İZMİR, (DHA)

İzmir'deki 6.6'lık depremde yıkılan, 11 kişinin öldüğü, 11 kişinin de yaralandığı Yılmaz Erbek Apartmanı'na ilişkin iddianamede, belediyeden savcılığa gönderilen evraktaki, düşük çimento kalitesine dair bilgi notuna dikkat çekilerek; binada kullanılan yapı malzemelerinin yetersizliği, işçilik hataları, denetim eksiklikleri, zemin seçimindeki hatalar sıralanıp, ölüm ve yaralanmalardan şüphelilerin sorumlu oldukları vurgulandı.

Seferihisar açıklarında geçen yıl 30 Ekim'de gerçekleşen 6.6 büyüklüğündeki depremde 115 kişi yaşamını yitirdi. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nca başlatılarak 222 günde tamamlanan soruşturmada 10'u tutuklu 29 kişi hakkında 5 ayrı iddianame hazırlandı. Ayrıca kamu görevlileri hakkında 'görevi ihmal'e ilişkin soruşturmanın da bu iddianamelerden ayrı sürdüğü bildirildi.

Çöken Yılmaz Erbek Apartmanı'yla ilgili iddianame ise, İzmir 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilerek dava açıldı. Yılmaz Erbek Apartmanı B Blok'ta meydana gelen çökmede 11 kişinin hayatını kaybettiği, 11 kişinin de yaralandığı belirtilen iddianamede, yapı sahibi, müteahhit, mimar, inşaat mühendisi, uygulama sorumlusu, yapı denetim sorumlusu, mimari ve statik-betonarme proje müelliflerinin de bulunduğu 2'si tutuklu 10 kişi, sanık olarak yer aldı. Binada enkaz altında kalarak ölenlerin yakınlarından 12 kişi davaya müdahil oldu.

'PROJEYE AYKIRILIK BİLİNİYORDU'

Cumhuriyet Savcısı Anıl Tokgöz'ün hazırladığı iddianamede, belediyeden savcılığa gönderilen Yılmaz Erbek Apartmanı’na ait evraktaki bir bilgi notundaki şu ifadeler yer aldı:

"Projedeki beton sınıfı BS20, tahkikler BS18'e göre yapılmış. Bazı sonuçlar uygun, diğerleri BS18'den düşük. Tahkik raporu değişecek". Bilgi notundaki ifadeler iddianamede "Binanın projeye aykırı olarak yapıldığının bilindiği" ifadeleriyle aktarıldı

Birinci derece deprem kuşağında yaşanan depremlerde dayanıksız yapılarda ölümlü neticelerin yaşanabileceğinin Gölcük, Van ve Elazığ gibi depremlerde anlaşıldığının belirtildiği iddianamede; binaların yönetmeliğe, kanuna uygun olarak yapılmaması ve denetlenmemesinin şüpheliler tarafından açıkça öngörülebilir olduğu vurgulandı.