SUMRU AYDIN

Her geçen gün hedefe yönelik ilaçlar çıkarken Radyasyon Onkolojisi de son yıllarda nokta atışı tedavisiyle yıldızı parlamaya devam ediyor. Yani Kanser artık dermanı olmayan bir dert değil, çözümü olan hatta başarılı sonuçlar elde edilen bir “hatıra” olarak kalıyor. Bunu söylerken içim öyle rahat ki… Çünkü salgın hastalıkların kanserden çok daha tehlikeli olduğunu yıllardır editörlüğünü yaptığım sayfada hazırladığım yüzlerce habere dayanarak söylüyordum. Nitekim Pandemi’de ölenlerin sayısı ve ne kadar sürede öldüklerine baktığımızda kanserin oldukça masum kaldığını görmek mümkün. Kanser tedavisi sadece içinde yanlış ve doğruların olduğu biraz acılı ve uzun olan bir süreç. Eğer tünelin sonunda ışık olduğuna yürekten inanıyorsanız tedavide başarılı olmanız kaçınılmaz olur. 

Sağlık Notlarında bu hafta Avrasya Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Vecdi Ertekin Trilogy cihazının kanser tedavisindeki başarısını anlatıyor. Özellikle kanser tedavisi olanların ve onlara bakan yakınlarının izolasyona çok fazla dikkat etmesi gerektiğinin tekrar altını çiziyorum. Pandemi halen sürüyor. Maske+mesafe kuralına uyalım. Sağlıklı günler dilerim.

Yeni Nesil Kanser Tedavisinden Ne Anlamalıyız? 

Kanserle savaşan üç farklı branşta da (cerrahi, kemoterapi ve radyoterapi) asıl amaç öncelikle tümörü doku veya organdan tamamen silmek, bunu yaparken de vücudumuzdaki sağlıklı olan hiçbir yere zarar vermemektir. Artık kişiselleştirilmiş tıp ve kişiye özel tedavilerden bahsediyoruz.

Trilogy cihazı kullanırken hastalarımızın tedavisinde tedaviye bağlı minimum yan etki, tümörün ortadan kaldırılmasında maksimum başarı elde ediyoruz.”

Daha Önce Uygulanan Tedavilerden Farkı Nedir?

 Radyoterapide daha önceleri Kobalt60 (Co60) cihazı kullanılmaktaydı. Hastaları tedavi ederken tedavi alanındaki sağlıklı dokuları yeterince koruyamazdık. Tedaviye bağlı yan etkilerimiz fazlaca olurdu. Ancak son zamanlarda hızla geliştirilmiş olan LİNAC tabanlı gelişmiş radyoterapi cihazları ile hedefe yönelik tedavi yapmaktayız. Bunun anlamı tümörü hedef alarak tamamen ortadan kaldırmaya çalışmak, sağlıklı organları en iyi şekilde korumaya çalışmaktır. Trilogy cihazı kullanırken hastalarımızın tedavisinde tedaviye bağlı minimum yan etki, tümörün ortadan kaldırılmasında maksimum başarı elde ediyoruz. 

Trilogy Cihazının Vücudun Tümüne Yayılan Kanserlerde Etkisi Nedir? 

Kanser eğer tüm organlara yayılmışsa yapmamız gereken şey vücuttaki hayati önem taşıyan başlıca kritik organları koruma altına almaktır. Tümörün yerleşimine göre korunacak organlar değişir. Radyoterapi yapılırken sağlıklı organları daha iyi koruyabilmek için TRILOGY cihazını kullanmaya ihtiyaç duyuyoruz.

Radyasyonun İnsanları İyileştirici Yönünden Bahseder misiniz?

 Radyasyonlar madde ve biyolojik ortamdan geçerken çarpıştığı atom ve molekülleri iyonize ederek biyolojik ve fiziksel etki gösterirler. İyonizan radyasyonların tümör ve diğer hücreleri öldürücü etkisi olması nedeniyle modern kanser tedavisinde kullanılır.

İşte Trilogy Cihazının 4 Önemli Özelliği! 

IMRT Özelliği:

Radyoterapi cihazında şimdiye kadar kullandığımız 3D (3 boyutlu) konformal tedavinin gelişmiş formudur. Sağlıklı olan doku ve organlar en iyi şekilde korunurken, hastalıklı olan dokuya en yüksek radyoterapi dozu verilmesi sağlanır. 

RapidArc Özelliği:

Bu teknikte tümörlü olan doku daha hassas ve yüksek dozda ışınlanırken, komşu sağlam dokular çok yüksek oranda radyasyondan korunur. RapidArc tekniği ile hastaların günlük tedavi süresi aynı işi yapan diğer cihazlara göre göreceli olarak daha kısadır. 

SRT (Stereotaktik Radyocerrahi) Özelliği:

Trilogy cihazının bu özelliği sayesinde birkaç santimetre büyüklüğünde çok küçük tümörlere noktasal ışınlama yapabilir. Böylece tümöre çok yüksek dozda yoğunlaştırılmış iyonize radyasyon verilir. Tümörün çevresindeki normal dokuda çok hızlı doz düşüşü sağlanarak sağlıklı dokuların radyasyondan zarar görmesi en aza indirilir

IGRT Özelliği (Görüntü Kılavuzluğunda Radyoterapi):

Radyoterapi cihazlarındaki teknolojik gelişime paralel olarak hastaların günlük tedavi öncesi, tedavi sonrası ve en önemlisi tedavi sırasında doğru yeri ışınlayıp ışınlamadığımızı kontrol etmek için tedavi sahasının görüntüsünü almaktayız. Buna cihazın IGRT özelliği denir. Bu sayede eğer ışınladığımız bölgeden aldığımız görüntülerde farklılıklar varsa gerekli düzeltmeler yapıp tedavimizi daha doğru yapmamızı sağlarız.