HABER: HABİB BABAR
Geçtiğimiz günlerde Yargıtay emsal bir karara imza attı. Ve ‘genel cerrah estetik ameliyatı yapamaz’ kararını aldı. Bu kararın çok yerinde olduğunu belirten Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Zafer Atakan alınan bu kararın sadece genel cerrahlara göre alınmış bir karar olmaktan çok Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi eğitimi ve ihtisası almamış hiç bir doktorun kanunlara göre estetik ameliyat yapamayacağının kanunen kesinleşmesi anlamını taşıdığını belirtti.
Dr. Zafer Atakan sözlerine şöyle devam etti.
Kanunlar Hekimlerin Ameliyatlarını Belirlemiştir
Plastik cerrahın kalp ya da beyin ameliyatı yapması nasıl ki abesle iştigal ve etik olmayıp kanunen yasak ise diğer branş hekimlerinin de estetik ameliyat yapması bu anlamı taşımaktadır. Kanunen aldığınız ihtisasta hangi ameliyatları yapabileceğiniz belirtilmiştir ve buna göre de eğitim müfredatı oluşturulmuştur. Ancak son zamanlarda estetik ameliyatlarındaki rant arzusu diğer branş hekimlerini kanun dışı bu ameliyatları yapmaya yönlendirmiştir.
Hastalar, Hekimlerden Sağlık Bakanlığı Onaylı İhtisas Belgesini Görsünler
Hastalar eğer estetik ameliyat yaptıracaklarsa hekimlerinden mutlaka Sağlık Bakanlığı onaylı ihtisas belgesini görmeyi istemeliler. Zira estetik ameliyatlar konunun uzmanı plastik cerrahların eğitim aldığı bir konudur ve onlar tarafından legal olarak uygulanmalıdır. Bu olay ülkemizin son yıllardaki parlayan yıldızı sağlık turizmini de ehliyetsiz, tecrübesiz, beceriksiz ellerde sırf ticari kazanç amacı ile yapılan yanlış ameliyatlar ile olumsuz etkilemektedir.
Saç Ekimindeki Rant, Medikal Seviyeyi Aşağılara Çekti
Sağlık turizmini korumak adına önce yapılması gereken husus hastanelerin, sağlık kuruluşlarının uyarılarak her hekimin kendi branşının ameliyatlarını yapmasına izin verilmesi olacaktır. Zira Yargıtay'ın emsal kararında ameliyatın yapıldığı hastane de müteselsil sorumlu yani aynı oranda sorumlu suçlu bulunmuştur. Özellikle son yıllarda saç ekiminde oluşan rant bu sektördeki medikal seviyeyi çok aşağılara ve hijyenik olmayan bir düzeye çekmiş ve maalesef hekim olmayan , medikal eğitimi olmayan insanların bu işe rant amacı ile atılmasını ve komplikasyonların artmasına yol açmıştır. Bu komplikasyonlar ülkemizin sağlık turizmine vurulan en büyük darbedir ve hepimizi ilgilendirmektedir. Bu yanlışı yapan kişilerin ve göz yuman sağlık kuruluşlarının şahsi çıkarları için ülkemizin parlayan yıldızı sağlık turizminin adının tehlikeye atılması hepimizi üzmektedir.
