Türk yurtlarımıza, Vatanımıza ilk yaz , bahar geliyor. İlk yazın gelişi doğanın canlanması , toprağın kış uykusundan uyanması demektir. Dilerim ki, ilk yaz uğurlu haberler, muştular getirsin. Vatanımıza, Milletimize uğurlu bereketli olsun. İsterim ki, ilk müjdeli haberi de ben vereyim. Düşünüyorum ki, bu haberi okuyan herkes benim gibi memnun olacak ve ne kadar önemli bir gelişme olacağının farkına varacaktır.

Hatırlatmak isterim ki, aylar önce “Türk Yurdu Azerbaycan’ın Türk Okul İhtiyacı” isimli makale kaleme almıştık. Makalemizde  özellikle tarihte var olan ,bilinen  gerçeklerden bahsetmiştik.    

  İşgalci, sömürgeci güçlerin işgal ettikleri topraklarda halkın dilini, dinini değiştirdiği ve kendi çıkarlarına uygun olarak işgal ettikleri topraklardaki yerli halkı devşirdiği, sindirerek öz milletlerine dönüştürdükleri yani "asimile" ettikleri malumdur. Bu projeyi hayata geçirmek için özellikle eğitim de vasıta olarak ustaca kullanılıyordu. Sonuç olarak da zorla benliğinden koparılan halklar, milletler yozlaşarak bozulmuş, öz köklerinden uzaklaşarak kendilerine üstün gelen milletlerin kimliklerine bürünerek özlerinden kopmuşlardır. 

  Dünya tarihinde savaşçı, özgür, cesur, mert millet olarak bilinen Türklere bu devşirme, "asimile" olma siyasetini kendilerince "uğurlu" biçimde yakın tarihimizde Rusların da yaptıklarını hatırlattık. Ruslar tek "Türk" adı altında Türk milletinin kendilerine karşı birleşmesinin önünü almak için Özbek, Kırgız, Tatar, Azeri, Çerkez, Kazak diye sinsice isimlendirerek Türkleri bölüyorlardı(1).

 Aynı zamanda "Halkların kardeşliği” safsatası adı altında Ruslar Türk milletinin dilini, dinini geleneklerini yasaklayarak köklerinden kopartıyorlardı. Bu tam bir Ruslaştırma politikasıydı. Yazı dilini, okuma yazmayı bilmeyen halk, tarihinden, inançlarından ve geleneklerinden uzaklaştırılarak her şeyi itaatle kabul eden kullar haline getiriliyordu (2).Böylece yerli halkın düşüncesini, bilincini, milli iradesini ve hayat biçimini Ruslara yakınlaştırmak, Türk'leri parçalayarak ayrı-ayrı millet haline getirmek hedefleniyordu. Bunun için eğitim kisvesi adı altında bir çok Rus misyonerin ve Rus casusun öğretmenlik yaptığı, Orta Asya'daki Türk halklarını sözde "okur-yazar" yapmak için açtıkları okullarda "halkların kardeşliği" gibi aldatmaca bir söylemle aslında Rusların üstün ırk olduğu fikrini çocuk dimağlara daha eğitimlerinin başından itibaren yerleştirmeyi amaçlamışlardı. Maalesef ki,  bu sinsi yolla Ruslara hayranlık sevgi duyan, Rusçayı genel anlaşma dili olarak kullanan ve ana dilinin yerine Rusçayı tercih eden yozlaşmış, bozulmuş, devşirilmiş nesiller yetiştirmeyi başarabilmişlerdir. Günümüzde bile Rusya'nın faşist, işgalci, saldırgan tutumu açıkça görüldüğü halde Rusçayı öven ve kendi öz ana dili yerine kendi bağımsız- müstakil vatanında günlük hayatında Rusça konuşan Ruslaşmış Türkler vardır(3).

 Kadim Türk yurdu Azerbaycan’da da Ruslar Azerbaycan'ı işgal ettikleri dönemlerde sosyal hayatta, resmi kurumlarda ve eğitimde Azerbaycan Türkçe ‘sini yasak haline getirmişlerdi. Hatta Sovyet Rusya'sının faşist ideolojisi ile yetişmek zorunda kalan Azerbaycan Türk'lerinin bazıları Azerbaycan dilinde konuşmayı gericilik olarak görüyorlardı. Öyle ki, kendilerini çağdaş, muasır göstermek için kendi evlerinde, sokaklarında bile Rusça konuşmaya başlıyorlardı. Aslında Azerbaycan Türkçesini konuşmayarak devşirildiklerinin farkında bile değildiler(4). Ancak Türk yurdu Azerbaycan bağımsız bir devlet olunca artık Azerbaycan Türkçesi hak ettiği gibi tek ve öz dili oldu. Ne yazık ki 2010 yıllarından başlayarak nedense Azerbaycan'da Rus dilinde eğitime meyil edenler çoğalmaya başladı, bir de  İngilizlerin, Fransızların aşırı pahalı özel okulları tüm dünyada olduğu gibi Azerbaycan’da da çokça ortaya çıkmaya başlamasının, yabancıların ( İngiliz ve Fransız) kurduğu ”dil” kursları çoğalmasının eklenmesi ile Azerbaycan Türkçesi ikinci planda kalmak zorunda kaldı. Aslında bu  yeni neslin milli kimliğinin oluşmasının önünde büyük bir tehlikeydi, bu defa da çağdaşlık adı altında bir millet devşirilmeye çalışılıyordu. Biz de bu gerçekleri gördüğümüz için daha genç yaşta olan bağımsız  Can Azerbaycan'ımızın ,bağımsız devlet  tecrübesi  daha fazla olan  kardeş Türkiye'mizin tecrübesinden yararlanması gerektiğini düşünerek  Azerbaycan'ımızda Türkiye'mizin  yeni okullar kurması gerektiğini gündeme getirmiştik. Özellikle eklemiştik ki, özü sözü Türk olan, Dedemiz Korkut'un torunları olan Azerbaycanlı çocukların aileleri de çocuklarını maddi ve manevi acıdan kolayca ulaşabilecekleri kan kardeş, can kardeş Türkiye'mizin kurduğu okullarda okutmayı her zaman istemişler ve istiyorlardır. Azerbaycan’da Türkiye’nin kurduğu okulların sayısının çok az olduğunu hatırlatmıştık. Bu gerçekleri  de göz önünde bulunduran kardeş Türkiye'mizin ve Can Azerbaycan'ımızın yetkilileri  şükürler olsun ki, Azerbaycan'da  Türk okul ihtiyacının acil olduğu kanısına varmışlardır ve Türkiye Maarif Vakfı’nın Azerbaycan’da eğitim müesseseleri, okullar açmasına karar verilmiştir. 

