Uzun zamandır yazmıyorum. Mâlumunuz, yasaklar, ama bugün hiç moralinizi bozmaya niyetim yok. Ya da belki de biraz da olsa vardır. Şimdi bunları geçelim de; Hıncal Uluç'un asansördeki o elem dolu köle yazısından, pardon köşe yazısından sonra bu yazı yanında biraz yavan kalacak, ama ne yapalım. İdare edeceğiz. Unutmadan; umarım Hıncal Uluç adlı beyefendinin adı ve soyadını umarım ki yanlış yazmadım. Ayrı dünyaların insanlarıyız da, bir insan bir insanı ancak bu kadar tanıyamaz!
Öhöm, geçin şimdi gereksiz mevzuları da, bir şey soracağım, ama sakın kıskançlık yapıp, ardım sıra kumpas kurmayın. Anlaştığımızı düşünüyorum. Ne diyeceğim; tanıdığınız astronot var mı? 'Ne yapacaksın astronotu?' deyip, durmayın, çünkü artık ruhum kitosfer semalarında raks ediyor. Bu dünyadan ümidi kestim. Nihayet ben de yeni yaşam alanları arıyorum.
Valentina Tereşkova'nın dışında tanıdığınız, kitap okuyan, sergi gezen, tiyatroya giden, ama iyi derecede yaprak sarması da yapabilen, tercihen yaptığı ya da yapmaya çalıştığı pirinç pilavında tel şehriye kullanmayan bir astronot var ise eğer lütfen söyleyin, onun ile müzmin bekârlık hayatıma efsanevi bir bekârlığa partisi ile dünya, pardon pardon; uzay evine girmeyi istiyorum. Zira, dünya dışı akıllı varlıkların gelip bizi kurtaracağı yok. Hâl böyle iken, hepimiz kendi başımızın çaresine bakmalıyız. 
Yarın ne olacağımızın bir garantisi yok iken, kitaplarım ve dergilerim bir yana dursun: fularımdan, kravatımdan, ceketimden ve ayakkabımdan, yetmiyor imiş gibi bir de kol düğmelerimden feragat edip bilmem kaç yıl boyunca, bilmem kaç lira taksit ile, yok efendim 'otuz bin lira peşin, bir zahmet gel de al, bu ev senin!' kampanyaları ile anahtar teslim evleri ile birlikte boynumuza ömür boyu kölelik prangası takacak olan tüm o bankalardan, kuzu görünümlü kurt olan gayrimenkul danışmanları ile uğraşıp, böylesi yüksek faiz oranları ile ev almak pek de cazip değil gelmiyor. Müstakbel astronot matmazelim ile Plüton veya Neptün semalarında, kara deliğe iki dakikalık uçan araba mesafesinde bir koloni kursak yeter. Hiç yoktan oksijen soluyup, dururuz. İddaa ediyorum, bitkiler yanımızda halt etmiş! Benim ile yaşlanan kadın fotosentez yapmaya başlar, bir arada yaşlanıp gideriz. 
Arada bir Mars'a iner su ararız. Plastik atıklar ile yer küreye zarar vermeden, ekolojiyi koruyarak ultra duyarlı bir çift oluruz. Pembe panjurlu ev isteyen yok. Bahçesinde organik çocuklar yetiştirme gibi derdimiz de olmaz. Tatil için Bodrum, Çeşme, Marmaris'e gitmeye gerek kalmaz. Zaten sonbaharda doğmuş, lanet bir soğuk iklim adamıyım. Bundandır da sittin sene gitmem de sıcak yerlere, ama Güneş'in karşısında gönül rahatlığı Science Fiction kitapları okuyup, şu naçiz vücudumuzu eskitmeden, birbirimizi kırıp dökmeden, savaşmadan, savaşmadığımız için de barışmak zorunda kalmadan yaşlanıp gideriz. 
Yoksa biz de biliyoruz gidip piyango bileti almayı, ama umutsuzluğun göstergesi olmuş o piyango bayiilerinde kuyruk beklemek nasıl bir kuyruk acısı? Böyle bir dünya için fazlası ile hayal kurup, düş büyüteceğime; gezegenlerin en şirini Plüton'a gider, soya fasülyesi büyütürüm. 
Tabiî, yine de içimden 'ya büyük ikramiye bana çıkar ise?' diye de geçmiyor değil, ama tam da o anlarda iç sesimi bastırıp, 'lanet olsun, yine ne saçmalıyorsun?' diyorum. Şaka şaka. Zengin olma gibi bir hayalim yok. Başınız dik ölün!
Gerçi nasıl öleceğinize siz karar vermeyeceksiniz. Bu konuda bir anlaşalım. Şansınız var ise eceliniz ile ölürsünüz. Yoksa yanınızda bomba da patlar, bina da çöker, uçak düşer, her şey olur. Burada sayısız ölüm senaryosu var, ama konumuz bu değil. Yine de noktalamadan önce, geride bırakmak üzere olduğumuz şu yılın hepimizin üzerindeki etkisi bir hayli büyük. Acılarımızı çıkarıp, bir kenara koyar isek de, geriye dönüp baktığımızda mutlu olabileceğimiz hiçbir an kalmıyor gibi. 
Ah, nerede ise unutuyordum! Köprü açtık, yol yaptık. Son bir köprü yapın da, uzaya varalım. Sonra zirvede bırakırsınız. Ponçikler sizi! Biz onlara gidemesek de, onlar bize yakın bir gelecekte gelecekler. Yine de ey dünya dışı akıllı varlıklar, lütfen çok geç kalmayın. Nıfıs ılımıyırız! 
Ayrıca astronot tanıdığı olanlar, o iş siz de. Bu yazı boşuna yazılmadı!