Sevgili dostlarım merhaba!

15 ARALIK 1917 tarihinde MUSTAFA KEMAL, VELİAHT VAHDETTİN’in ll. WİLHELM'in davetlisi olarak gittiği ALMANYA seyahatine "ASKERİ TEMSİLCİ "olarak katılır. Padişah Reşat seyahat edemeyecek kadar yaşlı ve hastadır çünkü.

Mustafa Kemal’de geleceğin padişahı Vahdettin ile yalnız kalmayı istemiştir gerçekleri anlatabilmek için.

MUSTAFA KEMAL'in amacı, Almanya'nın 1. Dünya savaşı sırasında yaptığı hatalar karşısında; Vahdettin'e OSMANLI İMPARATORLUĞUNUN yapabileceklerini anlatmak ve böylece savaştan daha az zararla çıkılmasını temindir.

Wilhelm  ll. :

Galip gelecekleri yalanı ile OSMANLI İMPARATORLUĞUNU kandırmakta ya da kandırmaya çalışmaktadır.

Yaşlı ve hasta Padişah Sultan Reşat Almanya'nın yalanlarını görememektedir.

Osmanlı imparatorluğu 1. Dünya savaşında bir çok çephe de savaşmış;

Almanya ile anlaşma gereği bir çok yerde "kumanda"etme yetki ve görevi Alman komutanlara verilmiştir.

Alman komutanlar "kumanda ederken"

Alman hükümetinin çıkar ve menfaatlerini gözetmişler;

Bir çok askerimizin şehit düşmesine,toprak kaybetmemize sebep olmuşlardır...

"ÇANAKKALE GEÇİLMEZ "DESTANI;

ÇANAKKALE SAVAŞLARINDA "KOMUTA’NIN"

Alman general Liman Von Sanders'ten alınıp;

"MUSTAFA KEMAL'E" verilmesi ile yazılmıştır.

MUSTAFA KEMAL VELİAHT VAHDETTİN ile 15 ARALIK 1917-4 OCAK 1918 tarihleri arasındaki Almanya ziyaretinde; Savaş'ın kaybedileceğini, acil önlemler alınması gerekliliğini anlatmıştır...

.../...

Mustafa Kemal ;

“TEHLİKEYİ -TEHDİDİ ÖNLEYELİM, ZARARI EN AZA İNDİRELİM” amacı ile VAHDETTİN’le Padişah olduktan sonra 3 kez daha görüşmüş;

SEVR BARIŞ ANTLAŞMASINA KARŞI ÇIKILMASI GEREKLİLİĞİ ÜZERİNDE DURMUŞTUR.

LAKİN PADİŞAH VAHDETTİN; MİLLETİNDEN ÖNCE KENDİNİ DÜŞÜNMÜŞTÜR...

...

ATATÜRK 1926 yılında Nutuk’da o günleri kaleme almıştır.

Önce Veliaht Vahdettin ile geçen günlerini anlatır:

“Düşündüm ki bu zat akıllı olmalıdır. Ben kendisine bütün durum ve gerekenleri anlatabilirim; hatta kendisince yapılabilecek bazı hususlar üzerinde kendisini faaliyete geçirebilirim ümidine kapıldım…

Seyahat günleri birbirini takip ediyor, her gün biz kısa ve uzun bir mülakat yapıyorduk. Bende hasıl olan kanaat şu idi ki bu adamla kendisini aydınlatmak ve kendisine yakından ve samimi yardım etmek şartıyla, bazı işler yapmak mümkündür.”

Daha sonra Padişah olduktan sonraki görüşmelerinin sonuçlarını anlatır ATATÜRK Nutuk’da.Ve şöyle sona erdirir Nutuk’daki anlatımını Vahdettin hakkında:

“ Vahdettin karşısında vicdani vazifem nihayet bulmuştu. Ayağa kalktım. İzin istedim. Hacı zannettiğimiz zatın zir-i beğalde haçı çıkmıştı.(Hacı sandığımız kişinin koltuk altında haçı çıkmıştı).”

...

Ne doğru cümle.Günümüzde de 

“HACI ZANNETTİĞİMİZ BİR ÇOK ZATIN KOLTUKLARININ ALTINDA HAÇLARI OLDUĞUNU FARKEDİYORUZ.”

...

Tarih ibretliktir...

Akıllılar için tecrübe,

Değerlendiremeyenler için tekerrürdür...