Urartuların başkenti olan Van’da yok olmaya yüz tutmuş ve dünyanın hiçbir yerinde yapılmayan bir sanat icra ediliyor. Geçmişi Urartu Medeniyetine kadar uzanan Van’ın geleneksel sanatlarından savatlı gümüş işlemeciliği bir dönem yüzlerce ustanın bulunduğu Van’da günümüzde Erdal Binici’nin atölyesinde yaşatılıyor. Savatı el işi olarak gümüşe işleyen tek atölye olduklarını işaret eden Erdal Binici ile bu sanat üzerine konuştuk. Erdal Bey Urarturlara ait olan 3 farlı çalışmayı günümüze taşıyor. Savat, Granüre ve Halk Sanatı. 

-Erdal Bey savat işçiliği nedir, günümüze nasıl taşıyorsunuz?

‘Savat gümüşün üzerindeki siyah süslemeye verilen addır.  3 metal ve 1 ametalden oluşan alaşımdır. Savat gümüş, bakır, kurşun ve kükürtten elde edilir. Ancak içindeki oranlar bir sırdır, kesinlikle kimseye söylenmez. Nedenine gelince hiçbir usta oranı aktarmak istemez. Gümüş üzerine çentikler atılarak motif yapılır. Daha sonra maşayla tutulan savat 450 derece sıcaklıkta komple eritilerek gümüş üzerindeki motiflere yerleştirilir, fazlası zımpara ile alınır. Kazıdığımız gözlerin içinde savat kalır. Daha sonra cila yapılır ve savat işçiliği net bir şekilde ortaya çıkar. 

3000 yıldan beri Van bölgesinde yapılan en önemli işçiliklerden biridir. Daha önce büyüklerimizden görmüşsünüzdür. Eski insanlarda mutlaka savattan bilezik, kemer ya da tabaka vardı. Olmazsa olmazlardan biriydi. Savat o kadar kıymetliydi ki Cumhuriyet altınından bile ön planda tutulurdu. Çin’e buradan bazı parçalar dahi gitmiştir. Biz bu sanatı Urartu idolleriyle biraraya getiren dünyada tek işletmeyiz. Urartu idollerini bugüne kadar kimse savatla birleştirmedi. Biz birleştirerek çok farkli objeler ortaya çıkarıyoruz. Kibele, hayat ağacı, kadın güneş, kadın ay gibi. Bütün idolleri birebir çalışıyoruz. Savatın herşeyini yapıyoruz. Vazosunu, tabakasını, kemerini, yüzüğünü, küpesini  üretiyoruz. Bu birinci çalışmamız. 

-İkici ve üçüncü çalışmalarınız neler Erdal Bey?

İkinci çalışmamız ise granüredir.  Urartularda krallık kraliçelik yoktu, 83 tanrı vardı. 16 tanesi gerçek tanrı, diğerleriyse yöresel tanrılardı. Granüre dediğimiz işçiliği odun kömürü üzerinde elde ediyoruz. 3500 yıl önce Urartular 1100-1200 derece sıcaklıkta gümüş parçaları odun kömürü üzerinde eriterek topçuklar oluşturmuşlar. Topçuğun özelliği yusyuvarlak olması. Gümüş toplarını idollerin üzerine tek tek kaynak ederek  granüre sanatını yapıyoruz. En zor işçiliktir. Urartularda sadece tanrı ve tanrıçada kullanılırdı. 

Üçüncü çalışma ise Halk Sanatıdır. O dönem bu sanatı halk kullanmıştır. Kadın ve güneş, nazarlık, kadın ve ay, kadında koruma idollerinde kullanılmıştır. Bizden alınan her ürün ömür boyu gümüş garantilidir. ‘

-Bu sanatı yaşatıyor olmanızdan dolayı sizi kutlar, bizimle  paylaştığınız için teşekkür ederiz.


