Haber: Damla Oya Erman

Nature Food dergisinde yayımlanan bir çalışma, bu önemli değişikliğin orta yaşlardaki bireylerin yaşam beklentisine olumlu bir etkisi olabileceğini ortaya koydu.

Yapılan çalışma, 467,354 katılımcının verilerini içeren İngiltere Biobank'tan elde edilen genetik ve sağlık bilgilerini kullanarak bir model oluşturdu. Model, sağlıklı bir diyetle değiştirilen sağlıksız bir diyetin, özellikle 40'lı yaşlardaki bireyler için yaklaşık 10 yıl ek bir yaşam süresi sağlayabileceğini gösterdi. Bu değişiklik, kadınlar için 10.8 yıl, erkekler için ise 10.4 yıl olarak belirlendi.

Ortalama bir diyetten, belirgin şekilde sağlıksız bir diyete geçmek yerine uzun ömürlü bir diyete geçiş, kadınlar için 3.1 yıl, erkekler için ise 3.4 yıl yaşam beklentisi kazancıyla ilişkilendirildi. Aynı beslenme değişikliklerini 70'li yaşlarında yapanlar için ise yaşam beklentisinde beş yıl civarında bir artış görüldü.

Araştırmacılar, daha sağlıklı bir diyetin yapılmasına yönelik değişiklik ne kadar büyükse, beklenen yaşam süresindeki artışın da o kadar büyük olduğunu belirtti. Bu değişiklikler arasında tam tahıllar, fındık ve meyvelerin tüketilmesinin en büyük etkiyi yarattığı görüldü.

Norveç'teki Bergen Üniversitesi ve İskoçya'daki Glasgow Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, çalışmanın sonuçlarında, tam tahıllar, fındık ve meyvelerin yaşam beklentisine en fazla olumlu etkiyi yarattığını tespit ettiler. Ölümle en yakından ilişkilendirilen besinler arasında ise şekerli içecekler ve işlenmiş et bulunmaktadır.

Araştırmacılar, uzun ömürlü bir diyetin yüksek süt ve süt ürünleri, sebzeler, fındık ve baklagiller alımını içerdiğini ve aynı zamanda orta düzeyde tam tahıl, meyve, balık ve beyaz et içerdiğini belirtti. Bunun yanı sıra, düşük yumurta, kırmızı et ve şekerli içecek alımını içeriyor ve rafine edilmiş tahıl ile işlenmiş etin düşük alımını içeriyordu.

Tedavi edilmeyen kasık fıtığını bekleyen büyük tehlike Tedavi edilmeyen kasık fıtığını bekleyen büyük tehlike

Çalışmanın yazarları, araştırmalarının sağlıklı bir diyet ile uzun bir yaşam beklentisi arasında neden-sonuç ilişkisi değil, korelasyon gösterdiğini kabul etti. Ancak, sonuçların sigara içme ve sosyoekonomik durum gibi faktörlerden etkilenmemesi için modeli ayarladıklarını belirttiler.

Ayrıca, çalışma sırasında beslenme düzenlerinin zaman içinde nasıl değişebileceğini düşünmediklerini ifade ettiler. Bir başka kısıtlama ise İngiltere Biobank'ın katılımcılarının pirinç tüketimini ölçmemesi olarak belirtildi.

Çalışmaya dahil olmayan Reading Üniversitesi'nden beslenme bilimci Profesör Gunter Kunhle, "Bulgular, bireylerde daha uzun, daha sağlıklı yaşamlara yol açan diyet türleri hakkındaki bilinen kanıtlarla uyumludur. Bu makale, yaşamın her aşamasında sağlıklı, dengeli bir diyeti teşvik etmenin hepimiz için iyi olduğu konusunda ek kanıt sunuyor" dedi.