EDİRNE - Geçen yılın mart ayında Avrupa ülkelerine gitmek isteyen binlerce göçmen, Edirne'ye akın etmiş, Yunanistan'ın sınırları kapatması üzerine günlerce beklemişlerdi. Yunanistan askerlerini düzensiz göçmenlere yönelik saldırılarda da bulunduğu olayların ardından yaşanan insani dramın önüne geçmek isteyen Edirne İl Göç İdaresi Müdürlüğü, düzensiz göçmenlerin zor durumda kalma riskine karşı 'Meriç'te İnsanlık Ölmesin' projesini hayata geçirdi.

Proje kapsamında göçmenlerin sıkça kullandıkları göç yollarına; Türkçe, İngilizce, Arapça, Farsça, Urduca ve Bengalce olmak üzere 6 dilde yerleşim alanını gösteren işaretler ile ‘157 Yabancılar İletişim Hattı'nın numarasını içeren tabelalar koydu.

'VİCDANLARI YARALAYAN GÖRÜNTÜLER'

Edirne İl Göç İdaresi Müdürü Musa Aşılıoğlu, projeyle vicdanları yaralayan görüntülerin önüne geçmeyi amaçladıklarını ifade etti. Türkiye'de uygulanan, ulusal göç politikasının tüm dünyaya örnek olabileceğini belirten Aşılıoğlu, "Düzensiz göç ile etkin bir şekilde mücadele etmek de bu politikamızın bir vazgeçilmezidir. Edirne ilimizde, düzensiz göç ile mücadelemiz, geçmiş yıllara göre daha üst seviyede yürütülmektedir. Düzensiz göç ile mücadelemiz devam ederken bu reaksiyonlarımızın içerisinde insani ve vicdani sorumluluklarımızı da ihmal etmemekteyiz. Düne kadar insan hakları, hassasiyetiyle övünen gelişmiş toplumlarda, göçmenlerin akıl almaz zulümlerle karşı karşıya kaldığı hepimizin malumudur. Bizim buradaki hassasiyetimiz ise Meriç nehri kenarlarına yerleştirdiğimiz tabelalar sayesinde gerek soğuk havadan gerekse diğer insani durumlardan kaynaklı olarak zor durumda kalan göçmenlerin bir şekilde acil yardım alabilmeleri ve bu sayede vicdanları yaralayan görüntülerle karşılaşmamızı engellemektir. Tabelalarda 6 dilde en yakın yerleşim alanını gösteren işaretler ve ‘157 Yabancılar İletişim Hattı’ numarası bulunmaktadır" dedi.

'TÜRKİYE, GÖÇ YÖNETİMİNDE YÜZ AKI OLDU'

Türkiye'nin göç yönetiminde 21'inci yüzyılın insanlık adına yüz akı olmayı başardığını söyleyen Aşılıoğlu, "Uygulamamızın altında yatan sebep tamamen insani ve vicdani hassasiyetimizden kaynaklanmaktadır. Hepimizin hatırlayacağı üzere Aylan bebek ve onun gibilerin vicdanları yaralayan görüntüleri hangi birimizin burunlarını sızlatmıyor. Türkiye göçü reddeden bir ülke olmamıştır. Göç zordur ve göçü yönetmek ise en zorudur. Göç meselesinde deve kuşu misali; kafasını kuma gömen ve göçü yönetmenin sadece kuvvet kullanmak olduğunu düşünen ülkelerin buradaki hassasiyetimizi anlamalarını gerçekten düşünmüyoruz. Türk milleti; feraseti, inancı, maneviyatı, kültürü ve ayrıca Avrupa'nın aksine sahip olduğu güçlü liderliğinden kaynaklanan motivasyonuyla, göç yönetiminde 21’ci yüzyılın insanlık adına yüz akı olmayı başarmıştır." ifadelerini kullandı.