HABER: SUMRU AYDIN
Tıp diliyle Diabetes Mellitus olarak adlandırdığımız Şeker Hastalığı adı tatlı olan ancak diyete uyulmadığı ve düzenli ilaç kullanılmadığı zaman sonuçları acı olabilen kronik bir hastalıktır.
Aslında hayatımız boyunca yapacağımız en önemli şey şeker hastası olmaktan kaçınmaktır. Hayat sizi ne kadar yormuş olsa da yemek tabağındaki ürünün kalitesine bakmak zorundasınız. Ne kadar çok yemek yediğiniz değil, hangi ürünü seçtiğiniz önemli. Aksi takdirde şeker hastalığına yakalandığınızda başınıza gelebilecek diğer hastalıklarla mücadeleniz daha da artacaktır. Bu hafta Avrasya Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. İsmail Çelik, Sağlık Notları okuyucuları için Şeker Hastalığı Tipleri teşhis ve tedavi yöntemlerini anlatıyor.
Ancak ben de yıllardır Sağlık Notları köşesinden edindiğim bilgiler ve Birinci derece akrabasında Şeker hastası olan bir aday adayı olarak öncelikli işimizin mutlaka ama mutlaka Şeker Hastası olma riskini en aza indirmemiz gerektiğini söylemek istiyorum. Bunun için birinci önerim kendinizi rahatsız etmeniz olacaktır. Örneğin bu yazıyı okurken eğer oturuyorsanız lütfen ayağa kalkıp iş yerinizin ya da evinizin etrafında en az bir tur tempolu yürüyün. İkinci önerim şekerden ve şekerli her gıdadan uzak durmanız. Bu olmazsa olmaz bir kural. Bunun içine unlu gıdalar yani ekmek de giriyor. Merak etmeyin yemedikçe alışıyorsunuz. Ve inanının kimse şeker yemediği için ölmüyor. Üçüncüsü de mutlaka sigaradan uzak durmalısınız. Herkese en tatlı düşmanımız olan şekerden uzak mutlu bir hafta diliyorum!
Sağlıklı Bir İnsanın Şeker Değerleri Hangi Aralıklarda Olmalıdır?
Normalde Açlık Kan Şekeri 8-10 saatlik açlık sonrası 100’ün, Tokluk Kan Şekeri yemekten iki saat sonra 140’ın altında olmalıdır. Açlık Kan Şekeri 100-126, Tokluk Kan Şekeri 140-199 aralarında olanlar şeker hastalığı açısından mutlaka araştırılmalıdır.
Şeker Hastalığı Açısından Kimler Risk Altında?
- Birinci derece akrabalarında şeker hastalığı olanlar
- AKŞ 100-126 arası, TKŞ 140-199 arası olanlar
- HOMA-IR (insülin direnci) 2.5 üzerinde olanlar
- İri bebek (4000 gm üzerinde) doğuranlar
- Obez veya kilolu (vücut kitle indeksi VKİ – 25 üzerinde) olanlar
- Santral obezite bel çevresi kadınlarda 80, erkeklerde 94 üzerinde olanlar
Şeker Hastalığının Bulgularından Bahseder Misiniz?
Şeker hastalarında ağız kuruluğu, sık su içme, sık idrara çıkma, vücutta kaşıntılar, halsizlik, kollarda ve bacaklarda uyuşma, soğukluk ya da yanmalar olur. Sabah yorgun kalkıyorsanız, yemek sonraları uyuklama, halsizlik oluyorsa, tatlı yeme ihtiyacınız varsa şeker hastalığı başlangıcı olabilir.
Şeker Hastalığını Nasıl Sınıflandırıyoruz?
1)Tip 1 Şeker Hastalığı
Mutlak insülin yokluğu vardır. Pankreasta insülin salgılayan hücreler oto antikorlar tarafından yok edilmiştir.
- Tedavide mutlak insülin kullanılır.
- Hastalar zayıf ya da normal kiloludur.
- Aile yakınlarında şeker hastaları genelde yoktur.
- Hastaneye prekoma veya koma ile başvururlar.
- Çocuk ve gençlerde görülür.
2)Tip 2 Şeker Hastalığı
Pankreastan insülin salgılanır ancak etkinliğinde yetersizlik vardır.
- Tedavide ağızdan şeker düşürücü ilaçlar, insülin, veya her ikisi birlikte kullanılır.
- Hasta kilolu veya obezdir
- Birinci derece akrabalarında şeker hastalığı öyküsü vardır.
- Şeker hastalığı genelde sinsidir, hafif semptomlarla ve ayaktan hastaneye başvururlar.
- 30 yaştan sonra görülür.
3) Gebelik Diyabeti Nedir?
Gebelik öncesi şeker hastalığı yoktur. Gebelik sırasında ortaya çıkar. Tedavisinde insülin kullanılır. Gebelikte en fazla Açlık Kan Şekeri:95, Tokluk Kan Şekeri:130 (Yemekten 1 saat sonra) olmalıdır. Doğumdan birkaç gün sonra şeker hastalığı bulguları kaybolur. Ancak bu kişilerin ileri ki gebeliklerinde tekrar şeker hastalığı görülür. Hayatlarının ileri dönemlerinde şeker hastalığına adayıdırlar. Bu nedenle her yıl şeker hastalığı yönünden tetkiklerini yaptırmaları doğru olur.
Şeker Hastalığında Hangi Tedavi Yolları İzlenmelidir?
- Eğitim
- Egzersiz
- Tıbbi beslenme
- İlaç
Hastaya şeker hastalığının sürekli olduğu tedavi ile kontrol altına alınabileceği, tedaviyi bırakması halinde hastalığın akut (Şeker yükselmesi, koma) ve kronik (Kalp damar, inme, ayak damarlarında tıkanıklık, gözde proliferatif retinopati, böbrek yetmezliği) komplikasyonlarının olabileceği belirtilmelidir. Hasta kan şekeri ölçüm cihazı edinmeli, doktorunun önerileri doğrultusunda açlık, tokluk kan şekeri ölçümleri yapmalıdır. Öğünlerini zamanında yemeli, ilaçlarını saatinde belirtildiği şekilde uygulamalıdır. Egzersiz olarak tempolu yürüme, koşma, yüzme önerilir. Açken,yemekten hemen sonra (Yemekten 1saat sonra yapabilir.) Kan şekeri 80’in altında, 250’nin üzerinde, belirgin kalp hastalığı, ayak damar tıkanıklığı, gözde proliferatif retinopati (Şekere bağlı göz dibi lezyonları), ayaklarda diyabetik duyusal nöropati (Sıcak, soğuk, ağrı, duyu kusurları) varsa egzersiz yapması uygun değildir. Diyestisyence belirtilen boy, kilo, şeker hastalığının durumuna göre belirtilen tıbbi beslenmeye uymalıdır. İlaç tedavisi diyabetin çeşidine, hastanın hastalığının özelliklerine göre (tablet, insülin ayrı ayrı ya da birlikte ) takip eden doktorun önerileri doğrultusunda uygulanmalıdır. Üç ayda bir kan lipitleri (Kolestrerol, LDL, HDL, Tligiriserit ) hbA1c(Üç aylık kan şekeri ortalaması), böbrek çalışmasını gösteren üre, kreatinin, tam idrar tahlili, karaciğer fonsiyonlarını gösteren ALT, AST, 6 ayda bir spot idrarda protein bakılması, senede bir kardiyoloji ve göz hastalıkları uzmanına kontrolü uygun olur.