İşte, bu ve benzeri saplantılar sporcunun yarışma ortamı içinde saldırgan bir davranış sergilemesine yol açabilir. Bu davranış şekli de onun performansını tam olarak sergileyememesine ve yaralanma riski doğurabilecek hareketleri yapmasına neden olabilir.

Ayrıca hakemlerin oyun kurallarını yeteri oranda uygulamaması da beraberinde, doğal olarak oyunun sertleşmesini, sergilenen performansın düşmesini ve yaralanma riskini artmasını getirir.

5.Medya faktörü

Sporcu genç yaşta medyada yer almaya başladıktan sonra kimilerinin kişiliğinde bazı değişiklikler oluşur. Gündemde olduğu ve önemli olduğunu hissetmeye başlar. Burada sporcunun önceki kişiliğinin sağlıklılığı veya sağlıksızlığı onun medyada yer alış ile ilgili olarak kişiliğindeki değişikliklerin, sağlıklı veya sağlıksız oluşu ile doğru orantılıdır.

Sağlıksız kişilikler veya tam olgunlaşmamış kişilikler (genelde bilindiği gibi sporcular başarı ve parayı genç yaşta yakalamaktadır) gerek takım içinde, gerekse teknik kadro ve yöneticilere karşı davranışlarda bazı olumsuz değişikliklere yol açabilir. Ayrıca basında yer alan haberlerin olumlu veya olumsuz oluşuna bağlı olarak da sporcu kendisini zaman zaman kanıtlama gereksinimi duyabilir.

İşte, böyle ortamlarda sporcu gerek yaralan-ma riski doğurabilecek hareketler yapabilmekte, gerekse takımın ve kendisinin performansını düşürebilecek anlamsız hareketler yapabilmektedir

(Zamansız top kullanımı, zamansız ve yanlış yönlere paslar, rakibe karşı sert girme vb.)

6.Para faktörü

Sporcular, sporu meslek olarak seçtiklerinde yaptıkları spor dalına ve başarı oranlarına göre para kazanmaya başlarlar. Özellikle bazı spor dallarında kazanılan bu para yüzbinlerce dolara ifade edilecek rakamlara ulaşmaktadır.

İşte, çok genç yaşta büyük rakamlar kazanmaya başlayan sporcuda yine kişiliğine bağlı bazı değişik davranış şekilleri gelişebilmektedir. İşte, bu davranış değişiklikleri sporcunun antrenman veya yarışma içinde hem yeterli performansı sergilemesini engeller, hem de kendisi, arkadaşları ve de rakipleri için risk yaratıcı bazı davranışları yapmasına yol açabilir.

Ayrıca, sporcuların birbirlerinin ve rakip takım oyuncularının aldıkları paraları öğrenmesi de onların kişiliklerine göre onları etkileyen bir faktördür.

Başlangıçtan itibaren sporcularda dışsal motivasyon değil, içsel motivasyonun etkili olması konusunda gerek antrenörlerin, gerekse ailelerin sporculara yardımcı olması gerekir. İç başarıyı önemseyen sporcularda, dış başarı unsuru olan para bir risk faktörü olmaktan çıkacaktır.

7.Eğitim ve kültür faktörü

Sporcu bir makine değildir. O bir insandır. Doğal olarak o sosyolojik, psikolojik ve fizyolojik sacayağı üzerine kurulu bir yapıya sahiptir. Bu yapının oluşumunda önemli etkenlerden biri de onun aldığı eğitim ve kültürdür. Sporcunun eğitim ve kültür düzeyi, onun yaptığı işi kavrama oranını, kendisinin yaptığı işten beklentilerinin ne olacağını; kendinden ailesi, çevresi ve takımının neler beklediğinin farkına varma oranını etkiler. Bu da doğal olarak onun ortaya koyacağı performansı ve bu performansı ortaya koyarken aldığı riskleri minimalize veya maksimalize eder.

Sporcunun performansını etkileyebilecek diğer bir problem de zaman planlamasındaki hatalar nedeniyle birtakım eğitim, öğretim sorunları yaşamasıdır. Bir yandan sporcun içinde kalma isteği ve buna bağlı olarak yoğun antrenmanlar, deplasman yarışmaları, diğer yandan sporculuk yaşamı sona erdiğinde eğitimsiz bir kişi durumunda kalmama kaygısıyla okul yaşamını devam ettirme çabası, sporcunun hem sporda, hem de eğitiminde istenen performansa ulaşmasını riske sokmaktadır. Bu durumda sporcunun öncelikle zamanı etkili kullanma konusunda bilgilendirilmesi ve her ikisini de iyi bir planlamayla başarabileceğine inanması gerekir.

Ayrıca, değişik eğitim ve kültür düzeyindeki sporculardan oluşan bir takımda ortaya çıkabilecek iletişim sorunları ve beklenti farklılıkları da takımın başarısı için bir risk faktörü oluşturur.

8.Dil faktörü

Dil faktörü özellikle yabancı antrenör veya yabancı sporcuların bulunduğu durumlarda söz konusudur. Yabancı antrenörün tercüme sorunu tam anlamı ile çözümlenmemiş ise sahada yaptırmak istediklerinin, yapılmasından doğan gerginlik, doğal olarak takımın ve sporcuların performansına yansıyacaktır. Aynı sorun sporcuların çalıştırıcılarına anlatmak istediklerini yeterli oranda tercüme edilememesi durumunda da ortaya çıkar.

Tüm bunları dışında takım oyunlarında yabancı oyuncular ile diğer oyuncular arasındaki iletişimin eksikliği de olumsuz bir faktördür.

Ayrıca bu dil sorunu yabancı oyuncuların, vücutlarından hissettikleri şikâyetleri aktarmaya çalıştıkları masör ve doktorlarda da söz konusu olmaktadır. Sporcunun şikâyetini tam anlamı ile aktarmaması onun sergileyeceği performansını olumsuz yönde etkilemekte ve yaralanma riskini yükseltmektedir.=

(Devam edecek)