Bunun akabinde Türkiye Maarif Vakfına bağlı “Maarif Okulları” sitesinde ve soysal medya sayfalarında Azerbaycan’daki Eğitim Kurumlarında görevlendirmek üzere okul idarecileri ve öğretmen alımı yapılacağına dair de birkaç gün önce ilan yayınlanmıştı. Bu da yakın zamanda Maarif Okullarının Azerbaycan’da da faaliyete başlayacağına işaret ediyor.      

   Öncelikle belirtmek isterim ki, Türkiye Maarif Vakfı dünyanın dört bir yanında yüksek seviyede ve insani değerleri ön planda tutarak eğitim faaliyeti yürütmektedir. Şimdiki, kardeş Türkiye Bakü Büyükelçimiz Doç. Dr. Cahit Bağcı beyefendi de Mütevelli Heyet Üyesi idi. Vakıf bünyesinde hazırda 67 ülkede 442 eğitim kurumu mevcuttur. 

  Türkiye Maarif Vakfı Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün’ ün söylediği “ Maarif Vakfı eğitim stratejisinin temelinde esasen faaliyette bulunduğu ülkenin ihtiyaç duyduğu kaliteli insan ihtiyacını karşılama vardır. O ülkenin kendi milli kültür ve geleneği içerisinde devletinin değerlerine ve kurallarına uymak vardır, iş birliği vardır. Biz Maarif Vakfını sömürgeci devletlerin kurumları gibi tasarlamıyoruz, tam tersine devletlerimiz arasındaki ilişkileri geliştirmek ve ülkemizin gelişme ve kalkınma planlarına hizmet edecek bir yardımcı araç olarak düşünülmesini istiyoruz"(5) sözler çok önemlidir.

 Hakikaten de Azerbaycan Türkleri biliyorlar ki, kardeş ülkenin Türkiye'mizin kurduğu okullarda çocuklarımız devşirilmeyecek, öz dillerine, dinlerine, kültürlerine ve bağımsız şanlı Azerbaycan Türk devletine bağlı şekilde yetişeceklerdir. Azerbaycan'ın ve Türk dünyasının bilinmeyen kahramanlarından, Karabağ gazisi Türkiye Türk'ü, Türk Komutan İshak Çelik beyin her zaman söylediği gibi  “ Milli duygusu, milli düşüncesi, vatan, millet, devlet, bayrak sevgisi, kısacası milli ülküsü olan yeni nesil yalnızca öz dilini ve vatanını, milletini, devletini, özgürlüğün simgesi olan bayrağını korur!”. 

İşte Türkiye Maarif Vakfı’nın Can Azerbaycan’ımızda açacağı eğitim kurumlarında eğitim gören öğrenciler tam da bu nitelikleri taşıyacak, Vatanımıza, Milletimize, Bayrağımıza, Devletimize bağlı şekilde yetişeceklerdir inşallah, İnşAllah.

  Her zaman ,her ortamda Türk yurdu  Azerbaycan’da yeni Türk okullarının açılması gerektiğini söylediğimiz gibi  bu okulların açılacağının kesinleşmesi haberi de beni çok memnun ve mutlu etti.

  P.S: Türk komutan İshak ÇELİK beye, her zaman verdiği değerli bilgiler ve destek için özellikle teşekkür ederim. Saygılarımla. 

  Yararlanılan kaynaklar:

1. Yazar Aynur Talıblı’nın “Azeri mi, Türk mü? Yüz yıllık Asimilasyon Projesi” isimli makaleden. 

2. Aytmatov, Cengiz (1998). Teniz Calagay Cugirgen Targıl Tobet. Almatı. ss. 103-108, 199-210.

3. Karabulut, Ferhat (2009). "İktidar ve Meşrulaştırma Mücadelesinin Odağı Orta Asya: Sovyetlerin Dil ve Eğitim Politikaları". Bilig. Kazakistan: Ahmet Yesevi Üniversitesi. ss. 65-96. Erişim tarihi: 20 Haziran 2017. 

4.Yazar Aynur Talıblı’nın “31Mart 20 Ocak,26 Şubat” isimli makalesinden 

5. Anadolu Ajansı. Tolga Özgenç 05.02.2021 “ Maarif Vakfının Azerbaycan’da okul açabilmesi için mutabakat sağlandı” https://www.aa.com.tr/tr/dunya/maarif-vakfinin-azerbaycanda-okul-acabilmesi-icin-mutabakat-saglandi/2134967#