DENİZ VARDARYILDIZI  ZEYTİN AĞAÇLARINA DUYARLILIK OLUŞTURMAK İÇİN ŞARKI BESTELEDİ

Müzisyen Deniz Vardaryıldızı, zeytin ağaçları ile ilgili duyarlılık oluşturmak için ‘Bir Deli Zeytin Ağacı’ adlı şarkıyı besteledi. 

‘BİR DELİ ZEYTİN AĞACI’ 

Sözü ve müziği kendisine ait olan şarkı geçtiğimiz günlerde müzikseverlerle buluştu.

Deniz Vardaryıldızı şarkı sözlerindeki kendine özgü anlatımı, melodik besteleri, sempatik ve sıcak tavırlarıyla müzik dünyasının ilgi çekici isimlerinden.


VENEDİK BİENALİ TÜRKİYE PAVYONU BU YIL SANATÇI FÜSUN ONUR’U AĞIRLIYOR

İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV) koordinasyonunu üstlendiği Venedik Bienali Türkiye Pavyonu, güncel ve kavramsal sanatın öncülerinden Füsun Onur’un “Evvel zaman içinde…” başlıklı yeni sergisine yer veriyor. Küratörlüğünü Bige Örer’in üstlendiği sergi 23 Nisan’da Arsenale’de kapılarını açıyor.

Dünyanın en önemli sanat etkinliklerinden Venedik Bienali’nin 59. Uluslararası Sanat Sergisi, 23 Nisan–27 Kasım 2022 tarihleri arasında düzenlenecek. Sanatçı Füsun Onur’un bienal için hazırladığı yerleştirmesi “Evvel zaman içinde…”, Arsenale'deki Türkiye Pavyonu’nda sergilenecek. Serginin küratörlüğünü İstanbul Bienali ve İKSV Güncel Sanat Projeleri Direktörü Bige Örer üstleniyor. Türkiye Pavyonu, İKSV koordinasyonunda, TC Dışişleri Bakanlığı himayesinde ve TC Kültür ve Turizm Bakanlığı katkılarıyla gerçekleştiriliyor.

Minyatür bir masal dünyası

Füsun Onur Türkiye Pavyonu için ürettiği yeni sergisinde insanların yol açtığı ve gezegenin geleceğini tehdit eden insan odaklı yönetim anlayışına karşı birleşerek mücadele eden bir grup fareyle kedinin öyküsünü anlatıyor. Onur’un metal telleri eğip bükerek yaptığı figürleri birlikte çözüm yolları arıyor, dans ediyor, müzik yapıyor, seyahat ediyor, âşık oluyor. Bazıları boşlukta asılı kalırken, diğerleri pinpon topundan kafaları ve krapon kâğıdından renkli kıyafetleriyle bir oyunun sahnelerini canlandırıyor.

Onur’un iki yıl boyunca minimalist bir yaklaşımla, bir müzik parçası besteler gibi adım adım işlediği figürlerinin bir araya gelmesiyle ortaya çıkan yapıt, kendisine özgü, minyatür bir masal dünyasının kapılarını aralıyor. Kabul edilen doğruların sorgulandığı ve gerçeklerin altüst olduğu bu dönemde Onur, bir kez daha beklentileri bir kenara bırakıp yeni eserinde hayatın kendisine, etrafındaki nesnelere bakarak onlardan yeni bir sanat dili yaratıyor; insan olmayanların yaşantısından öğrenmek, yaşamı olduğu gibi kabul etmek, sevmek ve birlikte yaşamak üzerine bir başyapıt sunuyor. Serginin tasarımını Yelta Köm üstleniyor, aydınlatma tasarımı Erinç Tepetaş'ın danışmanlığında yürütülüyor. 


RÜYA ERSAVCI’DAN YENİ ŞARKI  ‘KİM TUTAR BENİ’

90’lar Türk popunun yıldızlarından Rüya Ersavcı ‘kadınların güçlü olduğu ve kimseye boyun eğmemesi gerektiği’ mesajlarını içeren şarkılarına bir yenisini daha ekledi.

