10 . Alt esktremitenin eşitsizliği

İki bacak uzunluğu arasında 20 mmden daha fazla bir fark olması önemli bir biyomekanik bozukluğu beraberinde getirir. Bu farklılık tüm alt esktremitede bir risk doğurur. Kalça rotatör ve addüktör kaslarının fonsksiyon görmesi güçleşir. Bu da beraberinde gerek performans düşüklüğünü, gerekse yaralnama riskini getirir.

11 . Aşırı kullanma (Overuse)

Spor yaralanmalarına yol açıcı önemli etkenlerden biri de aşırı kullanımdır (overuse). Aşırı kullanmaya bağlı yaralanmalar, giderek artan bir yaralanmaya yol açar. Başlangıçta belli belirsiz bir ağrı ile yola çıkan olay, ardından artan ağrı ve fonksiyon kaybı şekliyle ortaya çıkar.

Aşırı kullanım (overuse) yaralanmaları kas-tendonda tenisci dirseği (tenniselbow); tendonda, aşil tendiniti (achilles tendonitis); bursada omuz bursidi (shoulder bursitis) ve kemikte de stres kırıkları (stress fracture) şeklinde ortaya çıkabilir. Bu hem sergilenecek performansı düşürücü, hem de yaralanma riskini yükseltici bir durumdur.

12 . Az kullanma

Spor yaralanmalarına yol açıcı ve performansı düşürücü etkenlerden biri de az kullanımdır. Yapılan spor dalında vücudun bazı bölümlerinin veya taraflarının (sol el/sol ayak) az kullanılması, sporcuların ve bazı çalıştırıcıların o bölgeleri veya tarafları yeterli oranda hazırlanmamasını getirir. Örneğin futbolda vücudun üst tarafı, göğüs, kafa gibi bölgeler, sağ ayağını kullanılan bir futbolcu için sol ayağı. Sağ elini kullanan bir basketbolcu, voleybolcu veya hentbolcu için sol eli, zayıf bölgeleri ve taraflarıdır.

Yarışma veya antrenman sırasında bu az kullanılan bölge veya taraf yarışma veya antrenman sırasında kullanılma zorunda kalırsa, yeterli hazırlığı olmadığından hem sporcunun performansını düşürür, hem de yaralanma riski doğurur.

13 . Fiziksel kusur

Sporcunun fiziksel yapısındaki bazı kusurlar onun çeşitli riskler altında olmasını getirir. Postüründeki  bozukluklar, kas yapısındaki ve kemik yapısındaki bazı olumsuzluklar onun performansını etkiliye- bileceği gibi, yaralanma riskini de arttırır.

E. PSİKOLOJİK FAKTÖRLER
Günümüzde genel olarak bireyin sağlıklı ve verimli olmasını etkileyen nedenler arasında psikolojik faktörlerin giderek önem kazandığı görülmektedir. Ruhsal ve fiziksel işlevler ile performans kapasitesi arasındaki yakın ilişki göz önüne alınmadan yapılan antrenmanlar ve yarışmalar, sporda performansı sınırlayan ve yaralanmalara yol açan nedenlerin bışında gelmektedir.

Performansı etkileyen faktör, genellikle sporcunun kişiliği ve motivasyonundan kaynaklanır. Bu nedenle, sporcu adayının önce seçiminde ve daha sonra yapılan antrenmanlar esnasında, performansını etkileyen faktörlerin saptanması ve giderilmesine özen gösterilir. Spor yaralanmalarının oluşum nedenlerinden biri de psikoloik nedenlerdir. Bu durumun bilinmesi ve ortadan kaldırılması spor yaralanmalarındaki bir oluşum nedenini ortadan kaldıra- bilir. Ayrıca bilindiği gibi kaygı, depresyon, nevrotik vb. durumlarda sporcuların başarıları olumsuz yönde etkilenir.

Sporcunun zaman zaman ortaya koyduğu kontrolsüz, saldırgan ve riskli davranışlarının nedenlerini iç şartlara (psikofizik) bağlamak gerekir. Spor yaralanmalarının meydana gelme olasılığını artıran ve sporcunun performansını olumsuz yönde etkileyen kişilikle ilgili psikolojik durumlar; duygusal nedenler, zihinsel nedenler ve sensomotrik (duyu-hareket) nedenler olarak üç ana başlık altında ele alınabilir.

1 . Kişilik
Farklı kişilik özelliklerine sahip sporcularla antrenman yapmak ve yarışmalarda başarıyı yakalamak antrenörleri oldukça zorlayan bir konudur.

Kişilik bir insanı başkalarından ayıran bedensel, zihinsel ve ruhsal özelliklerin bütünü olarak değerlendirilmektedir. Bir başka deyişle kişilik kavramından, bir insanı nesnel (objektif) ve öznel (subjektif) yanlarıyla diğerlerinden farklı kılan duygu, düşünce, tutum ve davranış özelliklerinin tümü anlaşılır. Kişilik çok yönlü ve karmaşıktır. İrade, zeka, duygu, heyecan, mizaç, biyolojik yapı, soya çekim, çevre etkileri, sosyoekonomik etkenler gibi pek çok özellik kişiliğin içinde yer alır. Bireyin kişiliğini sadece sahip olduğu bu özellikler değil, aynı zamanda bu özelliklerin bireyin içinde yaşadığı ortamda bıraktığı izlenimler belirler. Bunun en belirgin kanıtı, aynı bireyin, çeşitli toplumlarda, aynı toplumun çeşitli kesimlerinde ve aynı kesimin çeşitli bireylerinde birbirlerinden farklı, hatta çelişkili şekilde algılanması, yargılanması ve değerlendirilmesidir.

Sporcuların kişilik özelliklerine bağlı olarak spora yönelme sebepleri, sporda beklentileri, antrenman yüklenmelerinde gösterdikleri sabır ve gayret ile yarışmalardaki zor koşullarda etkilenme şekil ve düzeyleri farklıdır. Eğer antrenör sporcuların kişilik özelliklerinin ve bu özelliklerini performansla ilişkisinin farkında ise kişiliğin performansı engelleyici bir faktör olması riskini azaltabilir.

Spor dünyası sürekli “en yüksek performans” kavramı üzerine kurulu olduğun için, sporcu kişiliğinin “ruhsal ve fiziksel bütün güçlerini kullanarak en yüksek performansa ulaşmaya hazır ve buna ulaşmak için gerekli fedakarlığı yapmaya uygun” bir kişilik olması gerekir. Pek çok yetenekli sporcu duygusal açıdan, spordaki psikolojik zorlanmalara direnç gösteremedikleri için beklenen performansa ulaşamamakatdır. Yetenek seçiminden başlayarak, sporcunun kişilik özelliğine uygun spor dallarına yöneltilmesi ya da performans sporuna uygun olap, olmadığının tespit edilmesi gerekir.

(Devam edecek)