Fransa, Almanya ve İtalya cumhurbaşkanlıklarının çağrısıyla düzenlenen ‘Libya Konulu Uluslararası Konferans’ı 12 Kasım günü Paris’te düzenleniyor.Birleşmiş Milletler’in katılımıyla gerçekleşecek konferans, Libya’nın yakın zamanda gerçekleşmesi planlanan seçimlerine yönelik uluslararası toplumun vereceği desteği ve ateşkes sürecini hızlandırmayı hedefliyor. Ancak daha önce de olduğu gibi Fransa'nın öncülüğünde ülkede başlayan krizi çözmeye yönelik adımlar atılmış olsa da 2011 yılı NATO askeri müdahalesinden bu yana bir sonuç alınamadı.

Libya’nın tüm komşularının katılımının sağlanması ile bölgesel boyutunun önemi vurgulanıyor. İstikrarsız bir düzene tabi olmuş Libya’ya komşularının verdiği desteğe dikkat çekilecek ve Libya’nın yabancı güçlerin meskeni hale gelmesi ve paralı askerlerin varlığına yönelik uluslararası destek sağlanacak. Bunu da küresel zaaflıklardan faydalanan, Libya’nın bu hale gelmesine sebep olan Arap Baharı’nın en önde gelen  mimarlarının katılım sağladığı konferans çözüme ulaşılmasını beklemek oldukça ironik.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron tarafından davet edilen Erdoğan’ın, KKTC ‘yi yok sayarak hak gaspının görmezden gelineceğini uman GKRY ve gerçeğe aykırı tutumlarıyla bilinen  Yunanistan’ın konferansa katılımı sebebiyle Paris’e gitmeyi tercih etmemesi gayet açık bir mesaj olarak değerlendirilmelidir. Libya’nın geleceğine karar merci olamayacak olan devletlerin olduğu konferansa bu sebeple Türkiye, Dışişleri Bakan Yardımcısı düzeyinde katılımını sağlayacak. 

Macron’un Merkel’den boşalan Avrupa liderliğini uzun zamandır hedeflediğini anlamak zor değil.Uluslararası platformları boy gösterme sahnesi olarak kullanacağı için bu düzeyde gerçekleşen konferanslarda yaptığı gafları ve liderlik görevini yerine getireceğini  kanıtlamak uğruna vereceği fevri mesajları gözlemlemek gerekiyor.

Öyle ki yaklaşık bir ay önce,Macron yine fevri bir çıkışıyla ,Cezayir tarihinin gerçeklere dayalı olmadığını ve Fransa’ya düşmanlık üzerine inşaa edildiğini ileriye sürmüştü. Hatta Osmanlı’nın Cezayir üzerindeki hakimiyetinin sömürge olduğunu iddia etmişti. Belki de son dönemde gerçekleşen gergin ilişkilerden dolayı Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun'un, başkent Paris'te düzenlenen konferansa “şartların elverişli olmamasından dolayı" katılmayacağını bildirdi.

Unutmayalım ki her ne kadar küresel zaafların peşinde olan ülkeler Libya konulu konferansta  istikrar için endişelerini belirtecek olsalar da, asıl endişeleri Türkiye’nin 2019 yılında Libya Mutabakatı ile diplomasi dersi veren; 800 milyar dolar değerinde  doğalgaz rezervine sahip Doğu Akdeniz havzasında gerçekleşen  güç yarışındaki dengeleri değiştiren hamlesinin  farklı versiyonlarla tekrarlanması ve Doğu Akdeniz ‘de ulusal çıkarlarını hukuksal haklılığını kullanarak elde etmesidir.Kirli oyunu saha da ve masada bozmaya alışık olan  Türkiye, Libya konusunda saf dışı bırakılmaya çalışıldığının farkında olarak yine tüm dünyaya yeniden diplomasi dersi vermeye devam edecektir.