Bedendir bir diyardan bir başka diyara göç eden yada sürgün edilen.. Yurdundan evinden zorla bir başka diyara gönderilenler sürgün sayar kendini!!..
Sığmazlık yada sığdırmazlık!!.. Nasıl bir duygudur sadece yaşayanlar bilir!!..
Yorgo Sefeis ( Giorgos Seferis ) ve Necati Cumali  en büyük örnekleridir!!..
Giorgos Seferis (Asıl adıyla Georgios St. Seferiadis) 13 Mart 1900'de İzmir Urla'da bir profesörün oğlu olarak doğdu.
Hukuk tarihi üzerine Atina'da ve Paris'de öğrenim gördü ve 1926 yılında diplomat olarak görev aldı.
1931'de Londra'da muavin konsolos olarak görev yaptı. İkinci Dünya savaşı'ndan sonra Damaskinos Başpiskoposluğu'nun siyasi büro başkanlığına getirildi. 1957-1962 yılları arasında Yunan elçisi olarak Londra'da bulundu.
1963 yılında Nobel Edebiyat Ödülü aldı.
Giorgos Seferis 20 Eylül 1971'de Atina'da öldü.
Yorgo Seferis,Urla iskelesinde, denize yakın sokaklardan birinde büyümüştü. Zamanının çoğunu iskelede, ağ ayıklayan balıkçıların arasında geçirir, onların ezbere okudukları destanları dinleyerek geçiren Seferis, şiirlerinde de belli olduğu gibi, şairliğinin ilk tohumlarını Urla’da yeşertmişti.
Seferis’in ailesi, Birinci Dünya Savaşı’nın çıkması üzerine Atina’ya göç etmiş. Urla’nın çocuğu Yorgo Seferis, 1963’te yalnız Yunan şiirine değil, Avrupa şiirine de yepyeni bir soluk getirdiği gerekçesiyle Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanmıştı.
Ne demişti Osman Türkay’ın çevirdiği “Mistik Öykü”de:
"Hatırla seni öldüren hamamı" Aeschylus.
Ellerimde şu mermer kafa uyanıverdim
Dirseklerim kopuyor, gücüm tükendi
Nereye yapsam, nereye yakıştırsam onu bilmiyorum.
Bir düş içinde yükselirken ben
Bir düş içine düşüyordu o
Hayatımız birleşti, ayrılmak güç.
Gözlerine bakıyorum: Ne açık, ne de yumuk
Konuşmakta direnen o ağıza konuşmaktayım
Cildin ötesine geçen yanakları tutuyorum
Ama daha fazla takat kalmadı bende oy.
Ellerim yitmede ve geri gelmede bana
Her seferinde birazı kopuk.
Necati Cumalı, Seferis’in tersine bir göç yaşamıştır. Her şeyin başında, her şeyden önce
Hürriyet!!.. Evet böyle diyordu Necati Cumali…..
1921’de Yunanistan’ın Florina Kasabası’nda doğan şair, Kurtuluş Savaşı’ndan sonra ailesiyle birlikte Urla’ya gelmiş. Burada büyüyen, okuyan ve çalışan Cumalı, en güzel şiirlerinde ve romanlarında, Ege yöresi kasabalarını ve insanlarını anlatmıştır.
Bir köşesinde yüreğimin
Gider gelir Urla’nın
Kimin bu kıyıdaki ayak izleri
Bu kum zambakları kimin
Bir köşesi çayır, çimen
Yüzüne baksam esintilenir,
Analı, babalı bir evin
Uzanmış penceresinden
O kırlar, o kıyılarda ben,
Tohumlar, soğanlar ektim.
Şimdi sevgiyim büyüyen
Barış isteği, mutluluk isteğiyim.