Sözü ve müziği Rüya Ersavcı’ya, düzenlemesi Bertan Coşar ve Alkan Noyan’a, mix ve mastering’i Altay Ekren’e ait olan şarkı ‘Kim Tutar Beni’ Netd Müzik etiketiyle tüm digital platformlarda yayınlandı. Flamingoların yer aldığı muhteşem bir doğada klibi çekilen şarkı yayına girdiği andan itibaren müzikseverlerin beğenisiyle karşılandı.

Flamingoköy’de çekilen klibin yönetmen koltuğunda Erbay Aras oturuken, sanat yönetmenliğini Seval Demir üstlendi.


ANJELİKA AKBAR ÖNCE KİTABINI İMZALADI SONRA   ‘DÜNYA KADINLAR GÜNÜ’ KONSERİ VERDİ 

D&R’ın imza günü etkinlikleri kapsamında Anjelika Akbar Bursalı okurlarıyla geçtiğimiz günlerde buluştu. ‘Her İnsan Bir Bestedir’ kitabını imzalayan piyanist Anjelika Akbar daha sonra ‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ etkinlikleri kapsamında Bursa Fetih Müzesi’nde bir konser verdi.

Osmangazi Belediyesi’nin Panorama 1326 Fetih Müzesi’nde düzenlediği etkinlikte sahneye çıkan Akbar her yıl kutlanan Kadınlar Günü’nün aynı zamanda bahar ve zerafet günü olduğunu söyledi. Konserine başlamadan önce kısa bir konuşma yapan sanatçı Rusya-Ukrayna savaşının son bulmasını diledi. 


SENA ŞENER’DEN MERAKLA BEKLENEN YENİ SİNGLE ‘PORSELEN KALBİM’

Daha ilk çalışmalarıyla ses getiren, yeni projeleriyle de her daim gündemde kalan Sena Şener’in en yeni teklisi “Porselen Kalbim” Pasaj Müzik etiketiyle tüm dijital platformlarda yayımlandı.

Önceki işlerinde olduğu gibi “Porselen Kalbim” şarkısının sözü ve müziği Sena Şener’e ait. Prodüktörlüğünü Efe Demiral ile ortaklaşa yapan Sena Şener düzenlemesinde de Deniz Yıldız ile iş birliği yaptı. Mİx ve editlerini Mahmut Albulak’ın yaptığı şarkının mastering’i John Davis tarafından yapıldı.


GÖKÇE’DEN YENİ ALBÜM MÜJDESİ ‘FELEK’

Gökçe, Pandemi döneminde kısa aralıklarla yayımladığı ‘Aksiyondayım’, ‘Eyvallah’, ‘Kader Utansın’, ‘Hoş Geldin Canım’ sonrası 4 şarkılık ‘Felek’ isimli Ep’siyle hayranlarına sürpriz yapıyor.

Pasaj Müzik etiketiyle yayımlanan albümle aynı adı taşıyan Felek şarkısı videosu ile aynı anda tüm dijital platformlarda müzikseverlerle buluştu. 

Sözlerini Esin Orhan ile yazan Gökçe, Ep’de yer alan tüm şarkıları kendi yazdı. ‘Yaşamak Neye Yarar’ şarkısında Sattas grubunun solisti Orçun Leo Sünear ile düet yapan Gökçe, Poyraz Kılıç ve Alen Konakoğlu ile de düzenlemeler için iş birliği yapmış.

Eğlenceli şarkılarına bir yenisini daha ekleyen Gökçe ‘Felek’te; İmkansız aşklar, kaçan otobüsler, zengin olma hayalleri kuranlar, o hayallerden sevgilisini vazgeçirtmeye çalışanların hepsi bu Ep.'de’ diyerek seri üretimlerine hız kesmeden devam ediyor.