi Eymür Mahallesi'nde, Altınordu Belediyesi'nce açılmak istenen taş ocağı ile ilgili verilen 'ÇED gerekli değil' kararı, mahkemeye taşındı. Yürütmeyi durdurma kararı çıkaran mahkeme heyetince doğaya telafisi güç zararlar verebileceği vurgusu yapıldı. 

Altınordu Belediyesi, Ulubey ilçesi sınırlarında kalan yaklaşık 1000 nüfuslu Eymür Mahallesi’nde 'Andezit Taş Ocağı ve Konkasör Tesisi' projesi hazırladı. Mahalleli, 'Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) gerekli değil' kararı verilen projenin yaşam alanlarına zarar vereceği gerekçesiyle taş ocağına karşı imza topladı, hukuk mücadelesi başlattı. Ordu İdare Mahkemesi de bilirkişi raporunda teknik olarak yeterli ve uygun olmadığı belirtilen 'ÇED gerekli değil' kararı ile ilgili yürütmeyi durdurma verdi. Mahkeme heyeti, kararda doğaya telafisi güç zararlar verebileceği vurgusu yaptı. Mahkeme kararında, "Projenin uygulanacağı saha ve coğrafya bir bütün olarak değerlendirildiğinde canlı ve bitki çeşitliliği, tarım, hayvancılık, arıcılık gibi faaliyetler, tatlı su kaynakları projeden olumsuz etkilenecektir. Proje tanıtım dosyası eksik olduğu ve yeterli teknik-bilimsel gereklilikler doğrultusunda hazırlanmadığı, ÇED sürecinin işletilmesi gerektiği ve neticede ortaya çıkan duruma göre iş ve işlemlerin gerçekleştirilmesi gerektiği kanaatine varıldığından dava konusu idari işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır" denildi. 

‘MÜCADELE ETTİK’

Eymür Mahallesi'nin muhtar azası Muhammet Günaydın, mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı dolayısıyla mutlu olduklarını belirterek, "3 senedir Altınordu Belediyesi ile taş ocağı konusunda münakaşa içindeyiz. Belediye gelip vatandaşa sormadan, olur almadan direkt taş ocağı yapma girişiminde bulundu. Vatandaş da bunu kabul etmeyince mücadele ettik. Emrivaki ile yapılan şeyler maalesef olmuyor. Bu kayanın oluşumu belli. Depremle yıkılmış, devamında heyelan var. Sürekli yağış alan bölgeyiz ve sürekli uçuklar oluyor. Bu taş ocağı, vatandaşı her türlü mağdur edecekti. Belediyeye bunu ilettik. Altınordu Belediyesi, taş ocağını almak için geldiğinde yollarımızı yapma teklifinde bulundu. 'Taş ocağını verin, yollarınızı yapalım' dediler. Taş ocağını almak için artık rüşvet mi istedi, rüşvet mi verdi; anlamadık. Taş ocağını almak için yol yapacaksa rüşvet veriyor ama taş ocağını alıp da yolumuzu yapacaksa da rüşvet istiyor" diye konuştu.

‘BURASI HEYELAN BÖLGESİ'

Mahalleliden Beyza Aktürk de "Mahalleli olarak taş ocağına karşı çıktık çünkü burası yerleşim alanı. Tarım alanları ve hayvanlarımız var. İçme sularının olduğu bölge, aynı zamanda ses kirliliği olacağı için bu taş ocağını istemedik. Çevre kirliliğinin en az olacağı söylendi ama taş ocağı sonuçta, illaki bir kirlilik olacak. Eğer buraya taş ocağı yapılsaydı mahalleler etkilenecekti. Aynı zamanda burası heyelan bölgesi olarak geçiyor. Burada bir çalışma yapıldığı zaman aşağıdaki fındık bahçeleri de risk oluşturuyor. Bununla beraber su gözleri de kaybolacaktı" dedi.

‘MÜCADELEMİZİN SONUCUNU ALDIK’

Erdoğan Şimşek ise "Burası 1939 depreminde çökmüş ve deprem bölgesi. Bir de buranın altında mahallenin su kaynakları var. Burası heyelan bölgesi. Taş ocağı açıldığı zaman bizim mahalle ile aşağıdaki mahalleler sular altında kalır ve Eymür Mahallesi tamamen biterdi. Ne fındık bahçesi ne çiftçilik ne hayvancılık kalırdı. O zaman tası tarağı toplayıp, nereye gösterirlerse oraya gidecektik ama direndik, mücadele ettik, mücadelemizin de sonucunu aldık. Hakkımızı kanunen aradık. Adalete inandık ve doğru bildiğimiz yoldan şaşmadık" diye konuştu.

Bahattin Aktürk de "Mahalleli olarak belediyenin bu talebine karşı çıktık. Şikayette bulunduk. Karar da mahallelinin lehine çıktı. Köylünün fendi, taş ocağını yendi. Çok mutlu ve sevinçliyiz" dedi.