TARİHİ YANILGILAR VE YAŞANAN SONUÇLARI
Kemal ABDULLAHOĞLU
Tam dört yıl önce yazmıştım ama yine yazacağım. Ne yazık ki gelişmeler, bugün gelinen noktada beni haklı çıkardı. Keşke çıkarmasaydı da ben özür dilemek zorunda kalsaydım!
K. Irak ‘ta durum umut verici değil!
Kuzey Irak olayından, özellikle Kerkük’ten söz ediyorum. Bundan 4 yıl öncesiydi bugünkü hükümetin ilk iktidar yılıydı ve ABD Irak’a müdahale kararı almıştı.
Ankara Irak’a müdahale için ABD’nin oluşturduğu koalisyon için:
Önce “Koalisyondayız”
Sonra “Türkiye savaşa taraf değildir”
Önce “ABD ile ortak hareket ediyoruz”
Sonra Meclis’te “Teskereye red” kararı…
Önce K.Irak’ta “Kırmızıçizgimiz” var ve
“şunu kabul ederiz bunu kabul etmeyiz” efelenmeleri.
Derken ABD’nin Türkiye’yi ‘’ bypass” ederek İngiltere ile birlikte Irak’a müdahalesi ve Türkiye’nin tek başına “ortada” kalışı…
Adeta salt “izleyici” rolünde.
Hem de neyi?
K.Irak’ta Peşmergelerle birlikte aylarca operasyon yapan ABD ordusunu hem de yanıbaşımızda, kapı komşumuz K.Irak’ta hemen sınır ötesinde…
Film gibi izlemek durumunda kaldığımız işgal ve Saddam’ın sonu!
Tümüyle ABD ve İngiltere kontrolüne geçen Irak, devrilen SADDAM ve trajik son.
Ve artık birçoğunuzun üzerinde bile durmadığı önemli bir gerçek daha:
Tümüyle ABD ve İngiltere’nin kontrolüne geçen Irak Petrolü ve diğer doğal kaynaklar.
Durumu izler konumda ise gelişmelerden en fazla etkilenecek ülke: Türkiye
Oysa dört yıl önce öyle bir fırsat gelmişti ki, ayağımıza kadar!
Belki 50 belki de 100 yılda bir gelebilecek cinsten , ama göz göre göre kaçtı..
Hükümet ABD ile ortak hareket etmede “kararsız” kalmıştı. Üstüne üstlük “teskereye” ret oyu verilmesini de film izler gibi izlemişti.
Türkiye’de bir kısım gruplar da kendilerine göre “savaşa hayır” borazanları ile sözde “barış” istiyorlardı.
Anketler de düzenlenmişti ve halk sözde %95 oranında “Savaşa Hayır” diyordu.
Ustaca hazırlanmış bir tuzak anketti bu, çünkü eğer halka anket “Eğer önlenemeyecekse Türkiye Savaşta ne yapmalıdır?” şekilde sorulmamıştı. Böyle sorulsaydı acaba ne çıkardı anketlerde, bu saptanmalıydı.
Ankara, sonuçta hareketsiz kalmayı tercih edince dört yıl boyunca böylesine yaşamsal bir konuda hiçbir rol üstlenemedi.
Polonya’nın bile oturduğu barış masasında Türkiye yoktu. Yıllar geçti, sonunda Saddam düzmece bir mahkemeyle utanç verici bir biçimde asıldı.
Bu konuda da’’ çıt’’ çıkmamıştı Ankara’da.. İzleme devam ediyordu…
Geçen süreçte 4 yılda 600.000 Iraklı, 3000 ABD askeri öldü.
Ama daha da ilginci Kuzey Irak usul usul ama sistematik bir biçimde bağımsızlığına doğru neredeyse tüm hamle ve hazırlıklarını tamamlıyordu.
ABD bu duruma açık destek vermese de engelleyici de olmadı. Ne de olsa Irak’ı işgal etmesinde en büyük destek ve işbirliğini Peşmergelerden almıştı.
İşte bu gelişmelerle bu günlere gelinmiş oldu..
Şimdi de Kerkük’ün durumu çok vahim hale geliyor. Kerkük’e yerleştirilen 250.000’e yakın yeni Kürt nüfusuyla bölgenin nüfus yapısını değiştirme girişimi ve arkasından sözde “referandum”la Türkmenleri bölgeden silme operasyonları hızla devam ediyor.
Kerkük Türkiye’nin bölgedeki zayıf karnı!
Başbakan bugünlerde ne diyor?
“Oldu bittileri kabul etmeyiz”.
Peki kime karşı?
ABD’ye mi? Orada iyice güçlenen Kürt nufusa ve Peşmergelere mi?
Sormazlar mı şimdi: Daha önceleri nerelerdeydiniz?
Bizce her şey için artık çok geç gibi görünüyor.
Umarım bu defa yanılırım, inanın çok istiyorum…
Şu gerçeği de unutmayalım:
Tarihi yanılgılar tarihi sonuçlar meydana getirir…
Bu hep böyle olmuştur!
Yorumlar