İSTANBUL - Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’ne göre ‘yaşlılık döneminde düşme ve kazalar’ yaşlılık döneminin 4 büyük sorunundan birisi olarak gösteriliyor. İstanbul Gelişim Üniversitesi Gerontoloji Bölümü’nden Öğr. Gör. Gerontolog F. Sıla Ayan da yaşlılık dönemindeki kazalara dikkat çekti. Ayan, “Yaşlılar arasında düşme, kaza ölümlerinin başta gelen nedenidir. Ölümcül olmayan yaralanmaların ve travma nedeni ile hastaneye yatışların en sık nedeni olarak karşımıza çıkmaktadır” dedi ve ekledi: “65 yaş ve üzeri nüfusta toplum içinde yaşayan, genel olarak sağlıklı olan kişilerin yaklaşık yüzde 35-40’ ı yılda bir kez düşer. İleri yaşlılarda (80 yaş ve üzeri) bu oran yüzde 50’ye tırmanır. Bunların yarısı tekrarlayan düşmelerdir. Hastanede yatanlarda ve bakım evlerinde kalanlarda oran 3 kat daha fazladır. Önlenebilir ve yönetilebilir bir problemin bu kadar üzücü sonuçlara yol açması hem akademik çalışmalar hem de pratik hizmetler açısından bir odak noktası olmalıdır.”

“DÜŞEN YAŞLILARIN YÜZDE 30’U AĞIR YARALANMALARA MARUZ KALIYOR”

Gerontolog F. Sıla Ayan şunları söyledi: “Düşen kişilerin yüzde 20-30’u eziklerden kalça kırıkları ya da kafa travmalarına kadar orta-ağır yaralanmaya maruz kalırlar. Bu yaralanmalar bağımsız yaşamı sınırlar, erken ölüm olasılığını arttırır. 65 yaş ve üzeri yaşlı erişkinler arasında kalça kırıklarının yüzde 90’dan fazlası düşmeye bağlıdır.”

Düşme sonucu yaralanmaların sağlık sorunlarına, yaşam kalitesinde azalmaya ve erken ölüme neden olduğunu vurgulayan Ayan, kalça kırığı olan yaklaşık 5 yaşlı hastadan birinin yaralanmadan sonraki bir yıl içinde vefat ettiğini belirtti.

“KALÇA KIRIĞI OLAN ÇOĞU HASTA YAKLAŞIK BİR HAFTA İÇİNDE HASTANEYE YA DA BAKIM EVLERİNE YATIRILMAKTADIR”

Acil servise gelen 10 yaşlıdan birinin düşmeye ilişkin yaralanma nedeni ile başvuruda bulunduğuna dikkat çeken Ayan, “Düşmeye bağlı en sık yaralanmalar da kırıklar (yüzde 41), açık yaralar (yüzde 21), burkulmalar (yüzde 10), iç organ yaralanmaları (yüzde 5), çıkıklar (yüzde 1.5) olarak sıralanmaktadır. İç organ yaralanması olan yaşlıların yüzde 33’ü ve kırıkları olan hastaların yüzde 41’i de uzun süreli bakım gerektirmektedir. Bakım evlerinde kalmayı tercih eden yaşlıların önemli bir kısmında düşme sonrası gelişen komplikasyonlar nedeniyle bakıma muhtaçlık durumu ortaya çıkmaktadır” diye konuştu.

“YARDIM GELMEZSE?”

İstanbul Gelişim Üniversitesi Gerontoloji Bölümü’nden Öğr. Gör. Gerontolog F. Sıla Ayan, “Bir yaralanmaya neden olmayan düşmeler, kişi düştüğü yerden kalkamaz ve yardım çağıramazsa ölüme neden olabilir. On iki saatten daha fazla yerde yatmak bası yaraları, dehidratasyon, hipotermi, pnömoni ve ölüme yol açabilir. Düşen kişilerin hemen hemen yüzde 50’si en az bir düşmede yerden kalkabilmek için yardıma gereksinim duyar. Yapılan birçok görüşmede özellikle yalnız yaşayan birçok yaşlının en büyük korkusunun düşme sonrası yardım çağıramamak ve yalnız başına vefat etmek olduğu belirtilmiştir” şeklinde konuştu.

DÜŞME SONRASI ANKSİYETE AŞILMASI GEREKEN ÖNEMLİ BİR RİSK

Gerontolojinin en önemli ilkelerinden birinin her zaman gelişime açık olmak, soğukkanlılıkla değişim ve kayıpları sevk ve idare edebilmek olduğunu dile getiren Ayan, “Gerontologların asli sorumluluklarından birisinin hastalara bu konuda danışmanlık ve destek vermek olduğunu kaydetti. Düşmelerin ciddi bir yaralanma ile sonuçlanmadığında dahi yaşlılarda düşme korkusu ve düşme sonrası gelişen anksiyete (düşme sonrası anksiyete sendromu) yaratabildiğini hatırlatan Ayan, “Bu durum yaşlıda kendine güven duygusunun azalmasına ve günlük yaşam etkinliklerini kısıtlamasına, daha hareketsiz bir yaşam sürdürmesine neden olabilmektedir. Bu zincirleme reaksiyon ise yaşlının giderek hayattan geri çekilmesine ve izole olmasına yol açabilmektedir.” dedi.

NE YAPABİLİRİZ?

Düşmeyi önlemenin sonuçlarını yönetmekten çok daha kolay, az maliyetli ve verimli olduğunu belirten Ayan, yaşlının durumunu saptayan kapsamlı geriatrik ve gerontolojik değerlendirmeye ve bu değerlendirme sonucunda yaşlılara uygun ev içi düzenlemelere, düzenli egzersiz ile güç ve dengeyi koruyan geriatrik rehabilitasyon müdahalelerine, akılcı ilaç kullanımına, düzenli beslenmeye, uygun ayakkabı seçimine ve gerektiği takdirde yardımcı alet kullanımına dikkat çekti